Selam arkadaşlar!
İvit ivit yeni bölüm yeey!
İyi okumalar!
------------
Hyun Jae'nin ağzından
Nasıl geçtiğini anlayamadığım koskoca bir okul senesinin son haftasındaydık artık. Evet, liseli de olsak düşman diye adlandırabileceğimiz kişilikler oldu. Başımıza sürekli dert açıp bize zarar vermeye kalkıştılar ama bir anda da ortadan kayboldular.
Açıklama gerekirse, Gong Shil'in Hee Ji ile o konuşmayı yapmasının üzerine aylar geçmişti. O konuşmanın ardından ne Dae'den, ne Hee Ji'den ne de Hoseok'tan haber alınmıştı. Hepsi bir anda ortadan kaybolmuştu. Dae'nin okuldan kaydı alınmıştı. Ha Neul de bizim kadar şaşkındı.
Hyun Jung'un abisi Jo Won'dan bile ses seda çıkmıyordu. Herkes pusuya çekilmiş gibiydi. Bir o kadar da pes etmişler gibi bir görüntü vardı ortada. Ne kadar inanabilir ki insan pes ettiklerine?
Okul senemiz boyunca zorlukla çalışıp çıkardığımız derslerimiz, yaşadığımız onca aksiyon, nice eğlence arkada kalmış ve dinlenebileceğimiz koca bir yaz önümüze serilmişti.
Garip olansa, bu kadar kolay bitmiş olmasıydı. İnsanın aklı kesinlikle almıyordu.
- Hyun Jae! Yakışmış mı?
Başımı yavaşça kaldırıp Hyun Jung'a baktım. Altındaki kısa eteği düzeltip etrafında hafifçe döndü. Gülümsedim ve onayladım. Ardından yanımda telefonuyla uğraşan Gong Shil'e döndüm.
- Niye gerçeğine değil de fotoğraflarına bakıyorsun?
Yeni gelen Jin'i işaret ederek konuştum. Gong Shil sevinçle Jin'in kucağına atladı ve onu içeri alan Yi Ryeon da salona girdi.
- Görünüşe göre kızlar, bir sürü misafirimiz var.
Ardından gelen Namjoon, Taehyung, Jungkook, Yoongi ve Jimin ile gözlerimi büyülttüm. Jimin, Taehyung ve Jungkook üçlüsünü göstererek konuştum,
- Hani sizin işiniz vardı?
Taehyung anlamazca suratıma baktı ve yanıma geçip kolunu belime yerleştirdi.
- O da nerden çıktı?
Kaşlarımı çatıp Jimin'e döndüm. Pis pis sırıtmasına karşılık gözlerimi kıstım.
- Park Jimin söyledi. Ben de ona inanıp Taehyung'u göremeyeceğim için üzülüyordum. Benden uzak dur Jimin!
İşaret parmağımı tehditkar bir şekilde sallayınca Jimin önce Jungkook'un arkasına saklanmaya çalıştı. Jungkook sırıtarak Hyun Jung'un yanına geçince aynı hızla Yoongi'nin arkasına saklandı.
Yoongi Jimin'e dönüp elini omzuna koydu.
- Neden Ha Neul'ü almaya gitmiyorsun Jiminie?
Jimin başını salladı ve bana bakıp sırıttı. Elini sallayarak konuştu,
- Görüşürüz Jae~shi!
Kaşlarımı kaldırdığımda hızla kapıya yöneldi. O gidince tam Hyun Jung'a dönmüştüm ki Taehyung ilk tanıştığımızda olduğu gibi ağzını oynatmadan sorduğunda -sanırım insanlar buna telepati diyor- titrememe sebep oldu.
"Demek beni göremeyeceğin için üzüldün ha?"
Gözlerimi birkaç kez kırptım ve yanımdaki Taehyung'a bakıp yutkundum.
