~7~

37.6K 1.3K 130
                                    

   "Bu herifin akıllanmayacağını biliyordum. Acıma şuna Delfin!"

"Kuzey eve gidelim. Ama hiç bir şey yapmayacaksın ona?"

"Şu gözümü aç bi Kuzey,en azından Delfin gitmeden bir kere yüzünü göreyim" diyen Aras'a döndük ikimizde. Kuzey sinirlenip tekme atacakken bana baktı. Bende ona imalı bir şekilde bakınca,vazgeçti.

"Sen dur oğlum, iyi dinlen. Malum, akşam baya bi aksiyon yaşayacaksın!" Diye bağırdı Kuzey.  Onu çekiştirerek kapıdan dışarı çıkardım. Ardından bende çıkarak kapıyı kapattım.

Kuzey beni eve bıraktıktan sonra  Aras'ın yanına geri dönecekti. Bunu engellemeliydim. Ama nasıl?

"Delfin.. Delfin?" diyen Kuzey'e döndüm.

"Hı?" Kuzey dudağını yaladıktan sonra cevap verdi

"İnmeyecek misin?" Dedi
gülümseyerek.

"Ah,pardon. Dalmışım" diyerek arabadan indim. Eve vardığımızda Kuzey, "Ben eve uğrayıp senin eşyalarını getireyim ordanda biraz takılıp gelirim."

dediğinde kaşlarımı kaldırarak onu konuşurken izledim. 'Takılıp gelmek' acaba Aras'ı dövüp gelmek miydi?
Tabi ki öyleydi! Ama bu sefer çıkmaz sokaktaydım. Aras'ı koruyamayacaktım
Aslında doğru olanı yapıp yapmadığımdan da emin değildim.

O tutsak kalmayı hak ediyordu, tıpkı bana yaptığı gibi. Ama şiddet? Şiddet çok farklı bir şeydi. Peki ya ölüme ne demeli?! Bunları hak etmiyordu.
Hiç kimse.

En azından Kuzey'i bu günlük oyalayabilirdim. Diğer günlerin nasıl geçeceğini düşünmek bile istemiyordum. Kuzey üzerine ceketini geçirdikten sonra hemen atıldım

"Kuzey,gitmesen? Korkuyorum ben burada tek başıma" diyerek üzgün bir yüz ifadesi takındım. Kuzey'e baktığımda gülümsedi. Anlamış mıydı?

"Güzelim bak, bahçede iki tane güvenlik var. Ayrıca benimde burada seninle kalmamı istediğinide bilmiyordum. Eve geçmeyi düşünüyordum aslında seni rahatsız etmemek için ama bu kadar istiyorsan brada seninle kalabilirim. Çok gecikmem merak etme"

diyerek göz kırptı. Kahretsin! Hem istediğimi yaptıramamıştım hem de Kuzey'e 'burada hep benimle kal' demiş kadar olmuştum! Kuzey'in kapıdan çıkışını mal gibi izlemekten başka bir şey yapmıyordum. Yapamıyordum!

1 Saat Sonra Kuzey'in Ağzından:

Delfin'in eşyalarını spor çantama tıktıktan sonra tekrardan barın oraya gittim. O Aras piçini saatlerce dövebilirdim.

Kapıdan içeriye girer girmez Şükrü
yine yanımda bitti. Ona kısık bir sesle anahtarı vermesini söyledim. Şükrü içeriye gitti ve kısa bir süre sonra telaşlı bir şekilde yanıma geldi.
Elinde anahtar yoktu.

"Ne oldu Şükrü?!"

"Efendim,anahtarı oraya koyduğumdan eminim. Belki adamlardan biri dövmek için anahtarı almıştır ve kapıyı kitleyip anahtarı üzerinde bırakmıştır. Gelin aşağıya bakalım" dedi kekeleyerek.

Nasıl olabilirdi lan böyle bir şey!
Ben emir vermeden ne bok yediklerini zannediyorlardı?! Sinirli bir şekilde soludum ve depoya indim.

Kapı açıktı! Üzerinde anahtar falan da yoktu. Diğer adam eli kolu bağlı bir şekilde yerde oturmaya devam ediyordu. Hızlı bir şekilde Aras'ın olduğu kısıma doğru ilerledim..

Burada değildi! Yerde sadece ip ve çıkarılmış bir bant vardı. Lanet olsun!
Kaçmıştı şerefsiz! Ama nasıl? Biri ona yardım etmeseydi şuradan şuraya hareket bile edemezdi!

Sinirle kapıya tekme attım ve arkamdan yeni gelen Şükrü'ye
yumruk attım.

"Ne oluyor lan burada?!" Şükrü attığım yumrukla sarsılmıştı ve tekrar kendisine gelip cevap vermeye çalıştı

"Allah belamı versin bilmiyorum Kuzey Bey. Onu size getiricem söz veriyorum"

"Nah getirirsin amına koduğumun salağı! Siktir git gözüm görmesin seni!
Beceriksizler, bir adama göz kulak olamadınız!!" diyerek Şükrü'nün kasığına tekme attım ve bu sefer yere çakıldı. Arkama bakmadan hızlıca arabaya bindim ve hemen eve doğru sürdüm arabayı. Delfin'i ben yokken alıp götürmüş olabilirdi puşt!

Delfin'in Ağzından:
Kuzey hala gelmemişti ve eminim ki Aras'la birlikteydi. Kim bilir Aras'a neler yapıyordu.. Ve en kötüsü ise elimden hiç bir şey gelmiyordu!

Televizyonun nereden açıldığını çözmeye çalışırken dış kapının açılma sesi dikkatimi dağıttı

"Delfinn, ben geldim. Neredesin?"
Kuzey gelmişti. Daha fazla bağırmaması için hemen yanına gittim ve cevap verdim
"Buradayım" dediğim an Kuzey bana doğru gelip sarılmaya başladı.
Nefes alamıyordum!

"Kuzey! Ne oluyor?" Diyerek söylenmeye başladım. Kuzey bana sarılmayı bıraktı ve başını öne eğerek cevap verdi,

"Aras.."diyerek yutkundu ve cümlesine devam etti

"Kaçmış" Ne?! Bir dakika bu nasıl olabilirdi!

"N-nasıl??"diyerek merakla soruyu yönelttim.

"Adamlarımızdan birini satın almış sanırım. Adamda onun kaçmasına yardım etmiş!" Diyerek sinirlendi.

Aras kaçmıştı demek..
İçimi bir huzursuzluk kapladı.
Yine gelir miydi yanıma?
Bu sefer nasıl kurtulacaktım?
Ya kimse bulamazsa o zaman beni..?
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Çok korkuyordum. Kuzey beni fark etmiş olacak ki elimi tuttu ve kısık sesle konuşmaya başladı

"Korkma Delfin, sana bir şey yapamayacak." Dedi ve ekledi
"Ben senin yanında olduğum sürece"

...

Hiç iştahım olmasada Kuzey'in ısrarları üzerine masaya oturdum ve spagettimi yemeye başladım. Kadın başka bir isteğimizin olup olmadığını sordu ve teşekkür ettikten sonra evine gitti.
Kuzey'le hiç konuşmamıştık çünkü konuşmaya başlarsak keyfimizin bozulacağını ikimizde biliyorduk..

SAPLANTIΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα