Episode 7

11.3K 653 154
                                    

Suratıma yediğim yumrukla birlikte sırtım bir iki metre ileride ki ağaçla buluştu. Acıyla inleyip yerden kalktım. 

Eğitimler canıma okuyordu. Boynumu kırtlattıktan sonra Poseidon'a doğru koşmaya başladım. Benden yine aynı şekilde bir atak beklediğini biliyordum. Ona hep yumruk ya da tekme atmaya çalışmıştım ama her seferinde bir kaç küçük el hareketiyle beni sağa sola fırlatmayı başarıyordu. Bu sefer onu şaşırtacağını bildiğim bir hareket yaparak tüm kuvvetimi bacaklarıma verip olanca gücümle zıpladım. Ayaklarımı bir birine yapıştırıp suratının ortasına tekmemi geçirirken aynı zamanda havayı ayaklarıma yönlendirdim. Bu şekilde sert bir hava akımı ve tekme ile Poseidon havada takla atarak yere düştü. 

Popomun yerle buluşmasıyla hissettiğim acıyı boş verip ayağa kalktım. Poseidon'da bir kaç saniye içinde düştüğü yerden kalktı ve bana doğru yürümeye başladı. Suratında ki gülümsemeye herhangi bir anlam veremesem de yediği tekmeden memnun olmadığını biliyordum. Özellikle etraftaki melezlerin bizi izlediğini düşünürsek. 

Karizması sarsılmıştı. 

Suratıma büyük bir gülümseme yayılırken gözüme giren saçlarımı suratımdan çektim. 

'' Pekala bu gerçekten iyiydi. Rakibinin beklemediği hamleler sana fazlasıyla avantaj sağlayacaktır. Bu günlük bu kadar git biraz dinlen. Yarın senin kılıç becerine bakacağız. '' 

Başımla Poseidon'u onaylayıp, arkamı döndüm ve yemekhanenin olduğu binaya doğru yürümeye başladım. 

Aniden sırtımda hissettiğim hava akımıyla yere eğildim. Hava akımı büyük bir kuvvetle beni yere devirmişti. Başımı korumak için ellerimi yere doğru koydum ve basit bir takla attım. Aynı anda üzerimden geçen büyük bir su topu az ilerideki ağaca çarptı. Ağaca çarpan su topu ağacı parçalayıp içinden geçti. Yerden hızlı bir şekilde kalktım ve sinirli bakışlarımı Poseidon'a çevirdim.

''Asla düşmanına arkanı dönme.'' Suratında ki sinsi gülümsemeyle birlikte ortadan kaybolmadan önce söylediği son şey buydu. 

Az önce neler olduğunu düşünürken Argon yanıma geldi. Beni yönlendirmek istercesine elini belime koydu. Onunla konuşmaya ihtiyacım vardı ama 'Yerin kulağı vardır.' atasözü burada kesinlikle geçerli olan bir şeydi. Melezlerin çoğu en ufak bir yanlışımı yakalamak için uğraşıyorlardı. 

Bu zamana kadar Argon'a karşı zihnimi okumaması için oluşturduğum savunmayı uzaklaştırdım ve beynimi rahat bıraktım. Argon'un yanımda sallanan koluna dokundum ve dikkatini çektim. 

'' Zihnimi oku, konuşmamız gereken şeyler var. '' Argon şaşkınlıkla başını sallayıp beni onayladıktan sonra kolunu omzuma attı. Bu hareketine bir anlam veremesem de umursamadım. 

Birden beynimde yankılanan sesiyle bacaklarımın bağı çözüldü. Omzumda ki koluyla beni sıkıca kendine yapıştırdı ve düşmemi engelledi. Bunu tahmin etmiş olmalıydı. 

''Artık benimle telapatik olarak konuşabilirsin ama dışarıya bunu belli etmemeye çalış. Bu yüzden yemek yerken konuşuruz. '' 

'' Tamam. '' Başımda hissettiğim ağrı git gide hafiflerken Argon ile aramızda bir bağ oluştuğunu hissetmeye başladım. Bu oldukça garip hissettiriyordu. Boğazım düğüm düğüm olmuştu. 

Yemekhaneye girdikten sonra iki tepsi alarak sıraya girdik. Normal insanlar gibi melezlerin de yemek yemeye ihtiyaçları vardı. O yüzden bu yemekhaneyi yapmışlardı. 

Yemekhanede ki bazı melezlerin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Özellikle bir kişi vardı ki o resmen gözleriyle yiyordu beni. Adonis.. 

ELEMENT OKULU (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora