27.Bölüm

236K 10.3K 667
                                    


27.Bölüm

Helin'in ağzından :

Şu iddaa olayı canımı fena halde sıktı.
Çetin Efendiye de bak sen!
Onun Alina'dan uzak durması gerekiyordu.
O ise iddaalara falan girip iyice yanaşıyor Alina'ya.

Öğle arasını iple çekiyordum.
Bir yolunu bulup Alina'nın yanından ayrıldım.
Zaten Ezra'yla konuşacak şeyleri var gibiydi.

Bütün okulda Çetin'in aradım.
Nihayet arka bahçede buldum.
Sigara içiyordu beyefendi.

"Çetin!"
"Ne var Helin?"

Ne mi var?
Gerçi Çetin'den kibarlık beklemek aptallık olurdu zaten.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Yine ne yapmışım?"

Yüzüne şu 'piç' sırıtışını taktı.

Ay iyice ağzımı bozdular benim ya!

"Bir de soruyor musun Çetin? İddaa olayından bahsediyorum."
"Haa o mu?"

Sonra güldü.

Gerizekalı.
Kafasını taşa sürterek kıvılcımlar çıkartmak istiyorum.

"Çetin! Seninle bir anlaşmamız vardı."

Omuz silkti.

"Ben sözümde durdum. Sen de sözünde duracaksın ve Alina'dan uzak duracaksın."

Yüzündeki ifade 'çok beklersin' şeklindeydi.

"Anlaşma tazelemeye ne dersin?"
"Ne gibi?"
"Sen bana karışmayacaksın ben de ne yaptığını Alina'ya söylemeyeceğim"
"Ne yapmışım ki ben?"

Alaylı bir şekilde güldü.

"Anlaşmamızı çabuk unuttun sanırım"
"Ama o Alina'yı korumak içindi."
"Ha Alina'ya anlat olanları diyorsun yani. Sen bilirsin"
"Bunu Alina'ya söyleyemezsin Çetin"
"Yerinde olsam o kadar emin olmazdım."

Tam o sırada Tunç ve Berke geliverdi.
Ne zamandır buradaydı bunlar?

"Hayırdır?"
"Ya Berke parasını kaybetmiş de burada mı düşürdüm diye kontrol ediyordu."
"Tamam."

Ardından tekrar bana döndü.
Hemen itirazlarıma devam ettim.

"Yapmayacaksın Çetin."
"Yapacağım Helin."
"Hayır!"
"Söylerim o zaman."
"Olmaz!"
"Olur!"

Bu arada Tunç ve Berke uzaklaşmıştı.

"Çetin! Olmaz diyorum sana ya! Yapamazsın böyle bir şey."
"O zaman anlaşmamı kabul ediyorsun demektir. Benim Alina'yla ilişkime karışma ben de sizin aranızı bozmayayım."
"Bi dk ya desen desen ne diyeceksin ki sanki Alina'ya?"
"Ne mi diyeceğim? Diyeceğim ki biricik arkadaşın Helin arkandan iş çevirdi Alina diyeceğim."
"O da inanacak öyle mi?"
"Lafımı bitirmeme izin ver Helin! Alina'nın karşısına geçip, Helin'le bir anlaşma yaptık. 'Benim seninle uğraşmamam karşılığında Helin bana uğraşacak başka birini buldu.' diyeceğim."
"Alina seni çoktan unuttu. Bunu kafasına takmayacaktır."
"Ona haber vermeden eski sevgilisine kız ayarlamana bozulacaktır bence. Ha bi şey daha var tabi."
"Başka ne diyeceksin Çetin?"

Bi anda yaklaşıp dudaklarıma yapıştı neye uğradığımı şaşırdım.
Zorlukla üzerimden ittirdiğimde gülüyordu.

"Bi de bu var tabi."
"Allah'ın belâsı ne yaptığını sanıyorsun sen?!"

Elimle ağzımı sildim.

İçimden kusmak geliyordu.
Çetinse pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.
Kimse görmüş müdür diye etrafa bakındım.
Görünürde kimse yoktu.

Hemen sınıfa gittim.
Çetin ise arkamdan gülmeye devam ediyordu.

Sınıfa girdiğimde neyse ki Alina yoktu.
Tam sırama oturmuş rahatlamaya çalışıyordum ki Alina içeri girdi.
Kızgın görünüyordu.
Bendeki garipliği fark etmesin diye hemen söze girdim.


"Alina nerdesin sen ya?"
"Tunç ve Berke'yle kantindeydik."
"Ben seni aradım her yerde."

Canım arkadaşım sana yalan söylemek istemiyorum ama Çetin denen pislik beni öptü de diyemem ki sana.

"Kantine bakmadın mı yani?"
"Baktığımda yoktun. Sonradan gitmişsiniz demek ki."
"Belki de"

Bugün onda bi tuhaflık vardı ama nedenini anlayamadım.
Sabahtan beri Ezra'dan kaçıyor zaten.

Neyin var diye sorduğumda da geçiştirip durdu.
En sonunda Ezra'yı işaret etti.
Neyse onlara gidince bana anlatır nasılsa diye sesimi çıkarmadım.

Son teneffüs ondan bir şey gizleyip gizlemlediğimi sorunca aklım yerinden çıktı.
Bir süre şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırsam da çabuk toparladım.
Sarıldık falan ve her şey tatlıya bağlandı.

...

Alina'larda müzik dinlerken telefonum çaldı.
Arayan Çetin şerefsiziydi.
Duymayacaklarından emin olmak için alt kata indim.

"Ne var Çetin?!"
"Nasılsın Helin?"
"Ne istiyorsan çabuk söyle Çetin seninle uğraşamayacağım."
"Ya videoda çok güzel çıkmışız ya!"
"Ne videosu ya? Ne saçmalıyorsun sen?"
"Birazdan whatsapp'tan göndereceğim canım. Onu izle sonra tekrar arayacağım."

Telefonu yüzüme kapattı.
Hemen whatsapp'a girdim.

Aman Allah'ım!
Bu Çetin'in beni öptüğü an.
Allah kahretsin ya!
Gerizekalı özellikle yapmış demek.
Off! Ben bunu Alina'ya nasıl açıklayacağım?
Kız gözlerine mi inanacak yoksa bana mı?

Telefon çalar çalmaz açtım.

"Ee ne diyorsun? Güzel çıkmış mıyız?"
"Allah belanı versin."
"Aa bela okuma bak sahibine döner diyorlar."
"Bi de dalga geçiyorsun hâlâ. Ne kadar aşağılık bir şeysin sen öyle ya!"
"Yerinde olsam benle iyi geçinirdim canım. Alina'ya whatsapp'tan yazmak çok zor bir şey değil."
"Tamam Allah'ın cezası söyle ne istiyorsun?"
"Öncelikle yolumdan çekil Helin. İddaama da karışma, Alina'nın yanına gitmeme de."
"İyi!"
"Daha bitmedi yalnız. Alina'nın kalbini tekrar kazanmamda bana yardım edeceksin."
"Ne istiyorsun kızdan?"
"Aşığım"
"Sen yalnızca kendine aşık olabilirsin Çetin. O yüzden yalanı bırak."
"Haklısın. Beni terk ettiği için pişman olsun istiyorum. Sırf terk eden ben olayım diye tekrar çıkmak istiyorum onunla."
"Bunu Alina'ya yapamazsın."
"Öyle de bi yaparım ki. Üstelik sen de bana yardım etmek zorundasın. Tabi en yakın arkadaşını kaybetmek istemiyorsan."

Gözümden yaşlar akmaya başladı.

"Tamam."
"Güzel. Ayrıntıları yarın konuşuruz."

Ve telefonu suratıma kapattı.

Ne yapacağımı şaşırmış bir halde kalakaldım.
Alina'yı kaybetmek istemiyorum.
O gerizekalı Çetin videoyu gönderirse kaybedeceğim, ama Çetin'e yardım edersem de Alina çok üzülecek.
Her halükârda ben zarardayım ve tabi Alina...

Yeterince oyalandım iyice merak etmesinler diye yukarı çıktım.

Bir yandan da merdivenlerden sesleniyordum :
"Alinaaa!"

"N'oldu Helin?"
"Bir şey yok."

Gülümsemeye çalıştım.

"Ağlamışsın sen. Yüzünden belli. Çabuk söyle ne dedi annen?"

Bir yalan bulmam lazım.

"Kuzenim hastaymış da... Ona çok üzüldüm."
"Teyzenin oğlu mu?"

Kafa salladım.

"Sen pek iyi anlaşamazdın onunla aslında ama."
"O yüzden daha çok üzüldüm işte kendimi suçlu hissettim birden"

Alina anlayışla başını salladı ve beni odaya soktu.
Ardından kendi yatağına yatırıp üstümü örttü.

"Hadi biraz uzan sen."
"Tamam."
"Ben de gideyim artık."
"Ben Ezra'yı geçireyim."
"Tamam görüşürüz."
"Sen Helin'in yanında kal istersen."

Alina sadece kafa salladı.
Ben de itiraz etmedim.

Ezra odadan çıkarken el salladı.
Sonra ayak sesleri ve kapı kapanış sesi...

"Hadi kapat gözlerini tatlım."

Ardından saçlarımı okşamaya başladı.

Ah, Alina! Bana o kadar iyi davranıyorsun ki kendimi kötü hissediyorum.

-

Helin'in neler karıştırdığını öğrendiniz işte.
Yorumlarınızı bekliyorum :))

Bu arada kapak fotoğrafı yapma konusunda iyi arkadaşlarımız varsa bana çalısmalarını gönderebilirler mi? :)

Hepinizi öpüyorum :*

Dipnot : Çetin'e hakaret serbest! :D

Daha dip not : Alina, Helin gelince cevap veremedi millet. Aklınıza takılmasın diye söylüyorum bak :))

Yeni ÇocukKde žijí příběhy. Začni objevovat