~20~

22.5K 968 204
                                    

Aras'ın bana dedikleri aklıma gelince ve Batuhan'ın kasıtlı olarak öldüğünü hatırlayınca daha fazla direnemedim ve bir anda sarsılıp kendimi yerde buldum

***

Gözlerimi açtığımda beyaz bir hastane odasındaydım. Başımı çevirdiğimde Kuzey, Selin ve Kaan'ı gördüm. Ben gözümü açar açmaz heyecanla yanıma koşan Selin'in o haline gülümsedim.

"Delfin,nasılsın? Kendine gelebildin mi?" Diğerleride uyandığımı fark edince onlarda etrafımda toplandılar.

"İyiyim, başım dönmüş olmalı...Benim için endişelenmeyin siz. Batuhan'ın ailesi geldi mi? Tuğçe nereye kayboldu?"

"Bir saate kalmaz gelirler. Tuğçe de su almaya gitti." Başımı olumlu anlamda salladım. Kaan elimi tutarak konuşmaya başladı

"İyi ol kardeşim,korkuttun bizi" Gülümseyerek karşılık verdim yine. Beni üzgün görmesinler diye elimden geleni ardıma koymuyordum.

Sahi, en son ne zaman gerçekten gülümsemiştim..?

"Kuzey sen git artık eve, her şey için saol. Sema merak edecek seni"

"Bir şey olmaz, serumun bitsin sende geleceksin benimle. Artık elinizden bir şey gelmiyor zaten... Batuhan'ın akrabaları doldu her yer. Ailesinin sizin desteğine ihtiyacı yok, yalnız değiller. Biliyorlar zaten uğradığınızı, cenazesi kalktığında tekrar uğrarsınız"

Batuhan'ın ölümünü hatırlatması ve elimizden hiçbir şey gelmemesi tekrardan gözlerimi doldurmuştu. Yukarıya bakarak gözlerimi kırpıştırdım ve ağlamamı önledim.
Kuzey haklıydı. Burada yapacak hiç bir şeyimiz kalmamıştı.

"Peki" diyerek dediklerini kabullendim ve yerimde doğruldum. O sırada Tuğçe elinde pet şişelerle gelmişti.

"Aa Delfin uyanmış, neden haber vermediniz?!" Dedi gülümseyerek.

"Az önce uyandı zaten" dedi Kaan.

"Daha iyi misin? Kıyamam ben sana! Bir de evlilik teklifi falan etmişti sana!
Seni çok iyi anlıyorum Delfin..."

Bunları beni üzmek için söylememişti.
Aksine içindeki düşüncelerini bütün samimiyetiyle dışa vurmuştu.
Tuğçe benim 3 senelik arkadaşımdı ve bana hiç bir zaman kırıcı söz ve hakarette bulunmamıştı...

Hemşire gelip serumumu çıkardıktan sonra Kuzey'e tutunarak güçlükle arabaya doğru ilerledim. Biz tam arabaya bineceğimiz sırada Batuhan'ın annesini telaşlı ve ağlamaktan şişmiş gözleriyle görünce bende hüzünlendim.

"Başınız saolsun Yeşim Teyzem. Allah rahmet eylesin. B-ben gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum..." Dediğimde bana ani bir şekilde sıkıca sarıldı ve saçlarımda ellerini dolaştırarak

"Dostlar saolsun. İyi ki varsınız kızım, olanlardan haberin var. Hastanelerde perişan olmuşsun. Seni de yatırmışlar.
Ne güzel gelin olurdun bana yavrum.
Umarım senin kısmetin açık olur güzel kızım." Diyerek gülümsemeye çalıştı.

"Çok teşekkür ederim Yeşim Teyzem. Tekrar başınız saolsun, ben sizi daha fazla tutmayayım. Batu'yu morgta bekleteceklermiş bir süre çünkü vücudunda kazayla çelişen bazı hasarlar var. Bunları benden duyun istemiyorum, memurlar daha ayrıntılı bilgi verir size." Dediğimde kafası karışmıştı ve merakla hastanenin içerisine girdi. Bende daha fazla Kuzey'i bekletmeyerek arabaya geçtim.

SAPLANTIWhere stories live. Discover now