15) Operasyon & Kandırılmak

173 37 0
                                    



Operasyon günü hazır olduklarını öğrendiğim çocukları şirketin büyük arabasına doldurmuştum. Hepimizin elinde döner ekmek vardı. Oraya gidene kadar karnımızı doyuruyorduk.

Çocukların hepsiyle tanışmıştık. Üçte biri kızlardan oluşuyordu. Yani altı kız ve on iki erkek vardı.

"Başka bir şey isteyen var mı?" dedim çocukların hepsine tek tek bakarak.

Doğal kızıl saçlı bir kız hemen yerinde dikleşmişti. "Bize acıdığını bu kadar belli etmezsen daha makbule geçer." Gözleri çok soğuk bakıyordu.

"Ben sadece belki bir şeyler içeriz diye düşünmüştüm." dedim ne diyeceğimi şaşırarak. "Adın ne?" diye sordum akabinde.

"Sevgi." diye mırıldandı. "Neden soruyorsun? Beni öldürtecek misin? Öyleyse elini çabuk tutsan iyi edersin. Karın tokluğuna en b*ktan işleri yapmaktan sıkıldım." dedi adının Sevgi olduğunu öğrendiğim kız.

Bu genç yaşta ölümü böyle basitçe istememeliydiler. Ölüm basit değildi. Çünkü ölümün ardında ne olduğu belli değildi. Belki bu dünyadan daha güzeldi. Burada hiç sahip olamadığımız şeylere sahip olabilirdik. Belki de daha kötüydü. Yaptığımız tüm kötü şeylerin cezasını çekeceğimiz işkence merkezi gibi bir yer de olabilirdi. Ne olursa olsun basitçe ağıza alınmaması gerektiğini düşünüyordum.

"Hayır, tabii ki öldürmeyeceğim. Neden biraz rahatlamıyorsun?" Sevgi on yedi yaşında anca vardı. Ona nasıl davranmam gerektiğine karar veremiyordum. Çocuk değildi. Ama yetişkin de değildi. Ergenliğini atlatamamış olmalıydı.

"Rahatlamak mı?" dedi saçları kazıtılmış bir kız. "Demek rahatlamamızı istiyorsun." Başını yere eğerek güldü. Kızın upuzun kirpiklerine hayran kalmıştım. Saçı kazıtılınca çirkin olmak yerine bu dünyaya ait olamayacak kadar güzel görünüyordu.

"Çok güzelsin" dedim bir anda. Kızlarla iyi anlaşmanın da çeşitli yöntemleri vardı sonuçta.

"Sen de öyle görünüyorsun" dedi. "Ama fondöteni çıkartsaydın de gerçek yüzünü görseydik keşke." dediğinde çocukların hepsi kıkırdamıştı. Dürüst olmak gerekirse buna bozulmuştum.

Benden aşağı yukarı on yaş küçük biriyle laf yarışı ettiğimi umursamadan "fondöteni çıkarırsam yüzümdeki bütün morluklar ortaya çıkar, güzel kız. Anlıyor musun? Kimsenin hayatı mükemmel değil. Kabuğuma bakarak beni yargılamayın." dedim. Sesim soğuk ve kısıktı.

Ortamdaki tüm neşe havaya uçmuştu. "Adım Melek." dedi saçı kazıtılmış kız. Demek ki sonunda bana saygı gösterip ismini bahşetmek istemişti.

"Hoş bir isim." diye mırıldandım. Melek güldü. Cevap vermedi.

"Baksana"  dedi az önceki kızıl saçlı kız. Adı Sevgi'ydi sanırım. "Yardım etmek istiyorsan neden Gonca Gül denen K*ltağın kulağını birazcık çekmiyorsun. Yaptıkları buramıza kadar geldi." Eliyle iki gözünün ortasını işaret etti.

Sonra Sevgi giydiği salaş kazağın yakasını indirerek sol göğsünde bıçakla çizilmiş onlarca çiziği gösterdi. Bunlar bir aydan daha önce yapılmış kadar eski görünüyordular. Ama izlerinin hiç geçmeyeceği belliydi. "O kadın psikopat. Adımın Sevgi olması hiç hoşuna gitmiyormuş. Sevgi beni zayıf bırakırmış. Bu yüzden sevgimi köreltmek için kalbimin olduğu yeri jiletledi." dedi Sevgi.

Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Nasıl bir psikopattı bu kadın. Tam babam gibiydi. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştu.

"Şaşırmış görünüyorsun" dedi on sekiz yaşlarındaki bir erkek. Kaşlarını neredeyse birbirlerine değecek kadar çatmıştı. "Sadece Sevgi değil. Tüm sinirini kamptakilerden çıkarıyor. İyilik etmek istiyorsan o kadının g*tüne tekmeyi bas."

İNTİKAM KASIRGASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin