«1»

465 19 0
                                    

Odama çekileli neredeyse 1 saat olmuştu ve aşağıdaki kavga daha sona ermemişti.Her zamanki gibi hiç bir şeyden eksik kalmayan Cici Annem de katılmıştı.Anneme kalsa onu okuldan kendi isteğiylede kovardı ama yapmıyordu.Beyaz'a verdiğim sözü tutamıyordum.Kitabı açıp kendimi vermeye çalıştım.

"..Tedirgindi Emily.Yaptıklarının cezasını ödemeye alışmıştı ama bu ayrı bir şeydi.Thomas gibi birisini bulmuşken kaybetmeyi göze alamıyordu.Onunla birlikte geçtiği her caddeden geçerken aklına o gelmeyecek miydi?Elbette gelecekti.Unutmayacaktı Emily..Yanlızca alışacaktı.Ne de olsa her seferinde bir şeyler kaybederek ödedi bu lanet bedeli..."

Aşağıdan düşme sesiyle birlikte ayağa fırladım.Masamın yanındaki hırkamı alarak dışarı çıktım ve kapıyı kapattım.İkişer ikişer merdivenleri inerken yerdi yatanın Annem olmadığı için sevindim.Fakat yinede iyi birşey değildi.Koşarak Aysel ablanın başucuna geçtim.Annemlerde salondan çıkıp yanımıza geldiginde.Gözlerini dikerek merdiven başına geçtiler.Babam denilen Adam 112'yi ararken annemde beni kaldırmaya çalışıyordu.

-Nazlı iyi misin?Canım bir şey söylesene.

-Anne..Aysel teyzeye ne oldu.?

Ellerim ve dizlerim titriyordu.Gözlerimin önündekine inanamıyordum.Yine bu beni dinlemeden akan göz yaşlarım devreye girmişti.

~

Hastanelerden nefret ediyordum.Neden hastane olmak zorundaydı?Bu yönden şanssız birisi ama diğer taraftanda öyle.Demek istediğim onun kadar mutlu,neşeli ve iyi birisi neden şimdi o beyaz masada yatmak zorunda?Neden kalitesiz ve moda dışı kıyafetler giyen doktorların arasında olmak zorunda?Peki ben neden böyle bu durumda bunları düşünüyorum?

Yeşilin herhangi tonlarından birini giymiş olan doktorlar ortada gözüktüğünde Annem yanına gidip birşeyler konuştu.Ardından yanıma geldi ve oturdu.

-Tatlım sen eve git artık.Buraya bir kaç kişi ayarlayıp bende gelicem.

-Teşekkürler Anne.Seni seviyorum.

-Bende seni bebeğim.

Boynuna sarılıp yanağından öptüm ve gitmek için krem tonundaki koridorun sonuna ulaşmaya çalıştım.Telefondan saate baktığımda daha 7'ye geldigini gördüm.Kantine geçip sıcak çikolata aldım.Açık mavi masalarsan birine geçip oturdum.Duvara asılı olan televizyona odaklandım.Marmara depremi hakkında bir kaç haber geçsede tam dikkatimi veremedim.Etrafıma baktığımda çok fazla kişi vardı.Benimle aynı durumda olan belkide daha kötüsünü yaşayanlar bile vardı.Masaya kafamı eğip parmağımla bir şeyler çizmeye başladım.

Eskiden böyle şeyler dikkatimi dağıtmama yardım ederdi.Şimdi de işe yaraması için dua ediyordum.

-Küçük kız?

Başımı kaldırıp sağ tarafta baktım.

-Sol taraf.Sahiden sensin.

Sabah ki çocuktu ama biraz daha farklı gibi gelmişti bana.Ya da ben öyleydim.3 saatte değişenlere bakınca cidden bütün enerjim emilmişti.Yanıma gelip oturudu.Ben kafamı geri eğip masaya tekrar bir şeyler çizmeye başladım.

-Sabah ki halinden farklı bir şekilde durgunsun.

Kafamı kaldırmamakta kararlıyken saçımdan tutup havaya kaldırdı.Bu çocukbir kaç saat önce bana hakaret etmemiş miydi?Okulda görse yanıma uğramaz diye düşünüyordum.Ama farklıydı.

-Neler oluyor?

Saçımı elinden kurtardıktan sonra kendi isteğimle doğrulup dik oturdum.

-Aile sorunu, dedim kısaca.

-Her ne kadar sana küçük kız desemde adını öğrenmem lazım.

-Niye böyle bir şeye gerek duyuyosun?

-Adını bilmediğim için böyle seslediğimi biliyorsun.Ama eğer adını bilirsem ve sana hala küçük kız dersem seni daha çok sinir eder, diye bir solukta cevap verdi.Gözlerimi devirip ona bakmaya devam ettim.

-Sen neden buradasın?diyerek konuyu değiştirme oyununu oynadım.

-Annem burada.Onu ziyarete geldim.

-Neyi var annenin?

-Aile sorunu,diyerek dalga geçti.

-Nazlı.

-Hıh?

-Adım Nazlı.Ya senin?

-Rüzgar.Memnun oldum küçük kız.

-Artık eve gitsem iyi olacak.

Ciddi anlamda uykuya ihtiyacım vardı.Çantamı alıp dışarı çıktım.Duraktan bir taksi çevirdim.Arabanın gelmesini beklerken ileri geri ayaklarımla tepinip duruyordum.

-Küçük kız!

Arkamı döndüğümde fazla uzağımda olmayan Rüzgar vardı.Daha adını bile yeni öğrendiğim birisiyle yakın olmak nedense beni rahatsız etmiyordu.

-Sana unutkan kişiler insanın başına çok iş açar demiştim değil mi?

Elindeki hırkamı fark edince istemeden yanaklarım kızarmıştı.Bir günde iki kere aynı kişiye rezil olmak bana özeldi galiba.

-Sağol.Tekrar.

-Tek gidebilecek misin?

-Evet.Tabiki.Taksi çevirdim şimdi burada olur.

-Anladım.Hoşçakal.

Bu kadar anlayışlı ne zaman olmuştu acaba?Belki de iyi birisiydi fakat sabah biraz sinirliydi.Her nasıl birşeyse şu an düşünemezdim..

Belki de Gitmelisin..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin