Bölüm 10

311 239 16
                                    

Sabah kalkar kalkmaz saçlarımı yeniden yıkamıştım. Bugün İlke ile birlikte gideceğim, İstanbul'dan gelen ve randevu almak için günlerce uğraştığım bir saç ekimi uzmanıyla randevum vardı.

Saçlarımı aynanın karşısında incelemeye başladım. Çok da kötü görünmüyorlardı. Yeni yıkandıkları için biraz kabarmış bile sayılabilirlerdi. Ancak aralarda belli belirsiz var olan açıklıklar vardı. Saçlarımı sıkıca toplayıp peruğumu başıma geçirdim. Odamın kapısına gidip İlke'nin bulunduğu banyoya doğru çabuk olmasını söyleyerek bağırdım. Tekrar aynanın karşısına geçip üstümü biraz daha düzelttim. Bugün güzel olmak istemiştim. Her zamankinden biraz daha özenmiştim. Bugün hayatımın dönüm noktalarından biri olabilirdi. Saç ekimi için randevu alınacaktı. Artık peruk takmama gerek kalmayacaktı.

Gözlerimin altına akan rimelimi sildim. Aynadaki yansımama son bir kez daha baktım. Mutlu görünüyordum. İlke'nin odasının önüne gidip kapıya dayandım. Hazırdı. Çoraplarını giyiyordu. "Sen ayakkabılarını giy, geliyorum," dedi. Sözünü tekrar etmesine fırsat vermeden ayakkabılarımı giymeye başladım.

Yanıma geldiğinde "Mutlu görünüyorsun," dedi. Ona "Nasıl mutlu görünmem. Hayatımın değişmesine yalnızca saatler kaldı," dedim. Kapıyı kapatıp çıktık. Merdivenleri süratle indim. İlke bana yetişmekte ayağındaki topuklu ayakkabılar yüzünden zorlanıyordu. Taksi durağına doğru yürümeye başladık. Yolda ona saç ekim işleminin nasıl yapıldığını ve kalıcı olduğunu anlatıyordum. İşlem gerçekleştiğinde bir daha böyle bir sorunum olmayacağını düşünüyordum. Bir yandan yürüyüp bir yandan konuşuyor olmak nefesimi kesmişti. İlke beni hiç konuşmadan dinliyor, anlattıklarıma yalnızca kafasını sallamakla yetiniyordu. Yüzündeki gülümsemeden benim adıma sevindiği açıktı.

Taksiye bindiğimizde konuşmaya devam ettim. Saç ekiminin daha iyi sonuçlar vermesi için saçlarımı kazıtmam gerekliydi. Peruk taktığım için bu sorun olmayacaktı. Ben bunları anlatırken çoktan hastanenin önüne gelmiştik.

Arabadan indik ve içeriye girdik. Danışmada bulunan kız bizi üçüncü kata yönlendirdi. Asansöre binip beklemeye başladım. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki sesini dışarıdan bile duyuyordum. Asansörün içinde çalan şarkıyla başımı sallıyor İlke'yi güldürmeye çalışıyordum.

Biz kahkahalar atarken kapı açıldı. İnip bu katta bulunan danışmanın olduğu alana geçtik. Danışmadaki kız hangi bölüm için geldiğimizi sordu. Ona saç ekimi için geldiğimi söylediğimde dalga geçtiğimi sandı. Peruğum o kadar doğal duruyordu ki anlamak için epey incelemek gerekiyordu. Hastanın ben olduğumu ve peruk kullandığımı söyledim. Bizi bekleme salonuna yönlendirdi.

Oturduğumuzda İlke masada bulunan Isparta'yı anlatan dergilerden birisini alıp incelemeye başladı. Bana her sayfayı gösteriyor, gezeceğimiz yeni yerler bulduğu için seviniyordu. Asansöre odaklanmış doktoru bekliyordum. Söylediklerine başımı sallayıp geçiştiriyordum. Danışmadaki kız yanımıza gelip doktorun bizi beklediğini söyledi. Bize kapıya kadar eşlik etti.

Doktor içeride sekreteriyle konuşuyordu. Bizi görünce odasına buyur etti. İlke'nin elini tutmuştum. Doktorun tuhaf bakışlarıyla karşılaşınca hemen elini bıraktım. Heyecanla konuşmaya başladım. Tüm saç dökülme hikayemi en ince detaylarına kadar anlattım. Peruğumu çıkartmamı söyledi. Dediğini yaptım. Üstünkörü sadece saniyeler süren incelemesinden sonra o yıkıcı konuşmasını yapmaya başladı.

"Gördüğüm kadarıyla dökülme sebebin genetik. Sana saç ekimi yapamam. Saçlarının arka kısımlarında da dökülme var. Ektiğim tüm saçlar geri dökülecektir. Sen en iyisi peruk kullanmaya devam et."

Kontrolsüz 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin