17.Bölüm

263K 12.5K 152
                                    


17.Bölüm

Helin'in davranışı kafamı karıştırdı. Daha az önce Ezra'nın eli omzunda diye rahatsız olan Helin şimdi hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.

Helin'i kızdırmamak için fazla üstelemedim. Ve dediğini yapıp Ezra'nın önüne geçtim.

Öğle arası hep birlikte yemekhaneden çıktığımızda Ezra'ya atılan yabancı bakışları fark ettim. Bugün Ezra'nın okulda ilk günü olduğunu tamamen unutmuştum ben. Sanki Ezra'yı yıllardır tanıyor gibiydim.
Garip. Ama bu biraz da onun davranışlarından kaynaklanıyor. Sanki biz önceden çok iyi anlaşıyormuşuz sonra bi süre uzak kalıp tekrar anlaşmaya başlamışız gibi davranıyor. Evet kesinlikle öyle.

"Yine nereye daldın sen?"
"Ha?!"

İkisi de gülmeye başladı.

"Yaa!"
"Alina nereye daldın canım yine sen?"
"Bir şey düşünüyordum Helin."
"Oo! Ne düşünüyordun bakalım?"
"Ne düşüneceğim Ezra ya! Öylesine dedim."

Seni düşünüyordum Ezra. Davranışlarına bi anlam vermeyi çalışıyordum.

"Tabi daldığın için beni duymadın. Diyorum ki yarın size gelebilir miyim? Annemler, teyzemlere gidecek. Ben de evde tek kalmak istemiyorum."
"Tamam canım gel tabi."
"Ben de geleyim mi Alina?"
"Sen gelip ne yapacaksın acaba Ezra?"
"Siz ne yapacaksınız?"
"Muhtemelen pijama partisi."
"Tamam. Ben hic pijama partisine katılmadım hem, bana da değisiklik olur."

Biz Helin'le gülmeye başladık. Ezra tabi ki ciddi değildi ama gülmemek için zor duruyordu.

"Tamam Alina ya Ezra da gelsin. Önce Ezra'nın saçını öreriz. Sonra senin dolabından hep birlikte defile yaparız. Ardından Ezra'ya oje süreriz. Ayy mükemmel olur."
"Evet evet. Ezra'ya hangi renk oje sürsek ki?"
"Bilmem. Kıyafetine bağlı. Her tırnağına farklı renk mi sürsek yoksa?"

Ardından sinsice Ezra'ya baktık.
Ellerini havaya kaldırdı.

"Tamam pes!"

Helin'le birbirimize baktık. Göz kırptı. Bu şakayı devam ettireceğimiz anlamına geliyordu.

"Yok yok Ezra ben ciddiyim. Hiç bi erkeğe oje sürmemiştim. Çok zevkli olacak."
"Hem ben geçen romantik bi film aldım. Hep birlikte izler ağlarız."
"Ayy evet. Çok güzel olur di mi Ezra?"

İkimizde Ezra'ya döndük. Ve anlaşmış gibi aynı anda kahkahayı koyverdik.

"Bi an ciddisiniz sandım ya!"

Sonra o da gülmeye başladı.
Bi an Ezra'ya elbise falan giydirdiğimiz hayal ettim de gerçekten gülmekten karnıma ağrılar girdi.

Ben susuyorum Helin gülüyor sonra o susuyor Ezra başlıyor derken uzun bi süre kendimize gelemeyip güldük.

En son ben karnımı tutuyordum. Helin sıraya kafasını koymuş susmaya çalışıyordu. Ezra ise derin derin nefes alıp ciddi bir yüz ifadesi takınmaya çalışıyordu.

Aslında o kadar gülünecek bir şey yoktu ama gülmek öyle bulaşıcı ki kim sınıfa girip bizi gülersen görse gülmeye başladı.
En sonunda ben hava alacağım diyerek bahçeye çıktım.

"Ben de gelebilir miyim?"
Bunu biraz da Helin'e bakarak söylemişti. Tabi bugün tepki gösterdiği için biraz çekindi sanırım Helin'den.

Helin gülümsedi.
"En geç 10 Dakikaya burda olmazsanız yangın alarmını çalıştırır suçu ikinizin üzerine atarım."

Helin'den gelen yaratıcı tehditin ardından sınıftan çıktık.
Ezra sanki bana bir şey söyleyecek de söyleyemiyor gibiydi.

"Çıkar ağzındaki baklayı"
"Efendim?"
"Ağzını açıp açıp kapatıyorsun. Bir şey söyleyeceksen söyle."
"Yok. Önemli bir şey değil. Vazgeçtim."
"Merak ettim."
"Ya şey..."
"Evet?"
"Ya Alina bir şey soracağım ama kızmayacaksın."

Bakalım ne soracak bay gıcık. Kesin beni sinir edecek bir şey buldu, üstüme gelecek.

"Sor bakalım."
"Senin başından kötü bir ilişki mi geçti?"

Kötü demek az kalır.

"Nereden çıktı şimdi bu?"
"Ya ne bileyim yani..."

Kemküm etmekten başka bir şey yapamadı.

"Helin mi söyledi yoksa?"
"Seni korumaya çalışıyor sürekli. Demek ki başından kötü şeyler geçmiş."
"Evet geçti."

Kestirip atmak niyetindeydim.

"Ne oldu peki?"
"Anlatmak zorunda mıyım?"
"Tabii ki değilsin ama..."

Tek kaşımı kaldırıp soru sorarcasına Ezra'ya baktım.

"Özür dilerim. Kurcalamamalıyım."

Arkasını dönüp gidiyordu ki dayanamadım.

"Ezra!"
"Evet?"
"Seninle bi ilgisi yok. Sadece anlatıp da o anları tekrar yaşamak istemiyorum. Belki daha sonra."
"Tamam. Kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman anlat o zaman."

Gülümsedim.

"Küsme ama."
"Tamam tamam küsmüyorum."

Gülümseyerek sınıfa doğru ilerledik.

"10 dakikayı geçmemiştir değil mi?" dedim Helin'in tehditini hatırlayarak.
"Ben yangın alarmı falan duymadım"

İkimiz de gülmeye başladık. Ve gülerek sınıfa girdik.
Sınıf boştu.

Sıraya baktığım an gülmeyi kestim.
Helin sıraya kafasını koymuş ağlıyordu.

-

Okunma sayısı da votelar da çok hoş :D
Herkese çok teşekkürler :)

Yeni ÇocukWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu