24. Bölüm

408 48 26
                                    

Medya, Lena Carter

21 Ağustos
10.38
Malikane

Cody uyanır uyanmaz elini başına götürdü. Bir anlığına nerede olduğunu unutmuş olsa da başında ağrının şiddetlenmesi ile dün geceye dair anıları zihnine geri döndü.

"Öf, başım..." diyen Eliot'ı duyduğunda karşısına baktı.

"Eliot, ayağını burnumdan çeksen diyorum..." dedi soru sorarcasına. Eliot'ın esnediğini duydu.

"Senin ayağın da benim burnumda, ben hiç şikayet ediyor muyum?"

Cody göz devirdi. "Biraz midem bulanıyor."

Eliot yavaşça ayağa kalkıp giysilerini toplarken, "Gece fazla karıştırdık ondandır." dedi ve eşofman takımını giymek üzere odasına ilerledi. Cody de eli başında onu takip ediyordu.

Cody için ilk kez deneyimlediği şey o kadar kötüydü ki resmen işkence yapılıyor gibi hissediyordu. "Beynimde filler tepiniyor!" Diyerek hoşnutsuzluğunu dile getirdi. Eliot'ın da pek farklı durumda olduğu söylenemezdi. Genç büyücü, kusmaktan korktuğu için ağzını açmamayı tercih etti.

Odalarına girip eşofmanlarını giydikten sonra aşağıya indiler. Lian, önündeki dopdolu masaya yiyecekler dizmeye devam ediyordu. Cody kendini ancak koltuğa atabilmişti ama Eliot çoktan gidip kimse fark etmeden masadaki yiyeceklerden kapmıştı bile.

Lena, Lian'a yardımcı olmak istese de Jade ailelerinde böyle bir gelenek olduğunu söyleyip genç kızı kenarı oturtmuştu bile. Misafirlere kahvaltıyı ev sahibi yapardı.

Amelie, duştan yeni çıkmış gibi içeriye girdiğinde Cody ona öyle bir bakmıştı ki kız açıklama yapma gereği duymuştu. "Siz koala gibi yatarken ben kalkmış günlük sporumu yapıyordum."

Merdivenlerde neşeli bir ses duyuldu. "Kimmiş o koala gibi yatan? Yoksa ben miyim? Ah, Kızıl'ım sabah ilk işinin benden bahsetmek olması ne kadar romantik."

Amelie, yeniden saçlarının rengine dönerken bağırdı. "Bana. Kızıl'ım. Deme!"

"Nasıl istersen prenses."

Bu ikisinin tartışmalarını izlemeyi çok zevkli bulan takım üyeleri sonunda dikkatlerinş yemeğe verebildiklerinde Colleen ve Bart aşağı birlikte iniyordu. Eliot yüzünde kötü bir gülüşle Cody'ye eğildi.

"Korunmuşlar mıdır?"

Lena tesadüfen bunu duymuştu, kıpkırmızı kesildi ve öksürmeye başladı.

Kahvaltıları gayet neşeli geçmişti, Lian biraz durgundu sadece. Damian, en yakın arkadaşı orada olsun istiyordu. Çok mu şey istiyordu?

Colleen portakal suyunu içip ayağa kalktı ve iyi yemekler dilemek üzere ağzını açtı.

"Merhaba Colleen. Arkadaşın Damian ölsün ister misin? Ben olsam istemezdim. Pencereye bak."

Kız birden sendeledi ve kaşları çatık bir şekilde pencereye baktı. Bir karaltı el sallıyordu sanki.

"Mount Justice'e döndüğünüz ilk gece üçte Keystone şehrine gel ve hiçbir şey yaşanmasın. Gelmezsen bazı arkadaşlarının hayatları tehlikeye girer."

Her şey çok hızlı gelişiyordu, Bart bile bir sorun olduğunu anlamamıştı. Colleen karaltıyı kaybetmemek için karaltıyı gördüğü yere koştu. Bu kim biliyordu, Mad Runner'dı bu.

"O çıkış da neydi öyle?" dedi Wade. "Bence ona bir baksanız iyi olur."

Böylece Bart da Colleen'in peşinden koştu. Arkadaşını duvara yaslanmış bir şekilde bulmuştu.

Young Justice 1: Time Upside DownWhere stories live. Discover now