17. Bölüm

486 48 23
                                    

18 Ağustos 2026
Mount Justice
07.34

Zeta Kapısından büyük bir gürütüyle girdi Roy.

Bugün biricik kızının doğum günüydü. Artemis ile önceden her şeyi planlamışlardı. Şimdi Lian'ı alacak ve bir süre oralardan uzaklaşacaklardı. Böylece Artemis de planı diğerlerine anlatarak organizasyon işini halledecekti. Her şeyin saat 11.00'e kadar hazır olması gerekiyordu.

Elektronik sesle ilk uyanan Amelie olmuştu. Artemis de arada bir kullandığı odasından çıktı ve ortak salona geçti.

"Hani bir kaç gün boştuk, ne bu gürültü sabahın köründe ?!" diye söylenerek girdi ardından Damian odaya. Yanında Lian da vardı.

"Babaların en süperi gelmiş!" dedi ve her zamanki gibi koşup sarıldı Roy'a.

"Bugün baba kız biraz takılacağız prenses." dedi Roy ve kızını bir kaç kez döndürdü kollarında.

Lian ise aklına gelen fikirle sinsi sinsi sırıtmaya başlamıştı bile. Doğum gününü tabii ki biliyordu ve unutmuş gibi yapmayı seviyordu her seferinde.

Roy, arkasında Lian'la birlikte Zeta tübüne girdi ve gözden kayboldular. Bu sırada herkes ayaklanmış, geriye bir tek Eliot kalmıştı.

"Biriniz gidip bir bakın şu uykucuya, ayrıca harbiden bu saatte neden uyandık ?" dedi Bart gözlerini ovuştururken.

"Ben uyandırırım." dedi Cody, biraz fazla hevesli çıkan sesine lanet okudu ve anında görünmez olmaya başladı.

Damian arkadan göz devirdi.

"Bugün Lian'ın doğum günü ve sevgili eniştem ona dev bir parti hazırlamak istiyor. Bu sıcakta en güzel yerin plaj olacağına karar verdik. Takıma da güzel bir deneyim olur diye düşünüyorum. Ne dersin Amelie ?"

"Bence mükemmel bir fikir. Hatta tüm yorgunluğumuzu atabiliriz!" diye şakıdı Amelie. Bugün normale göre biraz daha neşeliydi.

"Hey Bart, suda koşabilir miyim sence ?" dedi Colleen meydan okurmuşcasına.

"Seni bilemem ama benim için bebek oyuncağı."

Cody çoktan ortamdan sıvışmıştı bile. Bugün çok güzel bir gündü ve içinde tanımlayamadığı harika bir his vardı. Kafasını salladı ve düşüncelerden kurtularak Eliot'un odasına pat diye daldı.

Eliot bir kolu yerde, kafası yatağın hemen kenarında, ayağının biri ayak ucunda, biriyse yatağın sol tarafında salya akıtarak uyuyordu. Cody kendine bir kez daha odanın kapısını tıklamadan girmemesi gerektiğini hatırlattı.

İçeri giren Cody'yi duymamıştı bile. Zaten duysa da göremeyecekti çünkü Cody gördüğü manzarayla baştan aşağı görünmez olmuştu.

Eliot yüz üstü yatmakla kalmıyor, sadece iç çamaşırıyla yatıyordu. Şapşal çocuk bu yetmezmiş gibi bir de mükemmel bir vücuda sahipti. Cody eriştiği anıları düşündü. Minik büyücü açık sarı saçları dışında şimdiki gibi bembeyazdı. Eliot 13. doğum gününde saçlarının üst kısımlarını maviye boyamıştı büyüyle.

Cody o minik gülücükleri hatırlayınca gülümsedi. Tanışalı henüz çok olmasa da aklına kazınmıştı büyücü.

Fakat şimdi bir sorunu vardı. Eliot sayıklıyordu ve az önce "Minik tatlı hayaletim" dediğini duymuştu. Boş bir zamanda bunu düşünmeliydi ama şu an yapması gereken görünür olmak ve Eliot'u uyandırmaktı.

Bir kaç kez daha denedi ve sonunda görünür oldu. Kafasını kaldırdığındaysa ona bakan bir çift ela gözle karşılaştı. Çok yakındı ona Eliot.

Young Justice 1: Time Upside DownWhere stories live. Discover now