FINALE

4.9K 314 113
                                    


Argon ellerini dizlerine dayamış, perişan bir şekilde yerde otururken yanı başındaki iki Tanrı da onun gibi davranabilmeyi içten içe istiyorlardı. Güçlülerdi onlar, binlerce yıldır hükümdarlardı. Bağışlayanlardı. Gazap verenlerdi. Lütuf verenlerdi. 

Yine de bu kadar sıfata rağmen tek istedikleri, Amelia'yı geri getirebilmekti. Ona bağlanmışlardı. Yıllar sonra yeni bir Tanrıça gibi aralarına kendisini kabul ettirmişti Amelia. Bazen hırçınlıklarıyla, bazen kendini beğenmişlikleriyle ama çoğu zamanda suratından hiç eksilmeyen gülümsemesiyle. 

Bağı olmadığı milyonlarca insana yardım etmek için kendini feda etmişti. Onlar için canından, bebeğinden, sevdiği adamdan vazgeçmişti. 

İki Tanrının bakışları hala Argon'un üzerinde dolanırken ikisi de biliyordu ki hiç kimse Amelia'nın bu yaptığını yapmazdı. 

Hiç bir Tanrı ya da Tanrıça kendini feda etmezdi. Binlerce yıl geçse de Zeus sonunda içinde kabullenmişti kendi karakterini. Bencil bir adamdı o. 

Zaten bu nedenle değil miydi savaştan sonra Amelia'yı yok etmek istemesi? İçinde dönüp duran sorulara verecek binlerce cevabı varken bu cevapların içinden sadece birisi bir nebzede olsa ön plana çıkıyordu. O da Amelia'nın Tanrıların kalbinde yer edindiğiydi. 


Poseidon'a deniz kızlarının illettiği haberle, Poseidon o girdabın üzerinde nasıl bir bozguna uğradıysa haberi alan tüm Olimposlular da aynı şekilde bu hisse kapılmışlardı. Onlar sırt sırta bir çatışma bekliyorlardı. Bir savaş bekliyorlardı. 

Canlarını, mallarını kaybetmeyi bekleyen bir sürü insan ve yaratık; haberi aldıklarında biraz olsun rahat bir nefes alsalar da yine de Amelia'nın bunu yapmasına bir anlam veremiyorlardı. 

Savaştan haberi olan herkes şaşkındı, kırgındı. 

En önemlisi ise Amelia'nın döneceğine dair içlerinde ufakta olsa bir umut vardı. O imkansızların kızı değil miydi? Bir ölümlü olarak doğmuştu, seçilen kişi olmuştu daha sonra ise bir Tanrıça olmuştu. Fedakar ve yardımsever bir Tanrıça... 


Bu kadar inanç, sevgi, umut onu geri getirmeye yetebilir miydi? 

Evrene göre bu yeterliydi. Evren; enerjiden oluşmuş, insanların istediklerine yanıt veren bir canlıydı. Binlerce insan ve yaratık, ondan böyle bir istekte bulunurken o neden yerinde dursundu ki? 

Zaten yüzyıllardır bu Dünya'ya dönmek için bir bebek bekliyordu. Hayatı boyunca bulduğu en önemli bebeği de kaybetmek ister miydi? 

En güçlü yıllarını yaşayacağı, yeniden doğup büyüyeceği, öleceği bir bedeni bırakmak istemiyordu Evren. 

Tüm gücünü kullandı. Onu silikleştirmeye, zayıflatmaya neden olacak kadar kullandı gücünü. Taş duvar beyaz ışıklar saçarak parça parça kırılırken, Argon şaşkınlıkla duvara bakıyordu. 

Yeniden açılan duvar içerisinde öyle bir umut kırıntısı yeşertmişti ki! Gözleri dolu dolu bir şekilde ayağa kalkarken duvara ellerini dayadı. Açılan yırtığa doğru bağırmaya başladı. 

'Amelia! Güzelim, nolur dön bana!' 

Arkasında kalan iki Tanrı her ne kadar Amelia'nın dönmesini isteseler de korkuyorlardı ya Ruh Kapısını tekrar açan Titanlar ise? O zaman ne yaparlardı? Tekrardan savaşmayı göze alamazlardı. Argon'u tüm kuvvetleriyle geriye çekip savaş pozisyonu aldıklarında içlerinden sadece kapıyı kapatmak geçiyordu. 

ELEMENT OKULU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now