Özel Bölüm

821 39 0
                                    

"Lan daha yukarı kaldırsana şunu!"

"Beğenmiyorsan gel kendin yap lan!"

Bağırışlarımızın sebebi operasyonda olmamız ya da eğitim görüyor olmamız değildi bu sefer.

Uzun zamandır beklediğimiz bir olayın hazırlığını yapıyorduk. Nihayet Erdem Yarbay ile arasını düzelten Ateş Nazlı'ya evlenme teklif edecekti.

Sabahtan beri mekanın süslenmesi ve hazırlıklar için bütün ekip çalışıyorduk. Balonları asarken aklımı başımdan alan kadına kaydı gözlerim.

2 yıldır bana hayatı hissettiren, her çatışmada yaşamak için tutunduğum dalım olan kadın. Eylem süsleri asmakla meşguldü.

Türk İstihbaratı'na girmesiyle büyük bir yükten kurtulmuştuk. Nihayet aynı tarafta, aynı kişilere karşı savaşıyorduk.

Sonra Ateş ile konuşan Yavuz komutana kaydı gözlerim. Bahar ile evlenmeleri biraz olaylı olsa da nihayet geride bırakmıştı acısını. Artık o da evli, mutlu bir adamdı. Neredeyse kendimden çok sevinmiştim ona. Abim gibi seviyordum çünkü.

Keşanlı ve Çaylak yine tartışıyorlardı. Daha doğrusu Keşanlı azar çekiyordu ama alışmıştık artık bu hallerine. Dayanamayıp güldüm onlara. Ekibin neşesiydi ikisi.

Aşık sessiz sessiz bir köşede kalan işlere yardım ediyordu. Açık alanda olduğumuz için çalışmak daha zevkliydi. Hele ki bahar ayının tüm sıcaklığıyla gelmesi neşelendirmişti hepimizi.

Belime dokunulmasıyla irkildim. Balonu bırakıp döndüğümde Eylem sırıtarak bana bakıyordu.

"Dalıp gitmişsin Fethi. Kaç kere seslendim duymadın."

"Dediğin gibi dalmışım hayatım. Bir şey mi oldu?"

"Bu kadar balon yeter, hadi in Ateş ile konuş biraz. Fazla heyecanlı."

Başımı sallayıp indim masadan. Elindeki kutuya bakıp transa geçmiş olan Karabatak'ı görünce geçmiş geldi aklıma.

Eylem'e teklif edeceğim zaman ben de çok heyecanlanmıştım. Onun nasıl hissettiğini gayet iyi anlıyordum. Elimi omzuna koyunca başını çevirip beni gördü.

"Kardeşim, bu kadar heyecan bünyeye zarar. Sonra kızın karşısında tutulur kalırsın bak."

Ateş iç geçirdi. "Dayıoğlu ben zaten onu her gördüğümde dut yemiş bülbüle dönüyorum. Böyle şeyler söyleme Allah aşkına."

Sesli bir kahkaha attım bu sefer. "Vay vay vay. Çapkın Karabatak'ın bu hallerine bak sen. Yandın oğlum!"

"Hemde ne yandım Avcı!"

İkimiz gülerek konuşurken Yavuz komutan elinde telefonla geldi.

"Bahar Nazlı'yı getiriyormuş. Hadi yerlerimize geçelim."

Ateş'in omzunu sıvazlayıp arka tarafa, masanın başında bekleyen Eylem'in yanına geçtim. Elimi beline koyup kendime çektim.

"Sen de böyle gergin miydin?" diye fısıldadı kulağıma.

Rahat bir tavırla cevap verdim. "Ben gayet rahattım. Kabul edeceğini biliyordum çünkü."

Omzuma vurmasıyla çatık kaşlı sevdiğime döndüm.

"Ya kabul etmeseydim Fethi? O zaman da böyle rahat olur muydun?"

Yüzüne eğilip siyah gözlerine odaklandım. "Alır kaçırırdım seni. Bir saniye daha senden ayrı kalamazdım."

Yanakları kızarırken ufak bir öpücük kondurdum hemen. Sonra doğrulup ayak sesleriyle gelenleri beklemeye başladık.

Nazlı etrafına bakarak yürürken Ateş'i görünce durdu. Bu sırada Bahar yan taraftan girip yanımıza gelmişti bile.

Buradan sesleri az geldiği için iyice kulak kabartmıştık. Ateş Nazlı'nın ellerini tutunca teklif öncesi konuşmayı yaptığını anladım.

Onların bu hali hepimizi sevindirmişti. Bir aileydik biz. Birbiri için her zaman ölüme meydan okuyan bir aile. Sırf biri mutlu olsun diye durmadan çabalayan bir aile.

Karabatak tek dizini yere koyunca masanın etrafından ayrılıp ikisinin etrafında çember oluşturduk.

Gördüğüm kadarıyla Nazlı'nın gözleri dolmuştu. Eminim birazdan damlardı birkaç gözyaşı.

"Ben her gün seninle yanmaya razıyım. Peki sen yeniden doğar mısın küllerinden? Benimle evlenir misin Nazlı'm?"

Sorunun üzerine hepimiz gözlerimizi Nazlı'ya çevirdik. İki gözyaşı iki yanağından süzülürken sadece Ateş'e bakıyordu.

"Evlenirim Ateş Açar!"

Hepimiz ritimle alkış tutarken aynı zamanda bağırıyorduk. Yüzüğü taktıklarında ise ortam bayağı bir gürültülü olmuştu.

Sırayla ikisine de sarıldık. Onların mutluluğu bizi güldürürken böyle bir yerde olduğum için tekrar şükrettim.

En sonunda Eylem'i tutup kendime çektim ve sarıldım.

"İyiki varsın Eylem. İyiki evet dedin bana. İyi ki girdin hayatıma."

"Seni çok seviyorum Fethi. İki kelime yetmiyor aşkımı anlatmama biliyorum. Ama her sarıldığımda gümbürdeyen kalbim şahidim olsun."

Boynuna yüzümü gömüp kokusunu içime çektim. Mutluydu, mutluydum, mutluyduk...

Eyfet Savaş ve AşkWhere stories live. Discover now