7

20.8K 1.2K 52
                                    

Ben içimdeki gönül yarasını kimse bilmez derken meğer anacığım bilirmiş sevdamı bilirmiş de susarmış işte...

Hayallerimin gerçeğe dönmeye başladığı gece uykuya dalarken bunlar geçiyordu aklımdan sadece. Hayatımda hiç bu kadar huzurla uykuya daldığımı hatırlamıyorum. Sanırım gizli kalmış sevdamın yükünü omuzlarımdan atmış artık biliniyor olmasının verdiği huzur var içimde. Gözlerim kapanıp uykuya dalarken yine sessiz dualar kopuyor yüreğimden.

" Yar eyledin, vuslat nasil et Allahım."

Ne kadar süre uyudum bilmiyorum alt kattan gelen telaşlı bağırışlar uykumdan ediyor. Ne olduğunu anlamamsa gözlerimin cama kaymasıyla son buluyor. Karşı evden yükselen alevler aydınlatıyor gecenin zemberi karanlığını. Annemin telaşlı sesi yankılanıyor evin içinde.

" Çocuklar, koşun uyanın hasretin evi yanıyor... Allahım sen koru Yarabbim."

Yataktan kendimi nasıl attığımı bilmiyorum yatsı namazı sonrası berjerin üzerine bıraktığım feracemi üzerime giyip aceleyle yaşmağımı doluyorum başıma. Odadan çıkarken Aliyle karşılaşıyoruz bir kelam etmeyi bile düşünmeden koşarak merdivenlerden aşağı iniyor bende ardından. Sokak mahşer yerini andırıyor adeta. Tüm mahalle seferber olmuş yangını söndürmeye çalışırken gözlerim ileride kaldırım taşına oturmuş yaşlı gözlerle kucağındaki oyuncak ayısına sarılan küçük kızı buluyor. Tek fark eden ben değilim ki bir el uzanıp kızı kucağına alıyor ve koşarak bana getiriyor.

" Feyzan, Didemi eve götür. "

O an anlıyorum kızı kucağıma verenin Tayyip olduğunu. Anlıyorum anlamasına ama nutkum tutulmuş bir halde alevlere bakmaya devam ediyorum. İçimdeki kocaman telaşla aklımda dolaşan binlerce soruya cevap arayan beynim uyuşmuş gibi tepkisiz kalıyorum Tayyibin sözlerine. Olduğum yerde öylece kalakalmış didemi gögsüme basarken bir anda patlama sesi geliyor evden bizde kendimizi yerde buluyoruz didemi korumak istercesine siper olduğum asfalttan kafamı kaldırdığımda bana siper olmuş Tayyiple göz göze geliyoruz. Ikimizi de yerden kaldırıp bu kez daha sert bir şekilde bağırıyor.

" Feyzan, kendine gel al çocuğu eve götür anladın mı beni?"

Başımı evet anlamında sallamakla yetiniyorum sadece. Ben eve doğru koşarken Tayyibinde alevlere doğru ilerlediğini görüyorum. Eve girip kapıyı ardımdan kapattığım gibi mutfağa geçiyorum. Daha fazla alevleri görmesini istemiyorum didemin. Duvarın dibine yere oturup didemi kollarımda sararken bu gecenin bitmesi için dualar dökülüyor dilimden. Uzun bir süre geçmiş olacak ki boynumdaki kolların gevşediğini hissediyorum. Ev sıcaklığının verdiği huzurla uykuya dalıyor anlaşılan. Yavaş hareketlerle ayağa kalktığım sırada koridorda Alinin sesi yankılanıyor.

" Abla neredesin?"

" Şşşt sessiz ol şimdi uyudu daha dışarıda durum ne, söndü mü alevler, herkes iyi mi?"

Ali sorularım karşısında yorgun salondaki kanepeye atıyor kendini. Hemen ardından bende salona girip didemi kanepenin üzerine yatırıp kendimde yanına oturuyorum. O an farkediyorum Alinin her yanının is içinde olduğunu.

" Cevap versene Ali!"

" Yangın söndü sönmesine ama..."

"Ama ne Ali susmasana çatlatacak mısın meraktan?"

" Bekir abide Hasret ablada çok kötülerdi abla hastaneye kaldırdılar gelen ambulansla ama bilmiyorum Allah yardımcıları olsun."

Yanımda herşeyden habersiz yatan küçük bedene bakıyorum. O kadar masum ve korunmaya muhtaç ki anne ve babasına birşey olursa ne hale geleceğini düşünmek yüreğimi parçalıyor adeta.

İMAM (Tamamlandı)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz