~18~

23.9K 911 144
                                    


Gerçekten çok şık bir restaurantı. İçeri girer girmez elinde bir defter olan bir çalışan yanımızda bitti

"Hoşgeldiniz Aras Bey, 14'üncü masa, değil mi?"

Aras başıyla onayladı ve adamın arkasından hala elimi bırakmayarak ilerlemeye başladı. Etrafa göz gezdirdiğimde bir sürü aile ve bir kaç çift daha görmem kendimi güvende hissettirdi. Adam masamızı gösterdikten sonra "afiyet olsun" diyerek yanımızdan ayrıldı.

Masadakiler gerçekten çok lezzetli görünüyordu. Moralim yerine gelmişti.
Aras benim sandalyemi oturmam için çekti ve ben oturduktan sonra nazik bir şekilde ittirdi.

"Daha iyi misin? Kusura bakma, hatırlatmak istememiştim"

"Önemli değil,gerçekten." Dedim ve ekledim,

"Sen beni gittiğim yerlere kadar mı takip ediyordun?"

"Haa,ben,tesadüftü desem inanmayacaksın değil mi?" Diyerek sırıttı. Tabi ki inanmayacaktım!

"İnanmam" diyerek gülümsemeye çalıştım.

"Pekala,takip ediyordum. Ama o gün Tuğçe diye bir arkadaşın seni aramıştı ve seninle yakın bir arkadaşını tanıştırmak istemişti belki hoşlanırsın diye. Sen istemedin ama o kadar ısrar etti ki en sonunda kabul ettin ve hoşlanma ihtimalin bile beni o kadar sinirlendiriyordu ki... Dayanamadım takip ettim ve eğer hoşlansaydın bile o çocukla güzelce konuşup onun senden hoşlanmasına engel olacaktım."

"Güzelce konuşmak?" Diyerek kaşlarımı imalı bir şekilde kaldırdım.

"Evet"

"Ya sen niye benim kısmetimi kapatıyorsun ya! " Diye ciddi olmayarak kaşlarımı çattım.

"Senin tek kısmetin benim"

"Ne yani ben şimdi senden ayrılsam sen yine de hala takip etmeye devam mı edeceksin? Cidden mi?! "

"Benden ayrılacak mısın?" Dedi şüpheli bakışlarla. Kahretsin! Niye doğru düzgün rol yapamıyordum ben?!

"Hayır, öyle demek istemedim" diyerek bakışlarımı başka bir tarafa kaydırdım.
Daha sonra bundan şüphelendiğini hatırlayarak tekrar ona baktım.

"Öyle olsun bakalım" diyerek yemek yemeye koyuldu..

Kahvaltımızı ettikten sonra kalktık ve arabaya doğru ilerledik. Arabaya binip emniyet kemerimi taktıktan sonra yolculuğun sessiz geçmesini diledim.

"Ee...Nereye gitmek istersin"

"Eve" dedim net bir şekilde. Daha sonra bunun kaba bir hareket olduğunu düşünerek telafi etmeye çalıştım,

"Yani belki biraz daha takılırız, sen nereye istersen." Diyerek zoraki bir şekilde gülümsedim. Rol yapmaktan ve yalan söylemekten yorulmuştum.

"Madem eve gitmek istiyorsun ve biraz daha takılmak istiyorsun... O zaman sizin eve gideriz. Benim evime gitmekten korktuğunun farkındayım o yüzden size gidebiliriz?" Diyerek gülümsedi. Ciddi miydi bu?! O ve bizim evdekileri düşünemiyordum!

Yani düşünsene Aras ve Kuzey aynı evdeler! Kedi köpek gibi birbirlerini kovalarlardı! Selin'de var bir de, Aras'ı zaten sevmiyor! Emir desen eve gelen her erkek arkadaşımı dövmemek için kendini zor tutuyor. Kaan hariç tabi onunla çok iyi anlaşıyorlar. Ben Kaan'ı nasıl kardeşim gibi görüyorsam o da öyle görüyordu.

"Seni eve atacağım yani?" Diyerek gelmemesi için işi dalgaya vurdum.

"Ne, olamaz mı? Batuhan'da sizin eve geliyordu."

SAPLANTIWhere stories live. Discover now