Duygular

1.1K 73 6
                                    

Yeni bölüm ile karşınızdayım!!!! Artık Eyfet oluşumunun temellerini atmış bulunuyorum. Umarım siz de beğenirsiniz... Ayrıca hikayemi baştan beri okuyarak bana destek olan eyfet2017 'nin doğum gününü kutlarım!! İyi ki doğdun, iyi ki varsın!!!
Lütfen bölümü okuduktan sonra oy vermeyi, söylemek istedikleriniz varsa yorum yapmayı unutmayın!!!! 1K olma yolunda gidiyoruz, destek olmayı unutmayın!

Bölümü  Barış Manço- Gülpembe  dinlerken okumanızı öneririm..!!!

' Tut elimi hiç düşünmeden çıkalım yola, aşkla bakan gözlerim pusula olsun sana...'




Ateş yüzüme bakarken söylediklerinde ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. "Şaka yapıyorsun değil mi?"

"İnanmak zor biliyorum ama al kendin bak."

Uzattığı dosyayı alıp inceledim. İçinde Fransa'dan gelen ve ajan olduğunu kanıtlayan evraklar vardı. Gözünün içine baka baka aptalca hatalar yaptığını söylemiştim ona. Ama  o da benim gibi aldığı görevi başarmaya çalışıyormuş.

"Ben böyle işin içine tüküreyim."

"Erdem Yarbay seni çağırıyor. Gitmemiz lazım."

Hastaneye bakıp iç geçirdim. Uyanmalısın Eylem. Uyan ki söylediklerim için özür dileyebileyim. Uyan ki bana kim olduğunu anlat. Askeriye'ye gelince odama çıkıp üzerimi değiştirdim ve karar odasına gittim. İçeride Erdem Yarbay ve Yavuz komutan vardı. Selam verdikten sonra oturdum.

"Ateş sana kızın kim olduğunu söylemiştir."

"Evet komutanım, anlattı."

"Fransa'da ki komutanla görüştük. Bize yardım edecekler biz de karşılığında Sebo'yu yakaladığımızda onlara teslim edeceğiz. Eylem'in durumu nasıl?"

"Yoğun bakıma aldılar. Uyanmasını bekliyorlar, durumu ciddiyetini koruyormuş."

"Endişelenmene gerek yok. İfadeni verdikten sonra savcı ile konuştum, dosya kapandı."

"Sağolun komutanım."

Yavuz komutan lafa girdi. "Fethi hastaneye geri dönecek misin?"

"Komutanım eğer izniniz olursa hazırlanıp gitmek istiyorum. Uyandığında bildiklerini öğrenebilirim."

İkisi bakışırken uykumun geldiğini hissettim. Erdem Yarbay ayağa kalktığında biz de ardından kalktık.

"Tamam, sen gidip onun başında bekle. Çolak ile ilgili bir iz yakaladığımızda seni çağırırız."

"Emredersiniz komutanım."

Koridora çıktığımızda Yavuz komutan yanıma geldi.

"Bekle ben de seninle geleceğim. Bahar ile kahve içmek için çıkacağız."

"Peki komutanım."

Volta atarken kendi kendime mırıldandım. Daha sonra birlikte hastaneye gitmek için yola çıktık.

"Aklın Eylem'de değil mi?" Buruk bir gülümsemeyle ona baktım.

"Onu vurduğumdan beri aklımdan çıkmıyor ki."

"Aklının sürekli bir kişide olması, sevdiğine zarar vermenin hissi insanı nasıl yaralar bilirim." Komutanımla 2 arkadaş gibi dertleşmeyi seviyordum.

"Ben de insanın sevdiği tarafından yaralanması, en çok güvendiğinin aldatması nasıldır onu bilirim." Başını çevirip bana baktı.

"Gönül yaran mı var Avcı? Anlat bakalım."

"Komutanım o konuyu ne siz sorun ne ben anlatayım. Hala hatırlayınca sinirlerim zıplıyor."

"Eyvallah, öyle olsun."

Hastaneye az kala merak ettiğim bir şeyi sormaya karar verdim.

"Komutanım bir şey sorabilir miyim? Ama sizin için özel olabilir."

"Sor bakalım."

