Bölüm 24-Görkem

72 30 1
                                    

Işıkları kapatmaya giderken içimde birkaç gündür beni yokluğuyla deviren huzur vardı. Farkında olmadan gülümsediğimi fark ettim. Arkamı dönüp son kez baktığımda yatağa giriyor olduğunu gördüm. Onu öyle çok özlemiştim ki. Hem de bu kadar yakınımdayken. En zoru da buydu, yanımdayken bana olan uzaklığı...

Düğmeye basıp odadaki sahte ışığı söndürdüğümde sadece dışarıdaki hilalin odada yarattığı aydınlanma vardı. Telefonum titremeye başladı. Ekrana baktığımda arayanın Gözde olduğunu gördüm. Hemen meşgule atıp ona bir mesaj yazmaya başladım.


Gönderilen: Gözde

Uyumak üzereyiz yarın konuşalım.


Aynı sırada bana da Gözde'den bir mesaj geldi. Karşımda en masum haliyle Beren bana bakıyor, kimin aradığını soruyordu. Ona cevap vermeden önce mesajı açıp okudum.


Gönderen: Gözde

Yarın sizi öğle yemeğine bekliyoruz, yemekler benden ;)


Yine nasıl anlatacağımı bilediğim bir durumun içine çekilmiştim. Aslında böyle durumlar daha önce de yaşanmıştı ama ilişkimiz ciddileştikçe Beren beni sahiplenmeye başlamıştı. Bu hali hoşuma gidiyordu. Sevmediğim kısım olayların karışıp benden uzaklaşmasıydı.

Sinirli ses tonuyla "Kim seni gece birde arayan kişi Görkem, artık konuşacak mısın?" yatağın içinde bağdaş kurmuş oturuyordu. Sesli bir nefes aldım. Ondan bir dakika isteyip Gözde'ye mesajı hızla yazmaya başladım.


Gönderilen: Gözde

Yarın sabah sana haber vereceğim.


Ayağa kalkmış yanıma kadar gelmişti. Telefon ekranını görebilecek şekilde durduğu halde sadece gözlerime odaklanmıştı. "Söyleyeceğim lütfen şu geçirdiğimiz üç güne geri dönmeyelim," telefonu masaya fırlatıp attım. Kollarını göğsünde birleştirip "Demek rahatsız olacağım birisi. Bir kız öyle mi?" dedi. Nedenini anlamadığım bir şekilde cevap veremiyordum. Ağzımı açıp tek bir kelime bile söyleyemiyordum.

Gidip lambayı açtı "Bunu birbirimizi görerek konuşsak daha iyi olacak," son kelimeyi üstüne basarak söylemişti. Olduğum yerde suçlu bir çocuk gibi kalmıştım. Yerdeki kilimin desenini inceliyordum. Yanıma gelip beni kolumdan tuttu "Görkem konuşsana!" artık bağırıyordu.

Yatağa oturup onu kendime çekip sarıldım. "Mesajı atan Gözde, istersen hepsini okuyabilirsin," sıcaklığı bana iyi geliyordu. Saçlarımla oynamaya başladı "Demek Gözde'ye numaranı verdin?" sesi yumuşamıştı. Bunu beklemiyordum. Şaşkın ifademle kafamı kaldırıp ona bakmaya başladım. Beni geri göğsüne bastırdı. "Kaan numaramı aldığında ne kadar kızmıştın, demek ki bazı şeyler biz istemeden gelişebiliyormuş," sakinliği beni korkutuyordu. Ağzımdan kısık sesle "Kızmadın mı?" sözleri çıktı. "Hayır kızmadım. Yani sadece cevap vermemene kızdım," sakinliği beni de yumuşatmıştı.

Geriye çekip ellerinden tuttum, onu karşıdaki sandalyeye oturttum. "Bizi yarın öğle yemeğine çağırıyor hepsi bu. Gidelim mi?" sonunda normal sesimle konuşabilmiştim. Bir kahkaha attı "Gidelim sevgilim. Gidelim ve birbirimizi ne kadar sevdiğimizi gösterelim," dedi. İşte bu kadarını beklemiyordum. Değişimi beni etkilemişti. Sevgime her nasıl oldu ve inandıysa bu harikaydı. Artık tüm sorunları yenecek gücümüz vardı.

Onu eğilip kucakladım "O zaman şimdi uyuyalım," kıkırdıyordu. Onu yatağa yatırdıktan sonra hızla ışıkları söndürüp yanına gelip yattım. Biraz saçlarıyla oynadıktan sonra "Seni seviyorum," diye fısıldadım. Beni boynumdan öpüp "Bende seni seviyorum," dedi.

Onu uykuya dalana kadar izlemeye kararlıydım. Nefes alış verişi artık iyice yavaşlamıştı. Bana arkası dönük olduğu için yüzünü göremesem de uykuya dalmak üzere olduğunu biliyordum. Saçlarıyla oynamaya devam ettim. Haftaya genetik testi yaptırmak için hastaneye gidecekti. O gün yanında olmayı istediğim kadar bundan korkuyordum.

Düşüncelerimi okumuş gibi bana doğru döndü. Parmaklarını parmaklarıma kenetledi. Gülümseyen yüz ifadesiyle "Test için randevu gününü aldım. O gün lütfen benimle gel," savunmasız bakışlarıyla bana bakıyordu. Az önce aklımdan geçenleri sesli mi düşündüğümü kendi kendime sorguladım. Ben bunları düşünürken "O gün en çok sana ihtiyacım var," dedi. Boğazımı temizledikten sonra "Tabi ki, o gün yanında olacağım," dedim. bana sarılıp yanağıma öpücükler kondurmaya başladı. Ellerim tişörtünün içindeydi. Onu öyle özlemiştim ki kendime engel olamıyordum. Beynim bu gece bunun olmamasını söylese de kendime hakim değildim. Kulağıma "bu gece sadece uyuyalım," diye fısıldadı. Onu kaybetme korkum öyle büyümüştü ki dedikleri ellerimi anında çekmeme neden oldu.

Başını göğsüme koyup derin bir nefes aldı. "yarın çok erken kalkacağız," sesi uykuluydu. Ona sıkıca sarıldım. Diğer tüm düşüncelerimi geri plana atmaya çalışarak uyumaya çalışmalıydım. Onu başından öpüp gözlerimi tavandaki plastik yıldızlara diktim. Yarın benim için yine ağır bir gün olacaktı.

Kontrolsüz 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin