32.Bölüm

203K 9K 1.4K
                                    


32.Bölüm

Zil çalınca mecburen saklandığım yerden çıktım ve sınıfa doğru gittim.
Aslında içimden sınıfa gitmek hiç mi hiç gelmiyordu.
Ben şuan eve gidip yatağıma girip ağlamak istiyorum.

Sınıfa yaklaşınca kapının önündeki kalabalığı fark ettim.
Noluyor orada?

Yan sınıftan İpek'i görünce hemen sordum :
"Noluyor?"

"Sizin sınıfta kavga varmış galiba."
"Kimle kim ediyormuş?"
"Ya adı neydi? Şu yeni çocuk işte. O ve Çetin."

Kalabalığı yararak sınıfa girdim.

Çetin de Ezra da beni görünce durdu.

"Ne oluyor burda?"
"Alina sen karışma. Biz erkek erkeğe halledeceğiz."

Bunu söyleyen Çetin'di.
Zaten bu kıroluk başka kimden beklenirdi ki.

İkisinin tam arasına girdim ve "Saçmalamayın!" diye resmen kükredim.
Korkmadılar tabi ama şaşırmışlardı.

"Ne yani şimdi? Ne bu kavganın sebebi?"

İkisi de bana baktı.
Tabi ki de sensin, der gibiydiler.

Gittim sınıf kapısını kapattım.

"Ha kazanan Alina'yı alır öyle mi? Mal mıyım ben?"

İkisi de hayır dedi ama kem küm ettiler.

"O zaman saçmalamayı kesin!"

Sesim yeterince sertti.
Aralarından çıkıp pencere kenarına yaslandım.
Birbirlerine ters ters baktılar ve Çetin kendi sınıfa gitti.

Zaten az sonra da hoca geldi sınıfa.
Ezra'nın önünden eşyalarımı aldım ve Helin'in yanına oturdum.

"Ama..."
"Ezra lütfen. Düşünmeye ihtiyacım var."

Sonra telefonum titredi.
Whatsapp'tan mesaj gelmişti.
Çetin'den.
Açmak istemedim bir süre.
Sonra dayanamayıp açtım.

'İyi düşün prenses' yazıyordu mesajda.

Dudak büzdüm.

Çetin'e dönmek istiyor muyum?
Bugüne kadar cevabım hayırdı aslında.
Ama bugün...
Hem şarkı hem ettiği laf...

Peki Ezra?
Daha 5 gündür tanımama rağmen yıllardır tanıyor gibi hissettiğim insan.
Peki onu seviyor muyum?
Evet ama ne ölçüde?

Off kafayı yemek üzereyim.

"Helin sence ne yapmalıyım?"

Kafasıyla Ezra'yı işaret edip önüne döndü.
Başka bir şey söylemedi.

Uf!

Telefonum tekrar titredi.

'Kimseye de sorma karar verirken yalnızca kalbini dinle.'
'Kalbimi dinleyeceğim tabi ama beni tanıyorsun Helin'e sormadan karar almam.'

Aslında mesaj yazmayacaktım.
Ama bu, durumu daha da zorlaştırıyordu.

'Helin'e güvenme bence'
'Ne saçmalıyorsun sen?!'

Sonra bir resim gönderdi.
Bu Helin'di. Helin ve Çetin.
Gözlerim doldu.

Ardından mesaj attı.
'Benden hoşlandığını söyledi. Bense onu reddettim. Ama o ısrarla üzerime gelip öptü beni.'
'Sana inanmıyorum.'
'Resim ortada. Buarada bu olay dün öğlen gerçekleşti. Fotoshop olup olmadığına bakabilirsin.'

Bir şey yazmadım.
Zaten ne yazabilirdim ki?

'Ben sadece seni seviyorum Alina. Ve Helin'in Ezra'yı seç dediğine de eminim. Sence bunun sebebi ne? Bence o fotoğraf her şeyi açıklıyor.'

Haklı olabilir miydi?
Helin bu şerefsizliği bana yapar mıydı?

Sonra aklıma o gün geldi.
Helin "Bunu Alina'ya söyleme" diyip durmuyor muydu.
Anlaşılan Çetin'i seviyordu o da.
Bana söylemesi yeterdi aslında.
Ben aradan çekilirdim. Zaten aralarında bile değildim ki.
Of Helin!

Zil çalınca Helin bana döndü.

"Canım ağlama bu kadar" diyip bana sarılmak istedi.
Ağladığımı anca o söyleyince fark ettim.
Sarılmasına tabi ki karşılık vermedim hatta kendimi geri çektim.
Şaşırmış bir şekilde yüzüme baktı.

"Yalnız kalmak istiyorum Helin."
"Ama ben..."

Sözünü bitirmesine izin vermeden eşyalarımı toplayıp kapı tarafının son sırasına geçtim.
Burası fazla köşede kaldığı için kimse oturmazdı.
Ben de hemen yerleştim.
Sanırım biraz yalnız oturmak düşünmeme yardımcı olacak.

Okul çıkışı bahçedeki arabamıza doğru ilerledim.
Sanırım acele ettim ki Ezra ortalıkta görünmüyordu.
Sınıftan çıkarken dikkat etmemiştim pek.
Arabaya oturdum ve beklemeye başladım.

"Alina, Ezra nerde kızım?"
"Bilmem. Gelir birazdan."

Sonra çocuğun biri koşturarak yanımıza geldi ve "Ezra abi gelmeyecekmiş beni beklemesinler dedi" dedi.
Babam da tamam diyip yola koyuldu.
Ezra bizim arabayla neden gelmek istemedi ki?

-

Yeni ÇocukWhere stories live. Discover now