"Yani Bahar'ın size karşı hisleri olduğunu biliyoruz. Peki siz ona karşı bir şey hissediyor musunuz?"

"Ben gönül defterini bir daha açmak istemiyorum. Yani Bahar'ı düşündüğüm zaman Merve'ye ihanet ediyor gibi hissediyorum. Ayrıca tekrar sevdiğim birini kaybetme riski almak da istemiyorum."

"Anladım komutanım. Durum Leyla diyorsunuz."

İkimizde gülerek içeriye girdik. Asansörde ayrıldığımızda yoğunluk bakıma gittim ama orada yoktu. Ona bir şey olduğu düşüncesi zihnime akın ederken hemen görevli birine sordum.

"Eylem Mercier yoğunluk bakımda yok. Bir şey mi oldu? Nerede o?"

"Sakin olun beyefendi. Solunumu geri geldiği için kritik eşini atlattı. Onu 221 numaralı odaya aldık."

"Teşekkürler. Ben refakatçi olarak yanında kalacağım. Bilgi vermem gereken yer var mı?"

"Adınızı ve soyadınızı söyleyin. Ben deftere yazarım."

"Fethi Kulaksız. Askerim."

"Tamam çıkabilirsiniz."

Odaya girdiğimde yatağının yanına ilerledim. Yine melek gibi duruyordu. Gözlerinin önüne düşen saçları elimle toparladım. Elim tenine değdiğinde burukça gülümsedim. Sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdum. Elini tuttuğumda soğukluğu içimi titretmişti. Hem duymasını istediğim hem duymasından korktuğum cümleler geçti aklımdan. Hepsini boşverip yüzüne odaklandım. Konuşmak istiyordum. Kalbimi biraz olsun rahatlatmak istiyordum. Sonunun nereye varacağını düşünmeden açtım ağzımı. Rüzgar fırtınaya dönüşecek diye kaç kere korkup açılmaktan vazgeçebilirdik ki?

"Seni ilk gördüğümde teröristle buluşmak için can atan aptal bir kız olduğunu düşünmüştüm. Dik başlılığın ve geldiğin yer seni gördüğümde sinirlenmem için yetiyordu. Esir düştüğümüzde ne kadar korktuğunu görünce yumuşamıştım. Bu kadar kötü olduklarını tahmin edemediğini düşündüm. Daha sonra oturup kahve içtiğimizde, seni anlamak istedim. Yaptıkların beni delirtse bile işin için saygı duydum. Sonra eski sevgilinle olduğun fotoğraf, onun hakkında bana yalan söylemen, sana karşı oluşan güvenimi kırdı. Aynı hataya ikinci kez düştüğümü sandım. Her şey böylesine karışıkken ne hissedeceğimi bilemedim. Seni vurduğum an donup kaldım sanki. Zaman, mekan, kişiler hepsi ağır çekime alındı."

Sözlerime ara verip elini daha sıkı kavradım. Sanki böyle yaparsam uyanıp gözlerime bakacak ve gülümseyecek gibi geliyordu. Gözlerimin yaşarmasını engellemek için başımı yukarıya kaldırdım. Konuşmak için yüzüne baktığımda ani bir kararla yanına uzandım. Alınlarımız birbirine değerken boynundan gelen kokuyu içime çektim. Gözlerim ağır ağır kapanırken duygularımın su yüzüne çıktığını anlıyordum...

Eylem'den Devam: Boynumu gıdıklayan bir şey hissedince ağırlaşan göz kapaklarımı açtım. Karşı duvara yansıyan turuncu ışık çarptı ilk olarak gözüme. Daha sonra aşina olduğum kokuyu duyunca beni uyandıran şeyin ne olduğunu gördüm. Fethi başını boynuma koymuş, elimi tutarak uyuyordu. Başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Ne kadar derin uyuduğu nefes alış verişinden belliydi. Boşta olan elimle saçına dokunduğumda beni vurduğu an geldi gözümün önüne. Bakışları kalbimi, sıktığı mermi ise bedenimi delip geçmişti. Bir görev uğruna geldiğim Karabayır'da kaybetmekten korktuğum birinde tutuklu kalmıştım...

Eyfet Savaş ve AşkWhere stories live. Discover now