Kontrolsüz 2

Bölüm 19-Kaan

Böyle bir hatayı nasıl yapmıştım... Daha dikkatli olmam gerekiyordu. Eve doğru gittiğini görünce acele etmiştim. Oysa içeriye girdiğinden emin olmam gerekiyordu. Çok korkmuştu. Bu benden biraz daha uzaklaşmasına neden olacaktı. Ona yakınlaşmak istedikçe işleri batırıyordum. Daha temkinli olmam gerekirken her şeyi batırmıştım.

Kapıyı açmaya çalışırken anahtarı yere düşürdü. Elleri titriyordu. Açıp koridora geçtiğinde bana göz ucuyla baktı "Sen odama geç ben birer kahve yapayım," yüzüme bakmadan konuşuyordu. Kalbimin bulunduğu yerde bir boşluk hissettim. Ayakkabılarımı çıkartırken "Yanında durmamı istemez misin?" diye sordum. "Hayır, gerek yok sen geç," çekmeceyi açıp içinden kahve kavanozunu çıkarttı. Ona sarılma içgüdümü yenmeye çalışarak yanından geçip odasına girdim.

Nerden anlatmaya başlamam gerektiğini kafamda kurmaya çalışıyordum. Mutfaktan bardak, kaşık sesleri geliyordu. Camı açtım. Cebimden bir sigara çıkartıp yaktım. İlk nefeste dumanı içime çekmeden dışarıya verdim.

Elindeki bardakları komodinin üzerine koyup yatağa oturdu. Bana en masum haliyle bakıyordu. Ona yalan söyleyemezdim. Sigaramdan bir nefes daha çekip sandalyeyi karşısına çektim. Kendimi üzerine bıraktım. Sigaramdan bir nefes daha çektikten sonra artık konuşmam gerektiğini anlamıştım.

"Sana bu anlatacaklarım çok garip gelebilir. Bana inanmaya da bilirsin ama sana gerçekleri kanıtlayabilirim."

"Olanlar yeterince tuhaftı. Daha fazla şaşıracağımı düşünmüyorum."

"Bak ben bu evrene ait değilim tamam mı? Beni Agross'dan dönüşümde yakaladın. Bunu görmeni hiç istemezdim."

Gülmeye başladı. Kahkahaları gittikçe arttı. En ciddi tavrımla hiç hareketsiz karşısında duruyordum.

"Seni oraya götürebilirim. Sadece birkaç dakikalığına. Daha fazlasına dayanamazsın."

"Bu bir tür şaka mı? Eğer öyleyse yeterince komikti. Şimdi gerçek sebebini anlat."

Başımı ellerimin arasına alıp saçlarımı sinirle dağıttım. Ayağa kalkıp sert adımlarla odasında tur atmaya başladım.

"Bana neden inanmıyorsun? Bunu öğrenmen yeterince tehlikeli zaten. Olayları daha fazla zorlaştırma."

Yanına gidip dizlerimin üzerine çöktüm. Ellerini avuçlarımın içine aldım. Birden ciddileşti.

"Peki neden buradasın?"

"Bu dünyaya sonsuzluk için geldim. Yapmam gereken, kendime söz verdiğim bir görevim var ama bunu yapmaya gücüm yok. Sana aşık oldum Beren."

"Anlayamıyorum... Agross... nasıl bir yer? Buraya nasıl geldin?"

"Bunun için bu paralel evrendeki eşimi öldürmem gerekti. Başta sadece meraktı. Sonra sonsuzluğu istedim. Onu öldürdüğüm için zamanda bir boşluk yaratabildim. Bu boşluk yolculuk yapabilmemi sağladı. Seni de götürebilirim. Sadece iste. Benimle gelmeyi iste."

Ellerimden kurtulup saçlarını kaşıdı. Başını pencere tarafına çevirdi. Kalkıp yanına oturdum. Vereceği cevabı heyecanla bekliyordum. Onun Agross'a gelebilmesi için kendi evrenimdeki eşini bulup öldürmüştüm. Bu ona zamanda bir açık yaratmıştı. Artık yolculuk yapabilirdi. Benimle gelebilirdi. Başını benden yana çevirdiğinde heyecandan kalbim duracak gibiydi.

"Benim o evrendeki eşim ölmeden nasıl gidebilirim ki?"

"Senin için bunu araştırmıştım. Çoktan ölmüş."

Onu daha fazla korkutmak istemiyordum. Benden uzaklaşmasına katlanamazdım. Başını salladı.

"O zaman deneyelim."