1

57.3K 1.9K 224
                                    

Kader olsam yazılsam alnına. Yar olsam kazınsam aklına. Ve "Dua" olsam, dökülsem dilinden. Sen "Amin" desen, o an kabul olsam.

Gül oyalı dantel perdenin ardından dışarıya fark edilme korkusunun verdiği gizlenme hissiyle bakıyorum sokağa. Sabahın Nur vaktinde camii mahallesinin sakinleri birer ikişer evlerinden çıkıp hızlı adımlarla mahalleye adını veren Reyhan camiine doğru ilerliyorlar. Ne güzel bir manzara Yarabbim diye geçiyor içimden. Tekrar sokağa dikiyorum gözlerimi tek tek şahit oluyorum namaza koşanlara. Terzi Mehmet abi, Şükrü amca, kasap Ali... Çok değil bir kaç ev ilerideki teyzemin kapısına dikiyorum gözlerimi. Saniyeler geçmeden kapı açılıyor. İlk çıkan Abdullah eniştem oluyor. Neredeyse bir karışdan fazla uzattığı sakalları daha bir beyazlaşmış geliyor gözüme. Ayakkabılarını giyip doğruluğunda geniş omuzları ve uzun boyu daha belirgin hale geliyor. Kapıya uzanıp içeri sesleniyor. Bu kez teyzem beliriyor kapıda, bembeyaz namaz yaşmağını doladığı nurlu yüzüyle bir meleği andırıyor bu sabah. Abdullah eniştemi uğurlayıp kapatıyor kapıyı. Anlaşılan yine kaçırdım bu sabahta onu görmeyi diye hayıflanırken annemin sesiyle yerimden sıçrıyorum.

" Feyzan, annem uyan artık neredeyse ezan okunacak. " toparlanıp odamdan çıkıyorum.

" Uyandım anneciğim, merak etme " diyerek yanağına öpücük konduruyorum.
Sabah sabah bu neşeli halime anlam verememiş olacak ki " deli kız " diyor gülerek.

Abdest alıp salona geçiyorum. Annem sedirde oturmuş camiye doğru bakarak tesbih çekiyor. Dudakları mırıl mırıl hiç durmuyor. Estağfirullah, Estağfirullah... O sırada sabahın Nur'unda beni uykumdan edip pencere önünde bekleten adamın sesi yankılanıyor bütün mahallede...

"Allâh-ü Ekber, Allâh-ü Ekber,
Allâh-ü Ekber, Allâh-ü Ekber "

O ezan okuyor ben sesini aklıma kazıyorum. O ezan okudukça ben bir kez daha aşık oluyorum. Aşk bu kadar güzelse aşkı yaratan ne güzeldir diye düşünmeden edemiyorum. Kalbim kıpır kıpır duruyorum namaza. Secdelerde kaybolup, dualara sığınıyorum.

" Rabbim Hakkı'mda hayırlı olanı bana sevdir. Amin "

Namazım biter bitmez odama giriyorum tekrar. Pencerenin kenarında başlıyorum beklemeye. Az önce camiye koşan cemaat aheste adımlarla dönüyor evlerine bu kez. Kimileri komşularıyla sohbet ederek yürüyor kimileri tesbih çekerek. Mahallenin ufak delikanlılarıysa uykuları açılmış eve girmeden biraz koşuşturmak derdinde. Fakat aklım yine ona gidiyor. Teyze oğlum, Tayyip. İsmini o kadar layıkıyla taşıyan başka bir insan daha henüz tanımadım. Gözlerim onu aramaktan bir an olsun vazgeçmezken kapı tıklanıyor. Üzerime feracemi geçirip annemin beyaz yaşmağını alıp kapıyı açmaya gidiyorum. Babam veyahut Ali'dir gelen diye düşünerek kapıyı açtığımda Tayyip'le göz göze gelmemiz bir oluyor. Akşam gözlü yüzünde hiç eksilmeyen gülümsemesiyle karşımda duruyor. Kalbimin çarpıntısını önlemek istercesine elimle üstüne bastırıyorum.

" Hayırlı sabahlar, emaneti teslim edeyim dedim " diyor. Emanet derken ne demek istedi acaba diye düşünürken gözlerim daha on yaşındaki kardeşime gidiyor. Anlıyorum emanetin ne olduğunu o anda.

"Sağol, sana da hayırlı sabahlar Tayyip abi Allah razı olsun. " diyorum demesine diyorum ama abi demek her seferinde içimi yaktığı gibi bu kez de yakıyor.

" Ne emaneti Tayyip abi, büyüdüm artık ben. Neden anlamıyorsunuz bir türlü " diye feryadı basıyor Ali. Gülmeden edemiyorum onun bu yeni ergen hallerine. Sinirli sinirli salona doğru yürüyor.

" Ne büyümesi oğlum, sen bizim küçük Ali'mizsin. Kabullensen iyi olur. "
Tayyibin bu sözleri Ali'yi daha da kızdırıyor ve salonun kapısı yüzümüze çarpılıyor. Mahcup bir halde kalıyorum öylece.

"Kusura bakma, kardeşim ergenliğe erken girdi galiba.  "

"Olur mu öyle şey Feyzan? Ali benim de kardeşim değil mi?Ben yine de konuşur bu zamanları kolay atlatmasında yardım etmeye çalışırım ona merak etme sen. "

Başımı sallamakla yetiniyorum. Tam bir şey söylemek için ağzını açtığı sırada annemin sesi geliyor arkamdan.

" Tayyip gel oğlum içeri soğukta durma dışarıda çay koydum kahvaltı ederiz. "

Her zamanki gibi gösterdiği saygıdan ödün vermeyerek elini öpüyor annemin. İkisininde yüzü gülüyor elleri bir aradayken.

" Allah razı olsun teyze başka sabah inşallah anam bekler. "

" Eh, öyle olsun bakalım. Hadi selam söyle kardeşime."

" Aleyküm selam. Allah'a emanet olun uğrarım yine. "

" Allah senden bin kere razı olsun oğlum. Sen de Allah'a emanet ol. "

Tayyip bir kez daha gözlerime bakıyor ve sonra evlerine doğru elleri pantolonunun cebinde yürüyor. O eve girene kadar ardından bakıyorum sonra bende eve girip kapıyı kapatıyorum. Sesiz bir dua daha kopuyor gönlümden. Yarabbim bizi birbirimize helal kıl.

İMAM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin