Final

1.8K 93 50
                                    


Sizi özleyeceğim

—————

1. Yıl

Okulun ikinci yılının bitmesinin üzerine hepimiz tatilimizin tadını çıkarıyorduk. Kendimi "tadını çıkaranlar"ın içine dahil etmek için pek büyük bir istek duymasam da Taehyung'un dediği gibi kendimi harap etmemeye çalışıyordum. Pek mümkün olmuyordu ama şu bir yıl içerisinde beni ayakta tutan en büyük şey kitaptı.

Kitap öyle içten cümleler içeriyordu ki sanki her gün Taehyung'un sesini duyuyor onu yanımda hissediyordum. Öyle tarifsiz duygular içerisindeydim ki..

Son dönemlerde gülmeyi pek seven bir halde değildim. Ama Taehyung'un gittiği günden sonraki üçüncü görevi gülümsemekti. Bana bunun iyi hissettireceğini yazmıştı.

Beşinci görev konuşmaktı. Tüm gün boyunca ne olduysa tuttuğum ilk kişiye anlatmamı istemişti. Her gün devam et yazmıştı. Kurbanım Yi Ryeon olmuştu çünkü Hyun Jung uzun bir süre eve gelemeyecekti ve Gong Shil ile Yi Ryeon beni bu süre zarfında yanlarında tuttu.

Yirminci görev yemek yemekti. O gün canım ne isterse yememi söylemiş aynı sayfada da bir miktar para bulmuştum. Önce epey şaşırmıştım çünkü miktar iki üç çikolata için yeter de artardı. Tamamını harcayamamıştım, istememiştim de harcamak. Hala aynı sayfada saklıyordum.

Yazdıklarını eksiksiz yerine getiriyordum. Gün gün. Hiçbirini atlamadan. Her gün onun sesini duyar gibi olmak bana iyi geliyordu.

Yine de o kadar çok özlemiştim ki onu..

Kitabın üstüne kafamı koyup gözlerimi kapamıştım yine. Bugün yazdıklarını düşünüyordum.

Kendine izin ver, mutlu olmak için. İnsanlara izin ver, seni mutlu etmeleri için. Bana izin ver, yokluğumun seni mutsuz etmesini engellemek için.

Hiçbir şey yapacak halde hissetmezken mutlu olmak haliyle zor geliyordu. Onun mutlu olmasını istiyordum ama ondan uzakta nasıl mutlu olacağımı hala bilmiyordum. Öğrenebilecek miydim, işte bu büyük muamma.

Kapının açılma sesine tepkisiz kaldım.

- Jae, kalk haydi gideceğiz.

Yi Ryeon'un dediklerine karşılık vermedim. Derin bir nefes alıp tuttum.

- Bana söz verdin ama!

- Pekala pekala! Ama uzun kalmayalım, olur mu?

Kıkırdadı ve hımladı.

Kitabı nazikçe çekmeceme yerleştirip kalktım. Siyah bluzumu düzelttim ve kapıya ilerledim. Kızların dolu iki büyük çanta taşıyışına bakınca kaşlarımı çattım.

- Uzun bir yolculuğa mı çıkıyoruz da haberim yok ?

Güldüler.

- Merak etme bizde gerekli olan her şey var!

Yavaşça çantayı sallayan Gong Shil'e kısık gözlerle baktım. Ardından omuz silkip vestiyerden gri hırkamı aldım.

Olacaklardan elbette haberim yoktu. Mesela yaklaşık yarım saat sonra kırlık bir alanda elime su tabancası tutuşturup herkesi ıslatmaya başladılar. Jimin ve Namjoon da bizimleydi.

On beş dakika sonra baştan aşağı sırılsıklamdım ve hala milleti ıslatmayı deniyordum. Hepimiz belki biraz üşütecektik ama tanrım, yaklaşık bir yıldır böyle eğlenmemiştim!

Ardından yedek kıyafet aldıklarını söyleyip bana elbise giydirdiler ve kızlıca bir fotoğraf çektiler. Ne yaptıkları hakkında bir fikrim yoktu ve kaşlarımı çatıp sordum:

LOSTWhere stories live. Discover now