22

2.9K 270 25
                                    


"Demek bu yüzden benimle evlendin"

"Evet bir sebebi bu ama biraz olsun senden hoşlanmasam bunu kabul etmezdim"

"Mi şuan ne demem gerektiğini ve nasıl davranacağımı bilmiyorum"

"Geçmiş senin için çok mu önemli ?"

"Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum sanırım biraz yanlız kalmaya ihtiyacım var."

"Namjoon özür dilerim, bunu bir şekilde söylemek zorundaydım. Daha fazla içimde tutamazdım."

"Yani kendini düşündüğün için yaptın"

"Bir bakıma evet ama sadece kendimi düşünmedim seni de düşündüm çünkü bunu benden değil de bir başkasından öğrenmen senin için daha büyük bir yıkım olurdu"

"Sanırım ben dışarıya çıkacağım, şuan kelimeleri bir araya bile getiremiyorum"

Telefonunu bile almadan kapıyı çekip çıktı. İstemsiz bir şekilde Jin'in koaförüne doğru gitti. Şaşkınlığını onunla paylaşmak istiyordu. Bu çok zordu.. Nasıldı yani daha öncesinde kendisi farklı bir insan mıydı? Çocukluğu? Peki çocukluğu nasıl geçmişti? İlkokulda neler yaşamıştı? Okulun basketbol takımına girmiş miydi? Acaba günlük tutuyor muydu? Yabancı hissetti. Kendini tanımıyordu. Babasına da sinirli değildi, onun açısından düşünmeye çalıştı. Oğlunun iyi bir insan olmasını, güzelce yaşayıp güzelce bu dünyadan ayrılmasını istemişti. Peki ama neden kendi isteği disinda onu evlendirmişti? İstiyor muydu, istemiyor muydu hatırlamıyordu. Ama Mi gayet net bir şekilde babası isteği için kendisiyle evlendiğini söylemişti yani evlenirken ortada bir aşk yoktu. Bu kalbine ağır geldi. Evet ortada bir acıma duygusu vardı..

"Hey ne dikiliyorsun orada!" Jin her zamanki neşeli ve enerjik sesiyle Namjoon'u şimdiki zamana döndürdü.

"Seni ziyaret etmeye geldim"

"Düşünceli görünüyorsun, gel içeri"

Jin'in arkasından koaföre girdi ve tekli koltuklardan birins oturdu.

"Abi sanırım ben hafızamı kaybetmişim"

Jin büyük bir kahkaha attı.

"Şimdi mi, e o zaman beni nasıl hatırlıyorsun. Namjoon komik adamsın yahu"

"Öyle değil, önceden kaybetmişim"

"Ciddi misin? Nasıl yani"

"Şöyle ki Mi ile evlenmeden önce hafızamı kaybetmişim ve öncesinde kötü bir hayat yaşadığım için babam benim Mi ile evlenip iyi bir hayata başlamamı istemiş"

"Demek öncesinde kötü bir hayat yaşıyormuşsun, seni hiç öyle hayal edemiyorum gayet mahsum duruyorsun :)"

"Abi ciddiyim, hala şaka yaptığımı zannediyorsun ama ben ne yapacağımı bilmiyorum" cümlesini bitirdikten birkaç saniye sonra ağlamaya başladı, artık iyice dolmuştu, rahatlamaya ihtiyacı vardı.

Jin onu kendi haline bıraktı, müdahale etmedi. Çünkü biraz ağlamak iyi gelirdi ayrıca oda çok şaşkındı ve nasıl teselli edeceğini bilmiyordu. Mutfağa gidip iki tane kahve yaptı.

"Namjoon haydi dostum, kendini bırakma" dedi ve kahveyi uzattı.

"Teşekkür ederim abi"

"İstersen babanla konuş, belki biraz daha iyi olur"

"Ne diyeceğimi bilmiyorum, inan arasam bile hiçbir şey değişmez"

"Sen bilirsin dostum ama hayatta bazı şeyler bizim elimizde olmayabiliyor, anladığım kadarıyla seni üzen şey Mi'nin rica üzerine seninle evlenmiş olması çünkü kötü hayata kıyasla şuan daha iyi yaşıyorsun"

"Emin değilim"

"Her şey bir bir çözülür merak etme sen"

"Bugün sende kalabilir miyim?"

"Tabiki kal, istersen her zaman bende kal ama ne zamana kadar böyle devam edebilirsin ki? Elbet birgün bu durumla yüzleşmek zorundasın"

Ani bir karar vermek istemiyordu. Bunu önceden öğrenmiş olsaydı bir dakika bile Mi ile kalmazdı lakin şuan durum farklıydı. Onu seviyordu.

Kendini tren istasyonunda buldu, Ilsan'a bir bilet almıştı. Gidip annesiyle babasıyla konuşmak istiyordu. Neler olduğunu birde onlardan duymak istiyordu. 

freedom ; kim namjoon ✓Where stories live. Discover now