3. Bölüm

5.1K 286 122
                                    


Lanet alarmım hepimizi okul için erkenden kaldırdı. Uyandığımda herkes hala aynı yerde, ev hala aynı dağınıklıktaydı.

Gong Shil ve Yi Ryeon yüzlerine bir maske takıp evlerine gittiler. Şimdi fark ettim de, niye eşyalarını yanlarında getirmemişlerdi ki?

Kızlar gittikten sonra Jung'a döndüm. O da bana bakıyordu. Etrafta gözlerimi gezdirip tekrar Jung'a bakınca, aynı anda "Gelince toplarız!" dedik ve hızlıca odalarımıza geçip hazırlandık.

Saçlarımı tarayıp banyodan çıktıktan sonra Jung'un kapısını tıklattım. Hazırlanırken benim hızıma hiçbir şekilde yetişemezdi.

"Sen çık Jae!" Talimatını duyduktan sonra zaten yapacığım şeyi yapıp evden ayrıldım.

Okula gittiğimiz yolda, bir telefon kulübesi vardı. Ingiliz tarzı. Sokağın ortasında niye var bilmiyordum ama çok havalıydı.

Tam onu geçmiştim ki arkamdan biri seslendi.

-Hyun Jae!

İsmimi bu sesten ilk defa duyuyordum. Merakla arkamı döndüm ve Taehyung'u bana bakarken gördüm.

Etrafıma bakındım. Onun bana seslenmiş olması mantıklı gelmiyordu. Fakat ardından dibimde biten Taehyung gülümsedi.

-Ah! Evet sensin ve sanırım ismini doğru hatırladım. Okula bu yoldan mı gidiyorsun?

- Evet, dedim ama nasıl başardım bilemiyorum. Bana ilk defa bu kadar yakın olması heyecandan hareket etmemi zorlaştırıyordu.

-A! Öyleyse birlikte gidebiliriz.

Bunu söylemesi heyecan kat sayımı ikiye katladı. Gülümsemeye çalıştım ve yanıma geçen Taehyung ile yürüdüm. Kızarmış olabilir miyim?

"Yanakların pembe pembeyken çok tatlı görünüyormuşsun!" sözü bunu doğruladı. Kızarmıştım ve bu utanç vericiydi.

Ellerimle yüzümü kapadım ve "Teşekkür ederim" dedim. Bir müddet ellerim yüzümde yere bakarak yürüdüm.

Ellerimi yüzümden çekip "Önüne bakmazsan okulun kapısına toslayacaksın Hyun Jae."dedi. Güldüğünü hatta belki de sırıttığını fark edebiliyordum.

Beni gördüğü halde yanımdan geçebilirdi. Niye selam verip okula onunla gidene kadar bana bu eziyeti çektiriyordu?

Kesin sana aşıktır Hyun Jae!

Teşekkürler iç sesim harika tespitlerinle parlıyorsun!

Ben de olmasam ne yapacaksın kim bilir!

"Hiç sorma!" Sonuncuyu sesli söylemiştim ve Tae anlamadığını belirten bakışlarını üzerime yüklemişti. Sınıfa az kaldığını fark ettim.

- Ah! Şey affedersin sesli düşünmüşüm, dediğimde güldü.

- Konu ne?

- Hiç.. Hiçbir şey.

Sınıfın kapısına gelmemiz konuşmanın devam etmesini engellemişti ve bu beni rahatlattı. Çünkü onunla konuşurken hayatımda hiç olmadığım kadar geriliyordum.

Bizim Jae aşık oldu.

Tekrar söylüyorum, aşık falan değilim! O fazla mükemmel...

Sırama geçtim çantamı bıraktım ve dolabıma gitmem gerektiğini fark ettim. Koridorda yol alıp dolabıma gittiğimde yanımda beliren yüz surat asmama sebep oldu. Yine.

- Defol Park Jimin.

- Birincisi, sözün etkisizleşeli çok oldu. İkincisi, dolabım seninkinin yanındaki.

LOSTWhere stories live. Discover now