Bölüm 18

192 144 12
                                    

Görkem sabahtan bu yana belki de onuncu defa aramızdaki sorunun halledilip halledilmediğini soruyordu. Kafenin kapısının önünde ellerimi tutmuştu. Çıkışı engellediğimiz için insanlar imalı şekilde etrafımızdan "Pardon," diyerek geçiyorlardı. Gözlerimi yerden kaldırıp bir iç çektikten sonra "Görkem bu kolay halledilecek bir mevzu değil, konu sen de değilsin. Sadece biraz kıskandım. Bu da üzülmeme neden oldu, bana zaman ver," dedim. Pes etmeye niyeti yoktu "Beni affettiğini söylemeden seni bugün bırakmam," bana aniden sarıldı.

Yoldan geçen herkes bize bakıyordu. Utanmama sebep olmuştu. Kollarından kurtuldum. "Tamam ama şimdi İlke'nin yanına gitmem gerek," ona karşı koyamıyordum. Bana istediği her şeyi yaptırabilme gücüne sahipti. Sözlerim onu sevindirmişti. Beni yanağımdan sertçe öptükten sonra "Bugün serbestsin," dedi ve arkasını dönüp gitti.

Ardından bir süre bakakaldım. Onu gerçekten seviyordum. Hayatımdan çıkıp gitmesi düşüncesi bile gecelerimi uykusuz geçirmeme yetiyordu. Duvarın dibine yasladığım resim çantamı elime alıp apartımıza doğru yürümeye başladım.

Apartın yakınlarına geldiğimde saate bakmak için çantamdan telefonumu çıkarttım. İlke'den mesaj gelmişti.


Gönderen: İlke

Ek ders çıktı balım. İki saate kadar geliyorum, öptüm.


İlke de daha gelmediğine göre biraz dolaşabilirdim. Fakat hiç halim yoktu. Hava gerçekten güzeldi buna karşılık zihnim de bir o kadar yorgundu. Apartın gözüktüğü köşeye kadar geldim. Bir sigara içtikten sonra yürümeye devam etmeye karar verdim. Bir tane çıkartıp yaktım.

Sigaramın ortalarına geldiğimde tek düşüncem bu kıskançlık krizini nasıl yenebileceğimdi. Kendi hemcinslerimle baş edebilmeyi hiç becerememiştim. Böyle durumlarda hep geri çekilmeyi seçmiştim. Bu defa ise sevgim buna engel oluyordu.

Uzaktan yükselen sis bulutuna benzer bir görüntü gördüm. Sigaramı yere atıp üstüne bastıktan sonra resim çantamı yerden aldım, o tarafa doğru yürümeye başladım. Hortuma benzer bir görüntüydü. Gözlerimi kocaman açmıştım. Hem korkuyor hem de bu her ne ise görmek istiyordum.

Hortum gittikçe büyüyüp bir insan boyuna ulaşmıştı. Hava hala güneşliydi. Etrafta benden başka kimse yoktu. Apartmanlara göz gezdirdim. Balkonlarda ya da camlarda, hiç kimse yoktu. Hortumla aramda neredeyse on metrelik bir mesafe kalmıştı. Olduğum yerde kalıp izlemeye başladım. İçinde bir karartı oluşmaya başladı. Bu karartı gittikçe bir insan görünümü alıyordu. Birisinin hortuma kapıldığını düşünerek öne doğru bir hamle yapmıştım ki tüm o toz bulutu birden kayboldu. Geriye sadece Kaan kaldı.

Gözlerime inanamamış şekilde ağzım bir karış açık kaldım. Elimden resim çantam yere düştü. Çıkarttığı patırtı Kaan'ın benden tarafa bakmasını sağlamıştı. Beni görünce şok olmuş gözlerle bakmaya başladı. Bana doğru geliyordu. Hemen resim çantamı alıp aparta doğru son hızımla koşmaya başladım. Yeterince hızlı olamamıştım ki bana yetişti.

"Beren lütfen bekle! Sana her şeyi anlatmama izin ver."

Arkamı dönüp yüzüne sorgular gözlerle baktım. Bunun nasıl bir açıklaması olabilirdi ki? Çok korkmuştum. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Elini kolumu tutmak için kaldırdı. Sonra bana dokunmaya cesaret edemeyip geri indirdi. "Lütfen sadece dinle, sana her şeyi açıklayacağım," sesi kulağıma çok boğuk geliyordu. Kulaklarımda tuhaf bir uğultu vardı. Bunu gerçekten öğrenmek istiyor muydum? Sanmıyorum... "Seni dinlemek istemiyorum Kaan. Bu çok... Tuhaftı..." kelimeleri seçemiyordum. Önümde dizlerinin üzerine çöktü. Başını bana doğru kaldırdı. Ellerini dua edercesine açmıştı.

"Beren lütfen, bunu birilerine anlatmana izin veremem. Sana zarar vermek istemiyorum. Her şeyi anlatacağım yeter ki dinle."

Bu hali ona acımama sebep olmuştu. Bu farklı bir yetenek miydi? Işınlanma falan? Böyle bir yeteneğin olabileceğini tahmin etmezdim. Onu omuzlarından tutup kalkmasına yardım ettim. Bekçinin kulübesinden bizi izlediğini görünce daha fazla reklam olmamaya karar verdim. Alt dudağımı ısırdıktan sonra konuşmaya başladım "Peki, yukarıya çıkalım," kolundan tutup kapıya sürükledim.


Kontrolsüz 2Where stories live. Discover now