43

10.1K 533 62
                                    


*** Hatice***

Henüz bir haftalık olan oğlum Ömeri emzirip yerine yatırıyorum. Halen daha ağrılarım olduğu için sabah akşam yanımda durup bana yardımcı olan kayınvalideme minnetle bakıyorum.

" Sende yoruldun anne hadi biraz uyu."

" Yok kızım iyiyim ben sen dinlen hadi akşama gelir seninkiler."

" O kadar özledim ki abimi de Feyzan ablamı da anlatamam gerçekten."

" Hasret zordur kızım bilmez miyim?"

Muhabbetinin bölen telefon sesiyle kayınvalidem odadan çıkıp salona geçiyor. Bende terliklerimi ayağıma geçirip, mutfağa gitme kararı alıyorum. Emzirip durmaktan halsiz düşünce kendimi yemekten alamıyorum bu aralar. Tam mutfağa adım attığım sırada bir feryat kopuyor, telaşla salona geçiyorum.

" Diyemem diyemem, Allahım etme Yarabbim. Ne olacak şimdi? "

Ne oldu dercesine yüzüne baksamda kayınvalidem benden yana bakmamak için direniyor adeta.

" Sen gel."

Karşıdan gelen cevabı bekliyor bi süre sonra telefonu kapatıp kendini kanepeye atıyor.

" Ne oldu anne kötü birşey yok ya? İbrahim mi arayan?"

O ise adeta beni duymuyor yanlızca göz yaşı döküyor.

" Yarabbi yardım et, Allahım sen yetiş sen kolaylık ver."

🍁🍁🍁

Ne kadar dil döksem de kayınvalidem hiçbir şey söylemiyor. Onun bu hali beni de panikletirken az sonra kapı çalıyor. Önde Ibrahim ardında gorumcelerim iceri giriyorlar. Telaşla kocama tutunuyorum.

" Ne var Ibrahim ne oldu kötü bir sey mi var?"

" Gel güzelim otur şöyle."

Beni çekip kanepeye oturmasına izin veriyorum. Ne olduğunu anlamaz gözlerle bakarken kalbimin kuş misali atışı da artmaya devam ediyor.

" Ne oldu Ibrahim, delirtmek mi istiyorsunuz beni?"

Çaresizce etrafımdaki insanların yüzüne bakıyorum.

" Güzelim panik yapma bak Ömeri düşün onun sana ihtiyacı var. Evet, bir şey oldu şimdi sana söylemem lazım ama senin de sakin kalan lazım. "

" Ibrahim."

" Abimler, yolda kaza geçirmişler."

" Ne? Nerde? "

Yerimden kalkıp panik içinde kapıya koşuyorum. Cevap beklemek öyle gereksiz ki şu an... Neden burdayım ki ben hemen onların yanına gitmem lazım öyle değil mi? Allahım abim, yengem... İkizler... Allahım yardım et.

" Hatice sakin olur musun güzelim?"

" Olamam nerde abim?"

" Sakin olmak zorundasın kendine gel!"

İbrahim sertçe sarsınca ne yaptığımı fark ediyorum. Göz yaşlarım oluktan akarcasına iniyor bi anda bacaklarım daha fazla beni taşıyamıyor ve kendimi yere bırakıyorum.

" Nerdeler Ibrahim? Iyiler mi nolur konuş yalvarırım bir şey söyle."

" Bilmiyorum canımın içi, Adana devlet hastanesindelermiş."

" Tamam hadi gidelim o zaman."

Yeniden yerimden kalkıp kapıya doğru sürüklüyorum benimle birlikte. Bir kez daha durduruyor Ibrahim beni, sakinleştirmek için sarılıp sırtımı sıvazlıyor.

İMAM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now