"Uyan Hyun Jae. Seni görebilmem gerek."
Lanet alarm beni uyandırdı. Yine. Her zaman olduğu gibi. Uyandığımda Jung başı dizlerimde koltuğa uzanmış, ben de oturur vaziyetteydim.
Yavaşça Jung'u dürttüm. Elini kaldırdı aşağı yukarı sallayıp "sen git ben kalkıyorum" hareketi yaptı ama ikimiz de kalkmayacağını biliyorduk. Onu öylece bırakıp lavaboya gittim.
Fırsattan istifade lavaboyu kullanmalıyım değil mi? Sonra Jung'un banyoda geçirdiği vaktin haddi hesabı olmuyor.
Haksız değilsin. Jung seni bekletme konusunda beni bile geçiyor.
Ah iç ses! Nerelerdeydin? Biz de seni bekliyorduk(!).
Lavabodan çıktıktan sonra mutfakta bir bardağa su koyup Jung'un yanına gittim. Parmaklarımı suya daldırıp suyu yüzüne serpiştirdim. Bunu ona belki ilk ya da ikinci yapışımdır.
Oflayarak kalktı ve banyodaki yarım saatlik seansına doğru ilerledi. Ben de odama geçip hazırlandım.
Odamdan çıktığımda Jung hala lavabodaydı. Kapısını tıklatıp çıktığımı söyledim ve evden çıktım.
Yürürken bir "Günaydın!" duydum. Kulaklarımla duyduğumu hiç sanmıyorum. Sağıma döndüğümde Tae'nin bana baktığını gördüm.
"Günaydın" dedim. En azından benden ses çıkmıştı. Gülümsediğini görünce önüme döndüm ve yürümeye başladım.
Verdiği kitabı dün bitirmiştim ama vermek istemiyordum. Taehyung'un olan o kitap bana çok değerli geliyordu ve o değer bende olsun istiyordum.
Hiç konuşmadan epey bir yürüdükten sonra sonunda ağzını açtı,
- Nasılsın?
- İyi. Sen?
- İyi. Hey! Bana önerebileceğin kitap var mı?
dediğinde gözlerim parladı. Heyecanla ona dönüp kitap isimleri sıralamaya başladım. Aralarından okuduğu çıkınca bir müddet onunla ilgili konuşuyorduk.
Muhabbete öyle bir dalmışım ki Tae beni kolumdan tutunca sınıfın kapısının önünde olduğumuzu fark ettim. Sanırım az önce kapıya çarpmaktan kurtarılmıştım.
İçeri birlikte girdiğimizde birçok göz bize döndü. Hey! Kim takar?
Tam yerime oturmuştum ki Jimin yine yanımda bitti,
- Defol Park Jimin!
- Hey Jae! Neden Jung'la gelmeliyken Tae ile geldin? Yoksa..
Omzuna yumruğu indirmemle "Ya sadece şaka yapmıştım!" demesi bir oldu. "Yapma o zaman!"dedim. İçeri Ryeon ve Shil girince Jimin "Görüşürüz" diyip gitti.
Umarım görüşmeyiz Park Jimin diye geçirdim içimden. "Onu sevmiyor musun?" sözlerini hissetmemle etrafıma bakınmam bir oldu.
Tae ye döndüğümde bana baktığını fark ettim. Gözlerimiz buluşunca gülümsedi. Gözlerimi hızlıca Shil'e döndürdüğümde beklediğim yerde yoktu.
Jung gelmişti ama Shil yoktu.
Ryeon soran bakışlarımı fark edince cevapladı,
- Başı ağrıyormuş revire gitti.
--------------
Yi Ryeon'un ağzından
İlk teneffüs yine mesaj alınca numarayı engellemeyi unuttuğumu fark ettim. Lanet! Bu numarayı "Manyak" olarak kaydettikten sonra mesajlara baktım.
