Ara Bölüm

2.9K 239 61
                                    

Namjoon liseden mezun olmuştu ve üniversite sınavı için tekrar hazırlanmaya karar vermişti. Ara sıra babasını ziyarete gidiyor ve yapamadığı soruları da okuldaki öğretmenlere soruyordu.

"Oğlum bu ders seni sınıfımdaki öğrencilerler tanıştırmak istiyorum"

"Tamam baba, hangi sınıf?"

"Bu koridorun sonundaki sınıf"

"Tamam dersin tam ortasında gelirim"

"Yaramaz senii"

Zaman geldiğinde, oldukça gergin bir şekilde kapıyı çaldı ve içeri girdi.

"Hoşgeldin oğlum, böyle gel kendini tanıt"

"Merhaba, ben Kim Namjoon 20 yaşındayım ve liseden mezun oldum şimdi tekrar üniversite sınavına hazırlanıyorum"

Tam o sırada birisi gözüne çarpmıştı, aslında gözüne çarpması için bir neden yoktu. Küt saçları vardı ve sınıftaki çoğu kızın aksine makyaj yapmamıştı. Gömleğinin yakasını boğazına kadar iliklemişti ve gayet terbiyeli duruyordu. Normalde böyle bir kızın Namjoon'un dikkatini çekmesine imkan yoktu ama nasıl olduysa bir anlığına gözü bu kıza takılmıştı. "Her neyse" diyerek geçiştirdi.

"Çocuklar, Namjoon abinize sormak istediğiniz bir şey yoksa oda oturup dersimize dahil olacak"

Gözlüklü ve sınıfın en çalışkan kızı diyebileceğiniz tipte bir kız parmak kaldırdı.

"Evet, kızım"

Kız direkt Namjoon'a yöneldi ve "Neden ikinci sene çalışmayı tercih ettiniz, daha mı iyi oluyor"

"Daha iyi olup olmaması kişiden kişiye göre değişir ama derslerim iyi olmadığı için tekrar hazırlanmak istedim"

Kız pekte tatmin olmuş gibi görünmüyordu. Namjoon'u sorularıyla köşeye sıkıştırdı.

"Peki bize nasıl tavsiyeler vermek istersin?"

"Zamanında çalışmak önemli, bunun acısını şuan çekiyorum"

"Şuan denemelerde nasıl netler yapıyorsun?"

"Geçen seneye göre daha iyi ama kendi seviyeme göre istediğim gibi değil"

"Sayısal olarak söyler misin"

Namjoon bu kızın tavrından hiç hoşlanmamıştı. Belli ki kendini üstün görüyordu ve bunu soru sorarken ve cevapları dinlerken belli ediyordu.

Az önce gözüne takılan kız birden atıldı. "Hocam bende bir şey sormak istiyorum"

"Sor tabiki kızım, arkadaşın yeterince soru sordu zaten"

"Boyunuz çok uzun bunun sırrını anlatır mısınız?"

Sınıftan homurdanma sesleri geldi. Normal bir durumda buna gülmeleri gerekirdi ama garip bir sınıftı.

Ama Namjoon kendini tutamadı ve güldü, şuan kimse umrumda değildi. Bu kız onu güldürmüştü. Ve garip bir şekilde kulakları kızarıyordu. Namjoon kendini bilirdi ve %100 bu hiçte tipi olmayan kızdan hoşlanmıştı. Ona şöyle bir cevap verdi

"Sizin boyunuzun kısa olmasının bir sırrı yoksa benimkinin de uzun olmasının bir sırrı yok"

Kız çoktan başını eğmiş sırasına oturmuştu. Namjoon yüzüne biraz daha bakmak istese de olmadı. Babası boş bir sırayı işaret etti ve Namjoon'da geçip oturdu. Ders bittiğinde o kıza teşekkür etmek istiyordu.

Zil çaldı, kız dışarı çıktı ve Namjoon'da peşinden gitti.

"Şey az önceki jestin için teşekkür ederim"

"Önemli değil, bende zaten ona gıcık oluyordum" dedi ve gülümseyerek gitti.

Namjoon arkasından seslendi " Şey adın ne bu arada"

"Adım Mi" dedi ve Namjoon'a el sallayarak yoluna devam etti.

Demek adı Mi'ydi. Hislerinden emin olmak için beklemek istiyordu, acele bir işe kalkışmak istemiyordu, çünkü bu kızdan gerçekten hoşlanmıştı.

Akşam masada bugünle ilgili konuşuyorlardı.

"Oğlum, kardeşlerini gördün sana yüklenen kız bile çok iyi bir insandır. Onlar için çok güzel umutlarım var hepsi çok çalışkan çocuklar"

Kardeşlerin!?!?

Evet ya kardeşlerim dedi Namjoon. Evet evet kendinden 4 yaş küçüktü  hepsi

"Ah, evet haklısın baba, sen öyle diyorsan öyledir tabi"

Neden bu kardeşler kelimesine bu kadar takmıştı bilemiyordu. Aslında 4 yaş çok büyük bir fark değildi ama babası ona atladığı bir ayrıntıyı hatırlatmıştı. Ayrıca "Mi" babasının öğrencisiydi ve onunla çıkarsa okulda kim bilir nasıl dedikodular dönerdi. O gün uyumadan önce Mi'yi sevmediğine ve onun hiçte tipi olmadığına kendini inandırdı.

Ama ne yazık ki sabah uyandığında kalbi hiç böyle söylemiyordu. Hazırlandı ve babasının okuluna gitti. Her saniye onu görmek istiyordu, onunla bir yakınlık kuramayacağını bilse de sadece görmek yetiyordu.

Bir hafta boyunca hergün babasının görev yaptığı liseye gitti ve artık bu durum herkes için rahatsız edici olmaya başlamıştı.

Sonrasında çıkışlarda beklemeye başladı. Mi'yi uzaktan izliyor ve o servisine binince Namjoon'da evine gidiyordu.

Babası bir sorun olup olmadığını soruyordu ama Namjoon hiçbir sorunu olmadığını söyleyip gülümsüyordu. Bu arada ders çalışmayı da baya ihmal etmişti. Bir ara babasına anlatmak istedi ama sonuç alamayacağını bildiği için anlatmadı, çok kezde annesine anlatmak istedi ama hiçbir işe yaramazdı. Girdiği ortamlarda arkadaşlarına anlatıyordu onu. Yavaş yavaş durum baymaya başladı çünkü artık arkadaşları da her seferinde onu ne kadar çok sevdiğini dinlemekten sıkılmışlardı. Git konuş diyorlardı ama Namjoon yapamam diyordu. Bir süre sonra arkadaşlarıyla bağını kopardı ve kendini kağıtlara verdi. Onun için şiirler yazıyordu. Sonunda hiçbir şey onu tatmin etmemeye başladığında geceleri kulüplere gitmeye başladı. Ve burada da uyuşturucuyla tanıştı. Yıllarını bu şekilde ziyan etmeye karar vermişti. Halbuki gidip söylese her şey hallolacaktı ama nedense bunu bir türlü yapamıyordu. Yapmak istiyordu ama babasını düşünüyordu. Babasının bu şekilde daha çok üzüleceğini düşünmemişti.

Hergün uyumadan önce onu unutabilmek için Allah'a dua ediyordu. Yakında hukuk fakültesine girecek ve bir kaza sonucu hafızasını kaybedecekti..

freedom ; kim namjoon ✓Onde as histórias ganham vida. Descobre agora