Gece Çökünce

385 26 0
                                    

Bölüm 31

Gecenin kızı diye düşündü Vada.

O gecenin kendiydi... Siyahın laciverte boğulduğu bu gözleri görüp de aksini düşünemezdi ki zaten. Hayatında karşısına çıkan en güzel kadınlardan biri, hatta belki de en güzeli, tam önünde duruyor; soğuk parmaklarıyla yanağını okşuyordu. Kapüşonunu indirmesiyle beline uzanan kara saçları omuzlarından dökülmüş, dipsiz lacivertleri bir şelale gibi buklelerin arasından akmıştı.

"Gerçeksin." dedi gözleri kuşkuyla onu süzerken. Vada çırılçıplak ve savunmasız hissediyor, yine de bakışlarını başka yöne çeviremiyordu.

"Gece meleklerinin kraliçesi." diye tanıttı kadını gölge kraliçe halkına. Şimdi tüm gölgeler bir adım gerilemiş, aralarına sızan bu meleğin nasıl olup da kraliçelerinin yanında durabildiğini anlamaya çalışıyorlardı.

"Dürüst olayım sana inanmamıştım." diye mırıldandı gece kraliçesi. Gözlerini Vada'dan ayırmadan gülümsüyordu. "Bu Mavi Ateş'in de gerçek olduğu anlamına geliyor sanırım."

"Gerçek olduğunu biliyorsun." dedi kraliçe alay eder gibi. "Ormanında küle dönmüş biçimsizler bulduğuna eminim kardeşim."

Melek kadın kraliçeye yukardan bakıyordu. "Ben senin kardeşin değilim." dedi gülerek. "Buraya sadece ateş için geldim. Sözünü tutarsan, ben de tutarım ve bu işi kolayca hallederiz."

Kraliçe durumdan pek memnun görünmese de başıyla onayladı. "Ateş senin. Konuştuğumuz gibi ayini tamamladıktan sonra onu alacaksın."

Gece meleği kraliçeyi bir süre süzdükten sonra ikna olmuş olacak yeniden Vada'ya dönüp gülümsedi. "O halde bir an önce şu işi halledelim tatlı kız."

Aynı anda kraliçe halkına dönmüştü. "Ayin başlasın!" diye bağırdı.

Gölgeler çılgınca ellerindeki meşaleleri sallarken Vada hala felç olmuş gibi kıpırdamadan gece kraliçesini izliyordu. Etraflarını saran sandallardaki gölgelerin hareketlendiğini fark ettiğinde bile bakışlarını melekten ayıramadı. Kadın üzerine doğru yaklaştıkça tenindeki karıncalanma da artıyordu.

Melek, siyah pelerinin içine gizlenmiş kömür karası hançerini havaya kaldırdığında gökte tek bir yıldız olmamasına rağmen etrafa ışık saçtı. Üzeri taşlarla süslü silah birine zarar vermeyecek kadar büyüleyici görünüyordu.

"Yaklaş çocuğum." dedi melek. Sesi bir akarsu, gözleri bir nehirdi.

Vada hala hareket edemiyordu. "Bana dokunma..." dedi kendini de şaşırtarak. "Bana dokunma, lütfen! Ben sana hiçbir şey yapmadım."

"Elbette yapmadın." diye güldü melek. Gözlerinde koyu bir gece dans ediyordu sanki. Uçsuz bucaksız gökyüzünün altına bir başına kalmış gibi üşüdü Vada. Gece kraliçesinin buzdan parmakları elini yakaladığında tüm uyuşukluğuna rağmen geri kaçmaya çalıştı. Bir milim bile hareket edemediğini fark ettiğinde dehşetle sarsıldı.

"Lütfen." diye yalvardı çaresiz.

"Yapma!" diye haykırdığını duyuyordu birinin uzaktan. Jaya'ydı. Az ileride Lalli kudurmuş bir köpek gibi kendini oradan oraya atıyor, çığlıkları halkın bağırışları arasında kayboluyordu.

"Dur." dedi Vada bıçak eline uzanırken.

Gölge kraliçe yüzündeki tarifsiz hazla az ileriden onları izliyordu. Vada etini kesen bıçak kırmızıya bulanırken kadının üzerine doğru hareketlendiğini gördü. Daha acının şokundan kurtulamadan yakasından tutan güçlü eller onu sandalın en köşesine sürüklemişti. Bir an düşeceğini zannedip panikle geri kaçmaya çalıştı, ama kraliçenin elinden kurtulması imkansızdı.

GÖLGE ŞEHRİ - GÜNDÖNÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin