-3-

19.6K 467 17
                                    

             Dicle Lezmir

Gözyaşlarımı sinirle silip çalan doğrusu yumruklanan kapıya doğru ilerledim. Kapıda hiç ummadığım bir kişiyi Samed'i görmeyi hiç beklemiyordum. Ben birşey demeden içeriye dalmıştı. Arkasından bende girip sinirle bağırmaya başladım "manyak mısın be sen ağabeyim yok evde çık dışarıya çabuk" bunu yapmak zorundaydım burası Mardin'di eğer birisi görse Samed'in eve girdiğini hemen Göktuğ  ağaya söyler ve kıyamet kopardı. Samed elimi tutup "bak Dicle sana tek birşey soracağım. O Göktuğ denen adamı seviyormusun ?" bu nasıl bir soruydu içimden  'hayır ben tek seni seviyorum Samed' diye bağırarak söylemek geliyirdu içimden ama yapamazdım bunu ağabeyime söz vermiştim birkere evlenecektim onunla onun karısı olacaktım. Ellerimi Samed'in elinden çekip konuştum "SEVİYORUM" dedim güçsüz bir sesle. Sinirlenmişti hiçbirşey demedi sadece gözlerinden bir damla süzülüp gitti onu da zaten elinin tersiyle silip gitti. Canım yanıyordu. Şu an saat gecenin ikisi ve ağabeyim yok Samed gelip birşeyler söyleyip gidiyor. Elime kalın kapişonlu hırkamı alıp Midyat sokaklarında yürümeye başladım. Yürürken ağlıyordum aynı anda kulağıma küçük telefonumun yani Samsung Galaxy S3 mini'min kulaklığını kulağıma takip Mustafa Ceceli Askersin şarkısını açıp tekrarlı akıma alıp dinlemeye başladım. Gözlerim yarı kapalı yürümeye devam ediyorum bir yandan da şarkının nakarat kısmını  tekrarlıyorum.

"Gözünün yaşını bastığımda yarama bastım  aman Allah  , gönül bülbülünü susturmadan gel  gel gel  amman amman.
Gözünün yaşını bastığımda yarama bastım amman Allah , gönül bülbülünü susturmadan gel gel  gel  amman amman..."  

Canım yanıyordu hemde çok karşımdaki gözüme çarpan ağır ışıkla kafamı yerden kaldırıp kulaklıklarımı çıkarttım arabadan birisi iniyordu. Yüzünü aydınlatan sokak lambaları ve arabanın ışığı idi. Yüzündeki kirli sakalı ve hafif uzun saçları vardı. Hızla yanıma yaklaşıp kolumu tutup sarsmaya ve bağırmaya başladı "sen salakmışım be yarım saattir korna çalıyorum duymuyor musun ?" konuşamıyordum resmen dikim kesilmiş gibiydi hani derler ya dilini kedi mi yuttu diye sanırım tam o oluştu şu an. Karşımdaki adama baktığımda yüzünü hatırlıyorum. Kahretsin bu oydu Göktuğ Şahlı birkaç gün sonra kocam olacak adam dilim çözülmüştü sanki sadece iki kelime söyleyebildim "Göktuğ ağa" tek diyebildiğim şeydi bu iki kelime sırıtıp kolumu bıraktı "ağa ya ağa şimdi defol burdan evine git" arkamı dönüp gidiyordum ki kolumu tutup kendine çevirdi "bir dakika, bir dakika sen sen Dicle Lezmir'misin ?" adımı ve soyadımı nerden biliyordu ki. Tabii ya evlenecek olduğu kadınım adını ve soyadını hatta fotoğrafını bile göstermişlerdir. Kafamı 'evet' anlamında sallayıp aşağıya indirim yüzümü. Sinirlenmişti kolumu tutan eli daha da sıklaşmıştı çünki şimdi ne yapacaktı bana. Kolumdan tutup hızla arabaya bindirdi. Hiçbirşey demedi zaten bende soracak güç bile yoktu. Hiçbirşey demeden yirmi dakika kadar gittiğimizde durmuştu araba kafamı kaldırıp camdan dışarı bakınca küçük evimizin önünde olduğumuzu gördüm. Titreyen ellerimle kapıyı açan kulpa tutup kapıyı açtım. Ve o hissiz sesiyle "Birdaha seni bu saatlerde dışarıda görmek istemiyorum" diyip arabayı tekrar çalıştırdı. Koşarak evin içine girip kapıyı kilitledim. Abim salonu sinirle  turluyordu beni görünce yanıma gelip sarıldı "korktum Dicle'm çok korktum kendine birşey yaptın sandım. Hem telefonum neden kapalı senin ?" sinirle karışık tedirginlik dolu sesini duymak rahatlatmıştı içimi. Gözlerimi kaçırıp "seni aramaya dışarıya çıktım. Sonra da Göktuğ ağayı gördüm" abim şaşkınca suratıma bakıp "eeee ne dedi" omzumu sallayıp "hiç , hiçbirşey demeden buraya getirdi ve birdaha bu saatlerde dışarıya çıkmayacaksın dedi. Haaa birde adımı sordu sen Dicle'misin diye bende evet diyince araya bindirdi işte gerisi de anlattığım gibi" abim konumu tutup yere oturtup konuştu "tamam. Şimdi gidip güzelce uyursun ve yarın Göttuğ ağa ve ailesi gelecek seni isteyecekler" dedi bilerek Gök yerine Göt demişti umarım onların yanında da öyle birşey demezdi. Kafamı sallayıp yatığımız odaya girip yatakları yere serdim ve gözlerimi kapatıp uykunun beni almasını bekledim. Birkaç dakika sonra uyumaya başlamıştım bile.

Bıçak Yarası; Kuma SerisiWhere stories live. Discover now