~34~

17K 689 172
                                    

Güçlükle telefonuma uzandım ve Aras'ın ismini aramaya koyuldum...

+ Efendim?

- Toplantın bitti mi?

+Bitti bitti. Bende toparlanıyordum. Evde misin sen, alayım seni?

- Yok, benim bi işim çıktıda, ofisteyim yani. Buradan alsan?

+Geliyorumm dedi 'm' yi uzatarak bende ona aynı şekilde cevap verdim,

-Bekliyorumm

Kafamı cama yaslamış bir şekilde 15 dakikadır Aras'ı bekliyordum. Aşağıda Aras'ın arabasını görünce onu bekletmeden hızlıca indim...

"Selam"

"Selam" dedi buruk bir gülümsemeyle

"Aslında ben seni yemeğe çıkartmayı düşünüyordum. Planlarımı mahvettin!" Dedim ciddi olmayarak.

"Ha ben çıkarmışım, ha sen. Ne farkeder? Ayrıca kızlar yemeğe çıkartmaz"

"Bence o kadar hafife almamalısın kızları.." dedim gözlerimi kısarak.

"Bi ara hatırlat, almam." Dedi direksiyonu döndürürken.

"Toplantın nasıl geçti?" Merakla sordum.

"Güzel. Bir şey dememe kalmadan kabul ettiler anlaşmayı, beyinsizler.." Dedikleri üzerine kahkaha attım. İş arkadaşlarını gayet ciddi bir şekilde 'beyinsiz' yerine koyuyordu.

"Seninle çalışmak, beyinsizlik oluyor yani? Hmm, anladım." Diyerek gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. O sırada kafasını bana doğru döndürdüğü hissettim.

"Benimle sevgili olmakta beyinsizlik oluyor o zaman?" Dedi sırıtarak. Koluna olabildiğince sert bir şekilde vurdum ama gülümsemesi yüzünden düşmemişti. Araba durduğunda Aras'ın kapıyı açmasını beklemeden indim.

Masaya geçtikten kısa bir süre sonra kahvaltılıklar önümüze serildi. Aras'la yalnız kaldığımızda sessizliği ilk o bozdu.

"Sonunda ofise yerleşmeye mi karar verdin?"

"Aslında henüz karar verememiştim ama bir kadın oğlu için beni aradı, daha sonra görüşmeye karar verdik ve sen aradığında bende onları yeni uğurlamıştım."

"Görüşme nasıl geçti?"

"Beklediğimden daha güzeldi"

"Kadının oğlu tam olarak kaç yaşında?" Dedi merakla tek kaşını havaya kaldırarak.

"Aras, hastamı kıskanmayacaksın öyle değil mi?!" Gözlerimi devirdim ama bu onun merakını hala gidermemişti.

"Kaç yaşında?" Sorusunu duymazdan gelerek konuşmaya devam ettim,

"Senden çok daha yakışıklı ve tatlı"

"Delfin, sinirlerimi bozma"

"Yalan söylemiyorum, öyle!" Dedim ciddi olmaya çalışarak.

"Öyle olsun, hastana çok güzel bir şekilde tedavi uygulayacağım.."

"Saçmalama, deminden beri dalga geçiyordum. Hastam küçük bir çocuk, on dört yaşlarında!"

SAPLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin