~16~

26.6K 990 322
                                    

Aras'ın dediği adrese vardığımda etrafa bakındım. Aras ortalıklarda gözükmüyordu. Hava soğumuştu, bilseydim montumu da alırdım yanıma!Kollarımı birbirine dolayarak en azından birazcık da olsa ısınmayı diledim.

Arkamdan birşey vücudumu sarınca az kalsın korkudan kalp krizi geçirecektim. Arkamı döndüğümde Aras kabanını üstüme dolamıştı.

"Sen miydin..? Sağol ama gerek yoktu" diyerek üzerimdeki kabanı kibarca ona geri uzatacakken engel oldu ve çarpık bir gülümsemeyle yanıt verdi,

"Emin misin? Buradan bakınca öyle görülmüyor" Bu dediği kaşlarımı çatmama neden oldu. Tamam üşüyor olabilirdim ama sonuçta ben istemiyorsam demek ki ihtiyacım yoktu!

"Her neyse asıl konumuza dönelim. Kuzey'den hoşlanıyorsan eğer bırak onu, onun sağlığı için."

"Kuzey'den hoşlanmıyorum Aras. Kendisi öptü beni, hatta bende onu ittim. Çünkü seni-" söyleyemedim.
Söyleyemiyordum işte! Ağzımdan çıkmıyordu o kelimeler...

"Çünkü benim ona neler yapabileceğimi biliyordun öyle değil mi? Aferin kızıma."

Ben onun kızı falan değildim! Beni böyle bir yere çağırdığına göre sadece konuşmayacaktı. Benide beraberinde götürecekti çünkü burası ıssız bir yerdi ve ben o böyle bir şeye kalkışmadan önce onu sevdiğimi söylemem gerekiyordu.

"Aras, galiba tek sebebi o değil" diyerek başladım cümleye. Aras gözlerini kısarak beni izliyordu.

"Neymiş diğer sebebi?"

"Çünkü sanırım senden hoşlanıyorum"

Demeyi başardığımda gözlerimi ondan kaçırdım. Ne tepki vereceğini merak etsemde yalan söylerken birisinin gözlerine bakamıyordum.

"Yalan söylüyorsun" dedi kısık bir sesle
Bunu dediği an kalbim hızlıca atmaya başladı. Dilim tutuldu.

"Çünkü yalan söylediğin zamanlarda gözlerini kaçırıyorsun. Başka bir yere odaklanmaya çalışıyorsun. Ama bana işlemiyor Delfin. Çünkü seni senden daha iyi tanıyorum."

Herkesi kandırabilirdim belki ama
Aras Barkın'ı asla... Bugün buna şahit olmuştum. Ama hala itiraz etmek için vaktim vardı.

"Hayır, yalan söylemiyorum." Diye itiraz ettim.

"Kanıtla"

"Nasıl kanıtlayabilirim Aras? Ayrıca seni sevdiğimi söylüyorum bunu söylerken gözlerinin içine bakacağımı düşünmüyorsun herhalde!" Diyerek bana inanmasını bekledim. Ama sanırım bu dediğim onu daha çok kızdırmış gibi gözüküyordu

"Kanıtla!" Dedi yine ama bu sefer bağırmıştı

"Evleneyim mi seninle?!" Diye atarlandım. Nasıl kanıtlayabilirdim ki?!

"Güzel fikir, ama daha küçük şeylerlede kanıtlayabilirsin." dedi gülümseyerek. Küçük bir şey...

Aklıma gelen o 'küçük bir şey' ile gözlerim irileşti. Hayır, bunu yapamazdım. Batuhan'ı bile en fazla iki kere falan dudaktan öpmüştüm. Aras'la öpüşeceğim fikri bile midemi bulandırmaya yetmişti!

"Tamam, ben şimdilik gidiyorum bir daha ki yalanını dinlemek için sabırsızlanıyorum..."  Ne?! Hayır! Gidemezdi...Selin'e bir söz vermiştim. Kaan'ların başına bir şey gelmeyecekti. Hadi ama Delfin! Bir öpücük Kaan'ın hayatından daha değerli değildi ya!

SAPLANTIWhere stories live. Discover now