~3~

60.7K 1.9K 739
                                    

Bakışlarım tabloyla onun arasında gidip geliyordu. Aklımı kaçırmak üzereydim.Beni gerçekten bir tabloya dayanarak mı kaçırmıştı? Ne zaman bırakacaktı? Ve daha doğrusu beni kaçırıp bırakacak olan adamın ismi neydi?! Merakıma yenik düşüp sordum

"Adın ne?" Bunu sormamı beklemiyor gibiydi. Bir an duraksadı daha sonra cevap verdi

"Aras" Sonunda kapüşonlu çocuk demekten kurtulmuştum. İsmi farklıydı, Aras ismini duymuştum ama hiç öyle birini tanımamıştım. İsmini her ne kadar beğensemde kendisinin özürlü,sapık,saplantılı bir psikopat olması bütün havasını bozmuştu.
Psikopat derken, sahi ben psikolog olacaktım? Bu hafta içinde işimin başına geçmem gerekiyordu. Burada daha ne kadar tutsak kalacaktım!

"Beni çok iyi tanıyorsun ya hani, hadi sana bir soru,ben hangi mesleğe başlayacağım?"
diyerek giriş yaptım konuya. Şaka gibi! Aras benim sapığımdı ve bende işi dalgaya vurarak ona kendim hakkında bilmece soruyordum!

"Sen psikolog olacaktın." Olacaktın?Evet olacaktım. Neyi ima etmeye çalışıyordu?!

"olacaktın..?" bir açıklama yapmasını bekliyordum. Ömür boyu burada tutsak kalacak halim yok ya! En fazla 2 hafta dayanırdım. Şu an düşününce 14 gün çok fazlaydı.
1 hafta yeterdi. Neyin kafasını yaşıyorum ben? Sanki adam bana 'seni ne kadar daha tutayım?' diye sormuştu.
"Olacaktın. Hatta oldun bile,sadece mesleğini yapmıyorsun." Bu ne saçma bir cevaptı böyle! Mesleğimi yapmazsam nasıl o meslek olabilirdim ben?!

"Ne saçmalıyorsun sen?" diye tepki gösterdim verdiği cevaba karşılık.

"Pekala,o zaman şöyle söyleyeyim" dedikten sonra yutkundu bir süre sessiz kaldıktan sonra nihayet devam etti "Senin ilk ve tek hastan benim,beni tedavi edeceksin"

Ben, bunu asla yapamazdım. Evet psikopat olduğu doğruydu ama ben onunla göz teması bile kurmamaya özen gösterirken oturup onunla sohbet edemezdim! Kısa ve net bir şekilde yanıtladım "hayır,olmaz"
Kaşlarını çattı "pekala,sen bilirsin" dedikten sonra arkasına yaslandı.
Bir süre konuşmadık daha sonra sessizliği o bozdu.

"Kalk sana odanı gösteriyim,biraz dinlen saat çok geç oldu. En azından senin uyku saatinle kıyaslarsak" Aras'ın dediğini yapmak istemesemde gerçekten çok yorulduğumu kabullenip ayağa kalktım ve onun arkasından yürümeye başladım.

Üst katta bulunan odanın kapısını açtığında hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım.
İzlediğim dizilerdeki gibi özensiz toz duman olan bir oda değildi veya sadece içinde bir yatak ve bir sandalyede yoktu. Odanın duvarları en sevdiğim renkle boyatılmıştı. Yatak ise siyahtı. Yatak örtüm yine en sevdiğim renk olan mor ile donatılmıştı. Bir de mor ve siyahın karışımı olan bir kitaplık vardı. Bir de siyah büyük bir gardırop vardı. Yatağımın baş ucunda mor bir lamba...

Beklediğimden çok daha güzeldi,evet. Ama ait olduğum yer burası değildi! O sırada Aras'ın buğulu sesini duymamla bakışlarımı ona doğru yönelttim. "Dolapların içleri dolu. Senin kullandığın parfümler, kıyafetler, çantalar. Aynılarını bulmaya çalıştım,buldum da. Ama bazıları hariç çünkü onlar satıştan kaldırılmıştı. Bak gerçekten çok aradım depolara kadar ama kalmamıştı. Bu yüzden onlar yerin-" lafını kesmiştim.
Daha fazla saçmalamasına izin vermeyecektim.

"Yeter! Aras..,bunları niye yapıyorsun. Neden hem bana hem kendine zarar veriyorsun!
Dışarıda seninle birlikte olabilmek için elinden geleni ardına koymayacak o kadar kişi var ki...Neden ben?!" Sesim ağlamaklı çıkmıştı ama ağlamamaya çalıştım. O gittikten sonra ağlardım muhtemelen. Çünkü hiç kimseye kendimi zayıf göstermeyecektim.
Aras'ın gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Yumruklarını sıktı ve benimle göz teması kurarak cevap verdi "lafımın kesilmesinden hoşlanmam,Delfin Aksoy" diyerek normale göre sesini bi tık daha yükseltti. Bir yandan cevap vermesini beklerken bir yandan da beni yalnız bırakmasını istiyordum. Kaşlarını çattı ve lafına devam etti,

"Kısacası aradığın her şey var, markasına kadar. Hatta neydi onun adı..ped. Hayır hayır,
pet. Pardon ya pet evcil hayvan demekti. Ped, mavi renk olan" diyerek göz kırptı ve "iyi geceler" diyerek kapıyı kapattı ve çıktı.

Tanrım, yer yarılsa da içine girsem! Beni rezil ettiği yetmiyormuş gibi bir de iyi geceler diyordu. Nasıl iyi geçecekse!
Daha ona sövmeden çıkmıştı! Beni bu kadar iyi tanıması beni inanılmaz derecede rahatsız ediyordu.

SAPLANTIМесто, где живут истории. Откройте их для себя