[2. KİTAP] 1. Bölüm

1.5K 75 15
                                    

Siz henüz günahsız bir çocukken bile, geçmiş sizi en savunmasız anlarınızda yakalıyor, hayatı size daha az yaşanılabilir hâle getiriyordu. Hem de her anını.. Yaşanmışlığına dair tek bir ânına şahit olmadığınız o geçmiş, şahit olanlarla beraber sizi de dibi görünmeyen karanlığa sürüklüyordu.

At kuyruğu yaptığım saçlarımı aynaya bakarak son kez savurduktan sonra kendi halime sırıtarak çantamı sırtlandım ve odamı terk ettim. Gecelerim gündüzlerimin aksine daha canlı, dolu dolu geçiyordu. Ben iki farklı ruhtum ve ikisi de birbirine tam anlamıyla zıttı. Gündüzler beyaz, geceleri siyahtım. Beyaz yanım gece çöktüğünde titreyerek sığınacak yer arıyor, gece yanımsa gündüzleri kendini ruhumla kamufle ediyordu.

Odamdan çıkıp ahşap merdivenlere doğru ilerledim ve ayaklarımın altında gıcırdayan ahşap zemini umursamadan hızlıca merdivenlerden indim. Geniş, gösterişli salonumuza ulaştığımda, burayı geride bırakarak doğrudan mutfağa yöneldim. Anne ve babam uyanmış, kahvaltı yapıyor olmalılardı.

Mutfaktan içeri girdiğimde, annem çay dolduruyor, babam da onu seyrederek kahvaltısını yapıyordu. Onların aralarında bu bağlılık içimi sıcacık yapıyor, aşka ve sevgiye olan inancımı güçlendiriyordu. İkisi birden beni farkettiğinde gülümseyerek bakışlarını üzerime diktiler ve, "Günaydın." dediler aynı anda. Onlara, "Günaydın." diye karşılık verdikten sonra kahvaltı sofrasındaki yerimi aldım.

Kahvaltımı yaparken anne ve babamın bakışları sık sık beni buluyor, iyi olup olmadığımı kontrol ediyorlardı. Bu duruma alışmış sayılırdım. Beş yaşımdan beri aşina olduğum bakışlardı bunlar. Onlara bakmamaya özen göstererek kahvaltımı yapmaya devam ettiğimde, annem genzini temizleyerek ona bakmamı sağladı. "Ela, iyi misin anneciğim?"

Her gün bu soruyu duymaktan sıkılsam da, onları incitmek istemediğim için nazikçe yanıtladım. "İyiyim anne."

Kuşkulu bakışları üzerimde gezinmeye devam ederken, bakışlarım babamı buldu. Yüzüme bakmamak için çaba sarfediyor gibiydi. Annem verdiğim cevaptan tatmin olmamış gibi, sorgular gibi kaşlarını çatarak konuştu. "Gözlerinin altı mosmor. Uyuyamıyor musun sen? Üstelik şişmişler de."

Bunu uyandıktan sonra aynanın karşısına geçtiğimde bende farketmiştim. Morlukları ve şişlikleri kapatıcıyla kapatmak için uğraşmıştım lâkin onlar farkettiğine göre başarılı olamamıştım. Zaten annemin gözünden hiçbir şey kaçmıyor; her halimi, her tavrımı en ince ayrıntısına kadar sorguluyordu. Gece uyuyamadığımı, sürekli kâbuslar ve halüsinasyonlar gördüğümü hatırlıyordum. Lâkin ne gördüğüm, kimi gördüğüm hakkında en ufak fikrim yoktu. Tam ağzımı açıp yanıt verecekken, babam benden önce davrandı ve konuşmak için dudaklarını araladı.

CİN KASABASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin