13. Bölüm

2.3K 143 21
                                    

YUSUF'UN AĞZINDAN:

Dere kenarında konuştuğum, adının Afra olduğunu fısıldadıkları o garip kızın anlattıkları dünden beri beynimin içini kemiriyordu. Üzerinde musallat olduğunu farketmiştim. Fakat neden bu kasabadan gitmesini istemediklerini bilmiyordum. Tavırlarından ve anlattıklarından anladığım kadarıyla, ona musallat olan ve onu bu kasabaya hapseden cinler, iyi niyetli değildi.

Fakat yine de benden şanslı sayılırdı. Ben ailemi kaybettiğimden beri sebebini bilmediğim bir nedenden dolayı bu kasaya hapsedilmiştim. Başka kabilelerden cinlerle iletişime geçtiğimde, beni bu kasabaya hapsedenlerin kötü huylu ifritler olduğunu, nedenini ise zamanında öğreneceğimi söylemişlerdi. Neyse ki, bana burada zarar veren ya da aklımla oynayan kimse yoktu.

Kasabada benim dışımda birkaç insan daha yaşıyordu. Dışardan bakıldığında normal gözükseler de, kesinlikle onların normal olduğunu düşünmüyordum. Zaten bir kişi hariç hiç kimseyle de iletişime geçmiyor, kendim ekip kendim biçerek bir başıma hayatıma devam etmeye çalışıyordum. Önceden bu kasabada garip tılsımlı olaylar yaşadığını işitmiştim ve bunlara kesinlikle inanıyordum. Afra'nın üzerinde bu kadar durmamın en büyük sebebi, konakta yaşıyor olmasıydı. Geçmişle alâkalı edindiğim bilgiler dahilinde, bu kasabayı neredeyse tamamen terkedilmiş hale getiren o konağın sahipleriydi. Nedenini araştırmış, fakat bir sonuç elde edememiştim.

Gece yarısına birkaç saat kalmıştı ve ben Afra'ya gece yarısından sonra görüşmemiz gerektiğini söylemiştim. Doğrusu bunu ben söylememiştim, birisi bana söylettirmişti. Burada ifritlerin beni rahatsız etmediğini düşünsem de, istisnalar vardı. Çoğu zaman kafamda onlarca sayısız kişiyi yaşatabiliyordum. Onlarca düşünce, onlarca istek ve onlarca dürtü. Hiçbir zaman hangisinin doğru olduğunu ya da hangisinin kötü olduğunu anlamayacaktım.

Saatlerdir zihnimde boğuştuğum düşünceler içinde çırpınırken, ara ara aklıma Zümrüt'ten yardım isteme fikri geliyor, fakat hemen bu fikirden vazgeçiyordum. Zümrüt, bu kasabada muhatap olduğum, başım sıkıştığında gidebildiğim tek insandı. Fakat ifritler söz konusu olduğunda genellikle kibar bir dille reddediyordu beni. Afra'nın anlattıklarının altından ifritler çıktığı için Zümrüt'ten yardım istemeye çekiniyordum. Öte yandan da Afra'ya yardım etmem gerektiğini hissediyor, bu iki düşünce arasında bocalıyordum.

CİN KASABASI (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora