5. Bölüm

3.9K 294 28
                                    

Göz kapaklarımı delip geçen yoğun ışığın verdiği rahatsızlıkla araladım gözlerimi. Güneş bütün ışığını üzerime yansıtıyor, gözlerimi açmamı zorlaştırıyordu. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdıktan sonra gözlerimi tamamiyle aralayıp,  bulunduğum ortamı ldrak etmeye çalıştım.

"Neredeyim ben?" Sorum havada asılı kalırken, uzandığım yerden doğrulmaya çalıştım. Rutubet kokan odada göz gezdirdiğimde köşedeki tekli koltukta oturan adamla göz göze geldim. Adamın görüntüsü netleştiğinde, gözlerimi kırpıştırarak adamın varlığının doğruluğunu teyit ettim. Gerçekti, buradaydı. Göğsüm hızla inip kalkmaya başladığında, damağımın kavrulduğunu hissettim. Bu adamı tanıyordum. Karşımdaki adam, kasabaya geldiğimden beri beni rahatsız eden, sürekli öfkeyle bakan deli adamdı. Lâkin şu an gözlerinde öfkeye rastlamamıştım.

"Dinlenmelisin." dedi, benim aksime oldukça sakin bir tavırla. Oysa birkaç saat öncesine kadar beni taşlıyordu. Şaşkınca ona bakmaya devam ederken, bir elini şakağına yaslayıp, bakışlarını yere eğdi.

"Benim burada ne işim var? Ne istiyorsun benden?" Zihnimden geçen soruları dilime döktüğümde beni yanıtsız bıraktı. Gözlerimi kapatıp, buraya gelmeden önce yaşadıklarımı hatırlamaya çalıştım. Yaşadıklarım zihnime üşüştüğünde kaskatı kesilmiştim. En son bir ormandaydım ve korkudan ağladığımı hatırlıyordum. Sonrası yoktu.

"Sen bana yardım mı ettin?" Cevap vermemesini fırsat bilerek, sorularımı ardı ardına sıralıyordum. O ise cevap vermemekte ısrarcı gözüküyordu.

"Sana diyorum!" Bakışları bir anda beni bulduğunda, ürkmeden edemedim. Bu adamdan ciddi anlamda korkuyordum.

"Sana ben yardım etmedim. Onlar istedi." Sesi de en az görüntüsü kadar ürperticiydi. Lâkin şimdilik buna değil, söylediklerine odaklamalıydım. Onlar demişti. Onlar dediği kimlerdi ki?

"A..anlamadım." dedim heceleyerek. Şaşkınlığım kelimelerime yansıyordu.

"Boşver. Ayıldıysan gidebilirsin." Bu adamı ilk gördüğümde deli zannetmiştim. Lâkin şu an gördüğüm kadarıyla öyle olmadığı aşikârdı.

Yavaş hareketlerle yataktan kalkarken gözlerimi karşımdaki adamdan ayırmıyordum. Kesinlikle bu adamda tuhaf bir şeyler vardı. Dengesiz tavırları beni korkuttuğundan, ne tepki vereceğimi bile kestiremiyordum.

"Ne bakıyorsun? Gitsene." Ürpertici ses tonu ve tehditvari bakışları dediğini yapmam için beni zorluyordu. Ürkerek bakışlarımı ondan çekip kapıya çevirdim. Buradan ne kadar çabuk çıkarsam, benim için o kadar iyiydi. Hızla kapıya doğru koşup arkama bakmadan çıktım evden. Az ilerde konağın bacası gözüküyordu. Adımlarımı konağa yönlendirip koşmaya başladım. Kısa sürede konağa ulaştım ve kendimi bahçeden içeri attım. Kemal amca beni gördüğünde oturduğu banktan kalkıp, telaşlı adımlarla yanıma ilerledi.

"Hanımım nerelerdeydiniz? Çok merak ettim sizi." Kuşkulu bakışları iyi olduğumu kontrol eder gibi üzerimde geziniyordu.

"Sorma Kemal amca. Başıma neler geldi bir bilsen." Kuşkulu bakışları daha da derinleşirken, "Ne oldu?" diye sordu. Şu anda yaşadıklarımı ona anlatmak istemiyordum. Anlatırsam inanmayacağını biliyordum.

CİN KASABASI (TAMAMLANDI)Kde žijí příběhy. Začni objevovat