10) Tunç'la Kafes Dövüşü

220 45 3
                                    

Sinan Keskin'i hatırlamakta zorluk çektiyseniz başlangıç bölümüne göz atın derim. Oylamayı unutmayın!

...

Hazırlanmak için soyunma odasına giderken Derin'de görmeyi asla beklemediğim birini gördüm. Sinan Keskin... Herkesin nesi vardı böyle? Derin'de olmaması gereken kişiler neden ayak altında dolaşmakta ısrarcıydılar? Dehşete yanına koşup koluna dokundum. "Ne işin var senin burada?"

Gülümsedi. "Hey! Endişelenme. Baban burada olduğumu biliyor."

Başımı iki yana salladım. "Babam buna asla izin vermez."

Çünkü o babamın düşmanıydı.

Eliyle kahverengi saçlarını düzeltti. Kahverengi gözlerindeki alaycı parıltılar beni şaşırtmıştı. Yıllar önce kurtardığım ağır başlı çocuk muydu bu? Değişmişti. Yakından daha yakışıklıydı. Ama az sonra yenilmek üzere katılacağım maçı düşünmekten Sinan'ın yakışıklı yüzünü düşünemiyordum.

"Burada bulunmamı hevesle kabul ettiği söylenemez zaten. Ama kâr güttüğü bir kadın kavalyesi olarak beni davet ettiğini Demir Aydoğan'a söylediğinde baban pek de itiraz edememiş. Para ne güzel şey öyle değil mi Almila? Her kapıyı açıyor."

Şaşkınlıkla başımı babamın bulunduğu camlı bölmeye döndürdüm. Şahin gibi gözlerini üzerimize dikmiş tüm siniriyle bizi izliyordu. Tekrardan Sinan'a döndüm. Demek babam Sinan'la konuşmamdan hoşlanmamıştı. Güzel... Uzanıp Sinan'ın yanağını öptüm. Geri çekildiğimde kıkırdayarak "umarım babamı kızdırmak için seni kullanmamı mazur görürsün Sinan Keskin." dedim.

Kahkaha attı. "Beni kullandın demek." Elini alınmış gibi göğsüne koydu. "Kendimi çok kirletilmiş hissediyorum."

Sonra yüzündeki gülümseme biraz durgunlaştı ama yine de silinmedi. "Değişmişsin" dedi.
Başımı aşağı yukarı salladım. "Sen de öyle"

O da başını sallayarak onayladı. Sonra gülerek "O kas torbasına meydan okumak da neyin nesiydi şampiyon?" dedi.

Elimi önemsizmiş gibi havada salladım. "Benim fikrim değildi."

Bu Sinan'la yalnızca ikinci konuşmamızdı. Buna rağmen bu kadar rahat konuşmama şaşırmıştım. Üstelik -babamı kızdırmak için bile olsa- yanağını öpmüştüm. Sanırım onun rahat tavrı bana da bulaşmıştı.

"Koluna ne oldu?" diye sordu. Yüzüm asıldı. "Cihan yaptı."

Şaşırmıştı. "Sana aşık olduğunu sanıyordum. En son nişanlandığınızı duymuştum."

Koluna dokundum. "Dinle, maça yetişmeliyim. Babamın gözünden uzak yerlerde takılmanı tavsiye ederim. Seni bir kez daha kurtaramam zira o kas torbasının yumruklarıyla jöleye dönüşmüş olacağım."

Elini omzuma koyup sıktı. "Bol şans, Almila."

Sadece gülümsedim ve soyunma odalarına yöneldim.

~.~

Hazırlık odalarında tayt ve büstiyerimi giyerken durmadan küfür ediyordum. Babam bana daha yaratıcı bir ceza veremezdi. Dayak yemekten daha kötüsü herkesin karşısında dayak yemekti. Ve babam bana bunu yapmıştı.

İNTİKAM KASIRGASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin