BÖLÜM 1 -Yerüstü-

1.5K 64 72
                                    

Merhabalar ilk kitabıma hoş geldiniz. Öncelikle bu kitap hayran kurgudur. Yani bitmiş bir kitabın devamıdır. Bitmiş kitap;Gregor diğer bir adıyla yeraltı günlükleri serisidir ve yazarı Suzane Collins tir.

Kitabın sonu beni çok tatmin etmemişti, çok fazla soru kaldı gibi hissettim. Bende dedim ki neden kendime göre devam  yazmayayım?

Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar:)

Bölüm 1 Yerüstü;

Yalnızlık...

Evet Gregor'un hissettiği şey tam olarak buydu. 

Parıl parıldayan güneş ışığı suratına vururken tek yapabildiği tembelce yumuşak yatağında yatmaktı. Bu içini daraltan ve kendisini boşluğa sürükleyen kahrolasıca duygunun nedenini Gregor henüz çıkaramamıştı. Tek bildiği bu içini daraltan yalnızlığa alışmış olmasıydı. Sahi iki küçük kardeşi ve ebeveynleri varken nasıl yalnız hissettiğini kendisi de bilmiyordu. Bazı insanların hayallerini süsleyen normal bir aile. Dışarıdan aynı bu şekilde görünüyordu. Ancak bu aile fertlerinin her biri biliyordu ki bu dünyadaki en normal olmayan aile kendileriydi.

Gregor yatakta gerinerek derin bir nefes aldı, pencereden dışarıya bakındı, güneş ve rüzgarın vurduğu ağaçları seyretti.

Evet her şey aynıydı.

Lizzie, Bot, babası, annesi, monoton olan hayatı...

Daha doğrusu yeraltından sonra olan monoton hayatı.

Başına giren ani ağrılarla yüzünü buruşturdu. Acının geçmesini dileyerek elleriyle alnını yavaş yavaş ovaladı. Ne zaman yeraltını düşünse başına ağrılar giriyordu ve artık bunun sinir bozucu olduğunu düşünmeye başlamıştı. Yeraltı artık hayatında yoktu ve asla tekrar olmayacaktı. 

Neden bu kadar takıyordu ki?

Bunu kabul etmeliydi. Oraya bir daha gitmesinin tehlikeli olduğunu çok iyi biliyordu. Gitmek gibi bir niyeti de yoktu ve ne olursa olsun gitmeyecekti. Kararlıydı, evet bunun yapılacak en mantıklı şey olduğunun farkındaydı.

Farkında mıydı?

"Gregor!" diye tiz, yüksek bir ses duyuldu ve odanın kapısı ardına kadar açıldı.

"Uyandın mı? Yatağında zıplamama gerek var mı?" diye soran sevimli kızın kahverengi kıvır kıvır saçları ve henüz düşmüş olan ön dişlerinin göründüğü bir gülümsemesi vardı. Gregor'un içinde bulunmuş olduğu boşluk yerini sıcaklığa bıraktı. Küçük kız kardeşi, onu bu lanet duygudan kurtarıveren bir ışık gibiydi.

Bot, Gregor'un yanına hızla geldi ve elleriyle Gregor'u çekiştirdi.

"Hadi, kahvaltı zamanı!" diye cıvıldadı neşeyle, yüzünden hiç gitmeyen gülümsemesiyle. Gregor, Bot'a küçük bir tebessüm etmekle yetindi.

"Geliyorum Bot sen aşağı in." dedi ve kardeşinin minik saçlarını hızla iki yana karıştırdı. Bot çığırdı. En sevmediği şeydi bu. Saçlarına dokunulması. Ancak Gregor, yani abisi bu konuda pek vicdanlı davranmıyordu. Kardeşi sinirden köpürürdü ve bu Gregor'a zevk verirdi.

GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-Where stories live. Discover now