-21-

9K 286 64
                                    

Berzan***

"O adam sana nasıl yaklaşıyor Zelal ha. Sen , sen aptal misin neden böyle birşey yaptın ?" delirmek üzereydim neden benim kardeşim o şerefsizin yanında olurdu. Karşımda gözyaşları içinde bana bakan Zelal'e baktım bunu yapmayacaktım.  Birdaha olmayacaktı o şerefsiz yüzünden bir kadının daha canını almayacaktım. Sinirle gözlerimi kapattım o şerefsiz yüzünden kendi ellerimle öldürdüğüm Şeyma geldi gözümün önüne. Nişanlananmıştık onunla üç yıl önce ama o ne yapmıştı benim sevdiğim kadına düğünümden iki gün önce sahip olmuştu. O anı hatırlamak bile istemiyordum. Zelal'in önüne eğilip "neden gittin o adamın yanına Zelal söyle güzelim?" kafasını kaldırıp "be-ben - at-a bin-miştim o gel-di yanıma so-sonra se-sen gel-din ağabey" diyip  tekrar ağlamaya  başladı. Kafasını göğsüme yaslayıp "tamam geçti, geçti ama sen birdaha yaklaşma o ite  tamam mı ?" kafasını kaldırıp "tamam ağabey ama o sana ne yaptı" dedi ağlamaktan çatallaşmış sesi ile. Onun gibi kafamı dik tutup "yıllar önce daha sen 17 yaşındayken seni istiyordu bende olmaz daha o çok genç dedim. Sonra bir gece bana bıçak çekti 'eğer Zelal'i bana vermezsen sana hayatının en büyük acısını yaşatırım' dedi. Bende olmaz diyince Şeyma'ya tecavüz etti. İşte bu yüzden o adamdan uzak dur" dedim. Zelal'e anlatırken ne kadar soğuk kanlı olsamda ağlamak geliyordu içimden deli gibi ağlamak. Zelal bana bakıp "iyi de hiç görmedim ben onu daha önce" dedi. Zaten göremezdi ben onu İstanbul’a yollamıştım. Ama demek geri dönmüştü...

Dicle***

Bu gün Mardin'e geri dönüyorduk. Valizi geri topladım. Lafta bir hafta buradaydık ama Göktuğ'un işi erken bittiği için birazdan dönecektik. Otelden çıkıp arabaya bindik.

15 saat sonra***

Neredeyse 15 saattir yoldaydık ben bu haldeyken kim bilir Samed ne haldedir. Onunla konuşmayalı bir hafta olmuştu neredeyse. Arada bana bakıyordu sonrada önüne dönüyordu. Konak görülünce rahat bir nefes aldım. Konağın önünde durunca hemen indim.  Ayaklarım uyuşmuştu kendimi sedire atıp soluklandım. Akşam saat 21.37 idi. Bizim geldiğimizi gören Zelal koşarak yanıma gelip sarıldı ve ağlamaya başladı kaşlarımı çatıp "niye ağlıyorsun ?" diye sordum. Bana bakıp "çok kötü şeyler oldu Dicle" dedi. Göktuğ'un içeri girdiğini görünce hemen yüzünü silip "hoşgeldin ağabey" diyip elini öptü ve sarıldılar Göktuğ kardeşine bakıp "ooo iyice sümüklü olmuşuz Zelal hanım sanki öldük" diyip güldü. Bu aralar çok gülmeye başlamıştı. Mahide yanımıza gelip Göktuğ'a sarılıp "hoşgeldin ağam" dedi. Göktuğ geri çekilip "git yemek hazırla Dicle'ye malum hamile ya açıkmıştır o" dedi. Mahide söylene söylene mutfağa gitti. Açıkçası korkuyordum o kadının yaptığı yemeği yemekten yemeye. Zelal'i yanıma çağırıp kulağına "bana sen yemek hazırlasan malum Zülal'in kardeşi ya belli olmaz ona" dedim. Anlayışla kafasını sallayıp mutfağa girdi.

Afiyetle yemeğimi yemiş uyumayı bekliyordum ama bir türlü uyku teşrif etmiyordu. Sinire yataktan kalkıp mutfağa indim. Kolumdan tutan kişiyle yüreğim ağzıma geldi. Arkamı dönünce onun Samed olduğunu gördüm. Hicbirsey demeden elime kağıt sıkıştırıp gitti.
Odama çıkıp mektubu elime alıp okumaya başladım

'Hiçbirşeye değişmem aşkla bakan gözlerini , en son anımda bile  tutmalıyım ellerini desem bile olmadı. Yine denedim olmadı boşa koydum dolmadı be güzelim. Keşke sana daha önce yazmayı akıl etseydim "seni seviyorum Dicle'm" deseydim. Yok olmadı. Sırf sen seviyorsun diye Mustafa Ceceli'nin tüm albümlerini alıp teker teker tüm şarkılarını ezberledim işte ben seni bu kadar ayrıntıya girecek kadar sevdim. Sen evlendiğin gün bir söz verdim kendime ne zaman hamile kalırsan o gün seni sevmeyi bırakacağım çünkü sen yavaş yavaş Göktuğ ağayı sevmeye başladın bu her halinden belli oluyor. Biliyormusun hani Mustafa Ceceli'nin bir şarkısı var Bir Yanlış  Kaç Doğru diye o şarkıda diyor ya 'bize bir adım gelene biz koşarız bir ömür' diye hah işte tam benim için yazılmış. Sen bana bir adım atsan ben sana bir ömür koşardım be gülüm. Yıllarca sana hissettirmeden sevdim ben seni acıtmadan, kırmadan ama sen orayı bilmiyorum ama birşeye eminim  beni sevmedin beni sevseydin böyle olmazdı senin sevgi dediğin hayranlık duygusudur ama ben bunu bile bile secdim. Aman neyse kendine iyi bak ben anamı da alıp gidiyorum  buralardan ağabeyinle görüşemem belki ona selam söyle ve kendine ve yeni ailenle mutluluklar

Samed'

Gözümden akan yaşlar mavi mürekkeple yazılmış mektuba damlayıp mürekkebi siliyordu. Gidemezdi o giderse ben yapamazdım. Ben onu onun düşündüğü gibi sevmemiştim ben onu tüm kalbimle sevmiştim. Kapının bir anda açılmasıyla Göktuğ içeriye girdi aksi ses tonu ile "elindeki kağıdı bana ver Dicle çabuk!!!" elimdeki kağıda bakıp Göktuğ'a baktım bu mektubu okursa beni ve Samed'i öldürürdü...
ullanıcıdan bahset

Bıçak Yarası; Kuma SerisiWhere stories live. Discover now