Ara Bölüm

3.4K 275 35
                                    

Sokakta her şeyden habersiz oynarken insanların koşuşturuyor olması dikkatini çekmişti. İlkbahar olmasına rağmen birden ortam sımsıcak olmuştu. İnsanlar bağırışıyordu. İlgi odağı olan yere döndü. Bir ihtimal burası onun evi miydi? Yanan ev Mi'nin evi miydi? Uzaktan pek belli olmuyordu. Annesinin yeni aldığı takunya terliklerle koşması zordu. Onları çıkardı, eline aldı ve öylece koştu. Bu ev.. Evet tamda tahmin ettiği gibiydi. Bu onun eviydi. Ama annesi ve babası içerideydi. Ne olmuştu onlara?

Mi'nin geldiğini gören bir kadın onu kucağına aldı. "Korkma kızım" diyerek başını okşadı. Neden korkmayacaktı ki? Anlamadı.

"Ne oluyor oyada?" diyerek tombul minik parmağını yanan evine uzattı.

"Ufak bir kaza" dedi kadın uzaklara dalarak.

Ne kazası. Kim yapmıştı bu kazayı. Peki ya oyuncakları, babasının yeni aldığı yatak ve annesinin üzerine örttüğü pembe barbie bebekli örtüsüne ne olmuştu? Ya yeni aldığı pembe yemek takımı? Tüm onları yeniden görebilecek miydi. Bilinçsizce ağlamaya başladı.

İnsanlar acıyla ona bakıyorlardı. Az sonra görevliler çıktı. Herkes ne olduğunu soruyordu.

"Kurtulamadılar..."

Kadınlardan ağlama sesleri yükseldi. Ne oluyordu? Minik bacaklarıyla kucağında olduğu kadının elinden kurtuldu ve hala yanan evine doğru koştu. Neden korkuyordu ki insanlar yangından. Yangın varken içeri de canavar mı oluyordu yada hayaletler mi geziniyordu. Ama Mi hayaletten ve canavarlardan korkmazdı ki. İçeri girip bakacaktı kimsenin tutmasına kalmadan hızlıca kapıya doğru koştu. O an yüzüne bir sıcaklık çarptı, kendisini durduran görevli yangını, sıcağı, ateşi daha fazla tecrübe etmesine engel olmuştu.

"Anneeeegggg"

Annesi nerdeydi. Neden bu insanlar evine girmesine izin vermiyordu. Babası da evdeydi evet belki o gelip Mi'yi alabilirdi. Onun aldığı yumuşak yatakta yatmak istiyordu.

"Baabbbbaaaa"

Cevap yoktu. Ne annesi geliyordu ne de babası. Herkes ona bakıyordu ve ağlayanlar vardı. Bu ne böyle. Komşularından birini gördü. Kadının bacağına sarıldı.

"Annem nerdee"

"Babam nerde"

Neden kimse cevap vermiyordu. Evine de giremiyordu. Acaba komşuları Mi ile oyun mu oynuyordu. Evet oyun oynuyorlardı. Kesinlikle böyleydi oda onlarla oynarsa eğlenebileceğini düşündü. Birden koşmaya başladı etrafta.

"Hadii benimle oynayın"

Kimse tepki vermiyordu. Oyun da mı değildi. Bu can sıkıcı olmuştu ama.

"Annesinin ve babasının öldüğünü nasıl söyleyeceğiz çocuğa"

Fısıldaşan kadınları duymuştu. Annesi ve babası hakkında konuşuyorlardı hemen atıldı.

"Ölmek ne demek"

"Anneme babama ne oldu?"

Söyleme görevini üstlenen kadın bunu nasıl anlatacağını bilmediği için "Biraz  tatile çıktılar" dedi.

Nasıl yani annesi babası Mi'yi almadan mı gitmişti. Ne olacaktı şimdi Mi tek başına kalamazdı ki.

.
.
.
.
.
.

Yetiştirme yurdunda geçirdiği 9 yıl boyunca anne ve babasının öldüğünü kabullenmeye çalıştı. Ölmek ne demek bilmiyordu. Birçok arkadaşına sormuştu. Bir fikir oluşmuştu kafasında. Arkadaşlarından biri "Eğer onları çok seviyorsan ve dünyadaki sorumlulukları güzelce yerine getirirsen sende öldükten sonra onların yanına gidersin" demişti. Bu biraz olsun içini rahatlatmıştı ama kimse lisedeki kimya öğretmeni kadar ona destek olmamıştı...

freedom ; kim namjoon ✓Where stories live. Discover now