«10»

187 8 0
                                    

Playist:Faydee-Can't Let Go

Sinirlerim alt üst olmuştu.Belki de fazla abartıyordum ama Egemenden de bıkmıştım.En sevdiğim arkadaşım olabilir fakat abim gibi davranmasını istemiyordum.

Taksiye ücretini ödedikten sonra hastane girişine doğru ilerledim.Oda numarasını zaten bildiğim için oyalanmadan asasöre bindim.705 numaralı odaya geldiğimde iki kere tıklatıp içeriye girdim.

-Aysel teyze, diye mırıldanıyordum.

İçeri girince gözlüklerle kitap okuyarak buldum onu.

-Gel tatlım.

Yanına yavaşça giderken yolda aldığım çiçekleri baş ucuna bıraktım.Odaya, perdeler dahil krem tonları hakimdi.Beyaz yatağın yanındaki deri açık gri koltuğa yavaşça otururken Aysel teyzede çiçekleri kucağına almış yapraklarıyla oynuyordu.

-Çok güzeller tatlım.Teşekkür ederim.

Daha fazla dayanamayıp boynuna sarıldım.

-Seni çok özledim Aysel teyze.

-Bende seni tatlım.

Burnumu çekip ağlamaya başlayınca Aysel teyze kendini çekerek

-Ağlama.Ölüme gitmiyorum.2gün daha kalıp geri dönücem.

-Yani geri dönüceksin değil mi?

-Elbette Nazlı.Bu tamamen benim dikkatsizliğim.Sizin bir suçunuz yok.Hadi anlat bakalım.Son zamanlarda neler oluyor?

Her zamanki dedikodumuzu yaparken henüz Anneme bile anlatmadığım Rüzgarı anlattım.

-Demek senin için kavga etti.Hemde Berkayla

-Aslında benim için sayılmaz.Dediğim gibi.Berkayla benim dışımda bir olayları varmış.

-Yinede kavga kavgadır.Berkay seni öptüğü için vurduysa, senin için yapılan kavgadır.

Düz mantıkla evet öyleydi.Ama içine inersek illaki birşey çıkardı.

Yaklaşık 2 saat konuştuktan sonra gitmek için kalktım.

-Gidiyor musun?

-Kalksam iyi olur.Bugün teyzemler gelecekmiş.

-Nisa'yı özlemiş olmalısın.Görüşmeyeli 3 yıl oldu.Kuzen sonuçta.

Nisa kilolu ve sivilceli bir kızdı.Herşeye rağmen ben bunları önemsemem.Aramız hep çok iyiydi.Onu çok seviyordum.

Hastaneden çıktıktan sonra Rüzgar'ın söylediği kafeye gittim.O gelmemişti ve belki de gelmeyecekti.Henüz kaydetmediğim telefon numarasını bulup aradım.Her seferinde telesekretere düşünce yeniden aradım.En sonunda pes edip mesaj atmaya karar verdim.

1.Mesaj

Ben dünkü kafedeyim.Lütfen gelir misin?Sabah ki durum içinse üzgünüm.Ama keşke haber vererek gelseydin.

10 dakika kadar bekledikten sonra yeni bir mesaj attım.

2.Mesaj

Cevap vermiyecek misin?Üzgün olduğumu söyledim sana.Ne yapma mı bekliyorsun?Ayaklarına kapanma mı istiyorsun?

Bu sefer yarım saat kadar uzun bir süre bekledim.Saate baktığımda 13:55'ti.Kalkmaya karar vermiştim ki Rüzgarı pencereden gelirken gördüm.Hemde koşuyordu.İstemeden midemde birşeyler kopmaya başladı.Kalktığım yere oturdum ve içeri girmesini bekledim.

Geldiğinde uzun sürmeden beni buldu.Yanıma gelirken gülümsediğime emindim.O ise her zamankinden fazla somurtuyordu.

-Sana iptal olduğunu söylemiştim.

-Ama koşarak geliyordun.

-Hava çileştiriyordu.

-İyi.Hemen kaçır keyfimi,diyerek söylendim.Ellerimi karnımın üstünde birleştirerek oturmaya devam ettim. Çok uzun sessizlikten sonra telefonumu çıkartıp Temple Run ve Flappy Bird gibi oyunlar oynadım.Sıkıldığım için yanınca kapattım.Konuşacak konu ararken birden ağzımdan alakasız birşey çıktı.

-Kuzenim geliyor.

Kafasını kaldırıp bana baktı ve umursamaz bir bakış sergilemeye devam etti.

-Yani?

-Hiç.Sessizliği bozmak istedim yanlızca.

-Tamam.

Rüzgar'ın telefonuna mesaj geldiğinde hemen masaya koyduğu telefonu geri aldı.

Uzun süre öylece bakarken birden sırıtmaya başladı.Ben bu haline şaşırmışken onu izlediğimi fark edip yayıldığı yerinden doğruldu.

-Gidiyorum,deyince mesajı gerçekten merak ettim.

-Nereye?

-Küçük Kız herşeye burnunu sokmamayı öğrenmelisin.

Bana ağzımı açmaya fırsat vermeden kalkıp gitti.Zaten otursak bile ortamda acayip bir gerilim dolu sessizlik vardı.Gitsede farketmezdi.En azından gerilim azalırdı.Ayağa kalkıp çıktıktan sonra gerçekten yağmur çileştirdiğini anladım.Taksi beklerken kaldırım kenarından, gelip geçen arabaların fırlattığı su parçalarını izledim.

Nihayet bir taksi geldiğinde ev adresini verip camdan dışarısını izledim.Klasik bendi işte.Ya şarkı dinlerdim ya da dışarısını izlerdim.

Evin önüne geldiğimizde ücreti ödeyip dışarı fırladım.Ev anahtarlarını ararken içeriden birisi kapıyı açtı.Sarışın, orta yaşlı ve hafif kilolu birisiydi.

-Hoşgeldiniz Nazlı Hanım.

-Hoşbulduk.Siz..

-2 günlüğüne eve bakacak yardımcıyım.

-Tamam.

Kısa cevabımdan sonra odama çıkıp üstümü değiştirdim.Siyah deri pantalon ve üstüne beyaz bir gömlek giydim.Saçlarımı taradıktan sonra kitap okumaya karar verdim.Tam açıp okuyacakken zil çaldı.Saate baktım 14:48'di.Annem bu saatte gelmezdi.O yüzden büyük ihtimalle teyzemlerde.Heyecanla aşağıya inip salona geçtim.Teyzem salonda bacak bacak üstüne oturmuş etrafı inceliyordu.Yanına geçtim.

-Hoşheldin teyze.

-Ahh!Canım.Nasılsın?

-İyiyim.Sen nasılsın?

-İyiyim canım.

-Nisa nerede?

-Botlarını çıkarmaya çalışıyordu.

Hemen kapının oraya gittiğimde karşımdakinin Nisa olma ihtimalini ölçtüm.Ama imkansız gibi birşeydi.Tek çözüm adını seslendiğimde bakarsa oydu, bakmazsa tanımadığım birisi.

-Nisa?

Belki de Gitmelisin..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin