Kaçırılma

928 47 1
                                    

Arkadaşlar okul başladığı için bölümü geç geldi kusura bakmayın! Yoğunluktan dolayı artık bölümler 3 günde 1 gelecek!! Okuduktan sonra beğenmeyi söylemek istedikleriniz varsa yorum yapmayı unutmayın! Yıldız sizden bir dokunuş uzaklıkta!!!!!

(Bölümü okurken  Sia- Eye of The Needle dinlemenizi öneririm)

Sağa sola dönmelerim çekilmez bir hal alınca dayanamayıp çıktım yataktan. Ateş belki de en derin uykusundayken ceketimi alıp sessizce çıktım odadan. Sabahın buz gibi havası çarptı tenime. Daha sıkı sarıldım kendime, soğuk havayı çektim ciğerlerime. En derinime ulaşmasını hissettim.

Kalamadım bahçede daha fazla, çıktım otelin sınırlarından. Dün geceden sonra dar gelmeye başladı her yer. İçimin sıkılmasından herhalde. Boş sokaklar böyle iken nasıl da  huzurlu görünüyordu. Tek tek insan vardı gördüğüm kadarıyla. Yürümeye devam ettim adımlarıma karşı çıkmadan. Nereye götüreceklerini iyi biliyordum çünkü.

Kapısında 2 asker ile hiç değişmeden duruyordu askeriye. Beni fark etmeyecekleri mesafede durup izlemeye başladım. Bu kapıdan ilk girdiğim an, üniformamı teslim aldığım, komutanın karşısına çıktığım anlar geçti gözümün önünden.

Parmaklarımı çekip avuçlarımı sıktım. Bunları hak etmemiştik. Bu şekilde atılmayı hak etmemiştik. Dolan gözlerim yerini öfkeye bırakmıştı tekrar. Daldım uzaklara, yaşadıklarımı düşündüm. Operasyonlar, muhabbetler, şehit kardeşlerim, Eylem... Ona nasıl sinirlendiğim, sonra nasıl aşık olduğum. Elini tutmam, sonra bırakmak zorunda kalmam.

Ne kadar kaldım orada emin değilim. Titreyen telefonumu hissedince geldim kendime. Çıkarıp baktığımda bir sürü cevapsız arama olduğunu gördüm. 2 saat geçmiş ben çıkalı. İnanamadım ama şaşırmadım da. Ruhum huzursuzken neyi fark eder bedenim? Son arayan kişiye geri döndüm.

"Efendim Ateş?"

"Neredesin sen dayıoğlu? Öldük meraktan."

"Hava almaya çıkmıştım geliyorum, yoldayım."

"Tamam. Bu arada Eylem telaşlandı senin için, belli etmemeye çalışsa da anladım ben."

"Anladım kardeşim görüşürüz birazdan."

Son kez bakış attım evim olarak gördüğüm yere. Özlem kabarmaya başlayınca yürümeye başladım. Biraz ilerledikten sonra dikkatim yolun karşısındaki  arabaya kaydı.

Bagajı kapatan adamlar etrafa bakınca telefonla ilgileniyormuş gibi yaptım. Göz ucuyla takip edince silahları fark ettim. 5 kişi arabaya bindiklerinde plakayı not aldım. Şansıma oradan geçen taksiciye koşarak ilerledim ve öndeki arabayı takip etmesini söyledim. Komutanı aradım.

"Avcı nerede kaldın?"

"Komutanım şu anda bir arabayı takip ediyorum. Bagajın silah ve mühimmat açısından dolu olduğuna eminim. Plakayı Ateş'e mesaj attım az önce."

Biraz bekledikten sonra telefonun hoparlöre açıldığını anladım. Eylem konuşunca garip hissetsemde bozuntuya vermedim.

"Büyük patlama için hazırlık yapıyorlar. Size bahsettiğim olay buydu işte. Depoda iyice yüklenip saldırıya geçecekler."

Hafız konuştu sonra.

"Komutanım orayı mutlaka bulup onları engellemek zorundayız."

Yavuz komutan tahmin ettiğim şekilde bitirdi konuşmayı.

"Avcı sen onları dikkatli şekilde takip et. Durdukları zaman adresi konum at. Bizde hazırlanıp çıkıyoruz."

"Tamam komutanım"

Telefonu kapatıp önümüze baktım. Köy yoluna çıkmıştık bile. Depoya gideceğimizden emindim. Taksicinin bakışlarını üzerimde hissetsem bile aldırmadım. Araba iyice uzaklaşıp bir yerden sağa saptığında taksici durdu.

"Kardeşim ne yapıyorsun sen devam etsene!"

"Abi kusura bakma ama orası terörist kaynıyor, giremem bu yola."

"Bak benim onları bulmam lazım, hayat meselesi."

Başını salladığında vazgeçmeyeceğini anladım. Parayı verip indim hemen. Arabayı kaçırmak istemediğimden hızlıca yürümeye başladım. Yanımda silahımın olmaması ıssız yolda ilerlerken daha çok canımı sıkıyordu. Hemen bir koordinat yollayıp devam ettim. Arabanın ileride durduğunu görünce eğilerek ilerlemeye başladım.

Sabah olmasına karşın hala dışarıda kimsenin olmaması tedirginliğimi arttırıyordu. Telefonum titreyince açtım.

"Dayıoğlu nerdesin?"

"Bir köyün girişinde durdu araba. Eve girdiler, etrafta birkaç araba ve bir tane kamyon var. Ama köyden kimse yok dışarıda."

"Biz yoldayız, sen konum at geliyoruz."

"Tamam atıyorum ama dikkatli olun."

"Sende Avcı."

Biraz daha yaklaştım eve pencerelerden birine hafifçe uzattım kafamı. İçeriyi görmemle hemen yere çöktüm. Çok kalabalıktılar ve masaların üzeri silah doluydu. Hemen telefonu çıkarıp konumu açtım. Tam gönderecekken ensemde hissettiğim soğuklukla durdum. Çok fena olmuştu şimdi.

"Ver o telefonu ver"

Uzattığımda ayağa kaldırdı beni. Başka bir adım sesi duyunca adamı etkisiz hale getirme düşüncelerim suya düştü. İçerideki herkes biliyor olmalıydı.

"Yürü bakalım. Ters bir hareket yapmaya kalkarsan anında yersin mermiyi!"

Eve girince ellerimi ve ayaklarımı bağladılar. Ağzıma bant yapıştırdıklarında paket haline gelmiştim.

"Yapacağımız eylemde baş rol oynayacaksın. Hiç hesapta yokken planımıza renk kattın."

Sarı dişleri midemi bulandırırken gülmeye çalışan çenesini dağıtma isteğine yanıt verememek öfkemi katlandırıyordu.

"Sizinkiler buraya geldiğinde çok geç kalmış olacaklar. Şimdi biraz uyu bakalım. Bu dünyada tekrar uyuma şansın olmayacak!"

İğrenç haliyle üzerime gelirken kaçmaya çalıştım ama sürünerek ilerlerken ceketimden tutup başımı kaldırdı. Elindeki bezi burnuma bastırırken aklımdan birçok şey geçiyordu. Göz kapaklarım yenik düştüğünde her taraf simsiyah olmuştu...

Take me down
Devir beni

I'm feeling now
Artık hissediyorum

And if I move on
Ve eğer ilerlersem

I admit you're gone
Gittiğini kabul ederim

I ain't ready
Hazır değilim

I'll hold steady
Sabit tutacağım

I'll hold you in my arms
Seni kollarımda tutacağım

You're locked inside my heart
Kalbimin içinde kitlendin

Your melody's an art
Melodin bir sanat

I wont let the terror in I'm stealing time
Zamanı çalarken teröre izin vermeyeceğim

Through the eye of the needle
İğne deliğinin içinde

Eyfet Savaş ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin