Bölüm 9

302 241 7
                                    

Görkem'in tarifiyle pizza yapmaya çalışıyorduk. Pizzanın harcını ve hamurunu ben hazırladıktan sonra bu pizzayı nasıl olup da Görkem yapmış olacaktı anlamamıştım.

Ben hamurla uğraşırken sucukları doğruyordu. Kolunu belime dolayıp beni sertçe yanağımdan öptü. İçeriye geçip dudaklarının arasında bir sigarayla geri döndü. İlke'nin mutfakta sigara içilmesine kızdığını söylesem de önemsemedi. Sigarayı dudaklarımın arasına koyup bir nefes çekene kadar bekledi. Sigaranın verdiği rahatlamayla gevşedim.

Hamuru tepsiye yayıp harcı sürdükten sonra malzemeleri üzerine yerleştirmeyi ona bıraktım. Sigarası çoktan bitmiş tezgaha yaslanmış beni izliyordu. Eline aldığı domates parçasının birisini kendisi yiyip bir parça da bana verdi. Pizzayı fırına koyup içeriye geçtik.

Yatağa uzanıp beni yanına çağırdı. Yanına gidip göğsüne yattım. Ona sıkı sıkı sarıldım. Kırgınlığımı anlamış olmalıydı ki konuşmaya başladı.

"Bugün sende bir şey var anlat bakalım."

"Yok bir şey seni özledim."

"Emin misin? Hislerim bana başka bir şeyler de olduğunu söylüyor."

"Değilim."

Ona anlatıp anlatmamakta kararsızdım. Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum. Bir şeyler olduğunu yeteneği sayesinde anlamıştı. Öğrenmek için diretecekti. Başka bir bahane aradım. Beynimi ne kadar zorlasam da üzgün olmamı gerektirecek bir şey bulamadım.

"Anlatana kadar gıdıklarım."

Beni gıdıklamaya başladı. Yatağın diğer tarafına yatırmış kollarımı yukarıda sabitlemiş beni gıdıklıyordu. Buna çok fazla dayanamayacağımı biliyordu.

"Tamam, anlatacağım."

"Dinliyorum."

"Bugün Orhan üniversite bitince ayrılırsınız gibi şeyler söyledi. Biraz moralim bozuldu o kadar."

"Bu çocuk bizim ilişkimizi kıskanıyor. Sende onun oyununa geliyorsun. Nereden çıktı bu?"

Sadece omuz silkmekle yetindim. Ona yeniden sıkı sıkı sarıldım. Başımı boynuna getirip onun kokusunu olabildiğince içime çekmeye çalıştım. Ona iyice sokulmuştum. "Bu konunun bir kere daha açılmasını istemiyorum," dedi. Onu onaylarcasına başımı boynuna daha da gömdüm. Sonra fırındaki pizzanın yanmak üzere olduğunu hatırlayıp koşarak mutfağa gittim.

Ben tepsiyi çıkartmış pizzayı keserken o da tabakları çıkartıyordu. Tabaklara koyduğum parçaları masaya götürdü. Önümde duran pizza parçalarını hızla bitirip Görkem'i izlemeye başladım. Bir yandan yiyor bir yandan beni izliyordu. "İlk defa benden hızlı bitirdin," dedi. Utanıp önümdeki çay bardağıyla oynamaya başladım. Yüzüne bakmadan "Seni izlemek istedim," dedim.

Elindeki pizza dilimini bırakıp çayından bir yudum aldı. Derin bir iç çektikten sonra konuşmaya başladı. "Hala içinde bir huzursuzluk var bunu hissediyorum. Beni de üzüyorsun," ellerini sallayarak konuşuyordu. Gözlerine bakamadığım için ellerini izliyordum. Yerimden kalkıp yanına gittim. Ona arkasından sarıldım. Kollarımla boynunu sıkıyordum. "Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi?" dedim. Elimi tutup avucumun içini öptü. "Sende benim seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun," parmaklarımı tek tek öpüyordu.

Onu bıraktım ve geçip geri yerime oturdum. Çayımı içmeye devam ettim. Onu yemeğini yerken izlemek çok güzeldi.

Yemekten sonra ben bulaşıkları yıkarken yanımda şarkı söyledi. Bulaşıkları bitirdiğimde ona yeniden sarıldım. Bugün ondan ayrılmayı hiç istemiyordum. "Hadi bir şeyler izleyelim," deyip beni arkamdan odaya sürükledi.

Televizyonda moda programlarından birisini açtı. Aslında programı ikimiz de izlemiyorduk. O göğsünde duran elimle oynuyordu. Bende onu izliyordum. Bir süre sonra konuşmaya başladı.

"Bu programda ne kadar çok barok dönemi kıyafetler kullanılıyor."

"Haklısın. Aslında bu yıl fütürizm akımı daha geçerli."

"O akımı kullanmak cesaret ister sevgilim."

Yataktan kalkıp masamın üzerindeki moda tarihi kitabımı aldım ve yanına kendimi bıraktım. Tüm yarışmacıların üzerindeki kıyafetlerin hangi dönemden kesitler taşıdığını tahmin etmeye çalıştık.

" Bu kıyafet 60'ların hippi akımı."

"Hayır, eteğe baksana, 70'ler gibi duruyor."

"Kitaba bakalım. Evet, etek 70'ler."

"Yanıldın Görkem'im."

Biz programı izlerken İlke eve gelmiş, yanımıza uğramadan odasına geçmişti. Selim'le gelmemiş olmalıydı. Görkem telefonundan saate baktı. "Uyku vaktimiz gelmiş," yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Bu gülümsemenin ne anlama geldiğini biliyordum.

Belimden beni kendisine çekti. Dudaklarımdan başlayıp boynuma kadar öpmeye başladı. Bir eli tişörtümün içinden tenime değiyordu. "Televizyon hala açık," dedim. Kendimi geriye çekmeye çalışsam da bana yaklaşıyordu. Bir iç çekti. Nefesi tüm bedenimdeki tüylerin kalkmasına neden oldu.

Ayağa kalkıp televizyonu ve lambayı kapatıp yanıma geri geldi. Beni yeniden öpmeye başladı. Bir yandan tişörtümü çıkartmaya çalışıyordu. Sutyenimi tişörtümün üstünden açmayı başarmıştı. Yorganın altına iyice yerleşip onu kendime çektim. Dili boynumu keşfederken pantolonunu çıkartmaya çalışıyordum. Yüzünü yukarıya kaldırdım. Onu öpmeye başladım. Ellerim saçlarının arasında dolaşıyordu. Tüm huzursuzluğum kaybolmuştu. Onunlayken tek hissedebildiğim duygu mutluluktu.


Kontrolsüz 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin