17. Bölüm

1K 97 45
                                    


Öncelikle arkadaşlar, OKULLAR BİTTİ!
Kısacası biraz mutluluk yaşamalıyım ve arkadaşımın başarısı için ona yine küçük bir tebrik yazacağım.

Kendisi iftihar belgesi alarak yine ne kadar muhteşem olduğunu gösterdi ve ben onunla gurur duyuyorum!

-----------------

Hyun Jae'nin ağzından

Sabah gözlerimi açtığımda yatağımdaydım ve boynum biraz ağrıyordu. Yavaşça doğruldum başka türlü başımın dönmesine engel olamazdım.

Garip bir şekilde burnuma dolan krep kokusuyla kaşlarımı çattım. Bizim evde yemeği genel olarak ben yapardım ki sabahları kahvaltı yapmazdık.

Hızlı adımlarla merdivenleri indim ve mutfağa girdim. Hyun Jung'u tavayla savaşırken bulmayı beklemiyordum. Gülme isteğime engel olamadım ve kahkahamla bana döndü.

- Ya! Gülmeyi bırakıp yardım mı etsen biraz?

Sakinleşmeye çalışırken başımı salladım ve yanına gittim. Birlikte kahvaltımızı hazırlayıp masaya oturduğumuzda sordum.

- Ha Neul'den haber var mı?

- Ah, bugün Jimin ile konuşacağız. Zaten erken çıkmamız gerekiyor.

Başımı olumlu anlamda sallayarak sordum.

- Tavan arasına bir türlü bakamadık Jung.

Başını üzgünce salladı. Bir süre düşündükten sonra konuştu,

- Bugün okuldan sonra oraya bakalım Jae. Belki toplantıları yapmak için daha uygun bir yer olur.

Başımı salladım, mantıklı bir fikirdi.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Jung'un hazırlanmasını söyledim çünkü ben her türlü ondan önce hazırlanacaktım. O hazırlanırken masayı topladım ve yukarı çıkıp üstümü giyindim.

Birlikte evden çıktığımız belki de ilk günlerdendi.

Çünkü Bayan Jae genelde sevgilisiyle birlikte gitmeyi tercih eder de.

Iç ses? Bakıyorum da geri dönmüşsün. Rekor kırdın doğrusu. İlk defa bu kadar uzun sürdü.

Ah,  biliyorum bana bayılıyorsun ama bir müddet izlemek istedim aşık kız.

Yaa, yaa ne demezsin! Başıma gelmeyen kalmadı benim burada!

Evet dünkü maceran çok zevkliydi ama aksiyon olmadı ya! O turuncu arkadaş sadece tokat atabildi. Fazlasını bekliyordum.

Bir de bana macera arayışı içinde olduğumu söyleyip durursun...

Okula gittiğimiz yolda Jung telefonuyla uğraşırken çoktan telefon kulübesinin yanına varmıştık ki adım seslenildi,

- Hyun Jae!

Bu sesi tanıyordum. Gülümseyerek arkamı döndüm. Taehyung, Jungkook ve Jimin bize doğru ilerliyorlardı. Hepsi ayrı güzel gülümsemeleriyle yanımıza geldiler ve birlikte okula giderken aklımı kurcalayan soruyu sordum,

- Neul ne dedi Jimin?

Jimin bir müddet düşündü ve toparladığı düşüncelerini sözcükleri ardı ardına koyarak ifade etti.

- Bu hafta sonu Hyun Jung'a karşı bir planları varmış. Seninki kadar zayıf olmayacakmış. Kan dökmeyi düşündüklerini söyledi.

Hyun Jung korkmuş gibi görünüyordu. Jungkook kolunu omzuna atarak onu kendine çekti. Güven vermek istediği belliydi.

LOSTWhere stories live. Discover now