«13»

179 6 0
                                    

Playist: Mustafa Ceceli-Şeker

Geniş yatağa doğru ilerlerken küçük kız dışarıya koşarak çıktı.Arkamda Rüzgar'ı göremeyince bir an tereddüt etsemde merak ettiğim şu bayana doğru ilerledim. Yanına bir kaç adım daha yaklaştıktan sonra saçları koyu siyah ve üstünde beyaz üzerinde pembe çiçekli sabahlık olan bir kadın huzurlu bir şekilde yatıyordu.

Açılan kapı sesiyle arkamı hemen döndüm.Rüzgar'ı görünce derin bir nefes akşamda gayet sinirli bakıyordu.

-Ne yapıyorsun burada?

-Ben.. Yanlızca burada küçük bir kız vardı.O..İşaret edince merak ettim.Baktım.

-Ne küçük kızından bahsediyorsun?Buraya gel.

Arkasını dönüp dışarı çıktı.Arkamı dönüp tekrar yatan kadına baktım. Uyurken bile mutlu gözüküyordu.

Kapıdan geçip 2. kata çıktım.Uzun ve geniş koridordaki ses gelen odaya girdim. İçeride son derece şeker tonları bulunan şeftali rengiyle dizayn edilmiş, büyük ve gösterişli bir salondu.

Kapıdan girdikten sonra zaten dikkat çeken ilk şey yan taraftaki duvar boyu olan pencereydi.Pudra'nın en hafif tonuyla kaplı bir perdesi vardı. Daha çok insana huzur havası veriyordu. Hemen karşımda duvarla birleşik bir televizyon vardı. Arkadan gözüken etrafı altın rengiyle kaplı ve kumaşı şeftali rengiyle donatılmıştı. Halı kirli beyaz rengi ve üzerinde pudra rengi kıvrımlar vardı.

Odanın ortasına dikildiğimde Rüzgar'ın yanına oturmak için karşımdaki koltuğa oturdum.Az bir zaman içinde ablası olduğunu öğrendiğim kadın içeri girdi. Arkasında da gördüğüm o kız vardı.Rüzgar'ı dürterek,

-Sana dediğim o kız bu işte, dedim.

Önce bana bakıp sonrada bahsettiğim o kıza baktı. Tekrar bana bakınca başını onaylamayan bir tavırla salladı.

-Hoşgeldiniz demeye vakit bulamadığım için üzgünüm.Adım Melek.

-Önemli değil abla.Zaten geleceğimizden onun da haberi yoktu.

-Hiç değişmiyorsun Rüzgar.Böyle konular sen anlamasanda kızlar için önemlidir.

-Onun için sorun olduğunu sanmıyorum.Değil mi Nazlı?

Aslında gerçekten çıksak önemli olurdu.Ama ilişkimiz gerçek olamayacak kadar pürüzlüydü zaten. Yinede ablası ciddi bir ilişkimizin olduğunu sanıyordu.Bu hareketime ne kadar çok kızacağızını bilsemde bu oyununda bazı kuralları olmak zorundaydı.

-Aslında önemli Rüzgar.Böylece hazırlıklı olurdum.Ama en başından beri hep aklına ne geldiyse uyguluyorsun.

Kızgın bakışları üzerimde dolaşmaya başlayınca kafamı ablasına çevirip,

-Üzgünüm, kesinlikle gelmek istemiyorum demek istemedim. Fakat eğer haber verseydi hem siz hem ben şaşkınlığa uğramazdık diye düşündüm.

Kadın önce hızlı konuşmamdan biraz şaşırsada hemen ardından gülümsedi.

-Bu kızı kaçırırsan seni bir randevuyla evlendiririm Rüzgar,dedi. Ben boğazımı temizlerken Rüzgar da ellerini kenetlemiş başı önünde gülüyordu.

-Kaçırmam da, zamanla kendisi kaçar,diye yanıt verdi beni şaşırtan Rüzgar.

Öksürmeye ara verip ne yapıyorsun modunda Rüzgar'a bakakaldım.

İşte kalp krizine beni asıl sokan bu hareketiydi.

Başımdan tutup yüzlerimizi yakınlaştırdı ve öpmeye başladı. Önce alnımdan daha sonra dudağımdan öptü.

Madem öpüceksin bunu ablanın yanında ne diye yaparsın ki?

Bir eli omzumda hissedip ittirilmem bir olmuştu.Neye uğradığını şaşıran ben bir kez daha şaşırılmaya mahkum bırakılmıştım.

-Rüzgar'a dokunma.O yanlızca benim.Değil mi Rüzgar?,dedi odada gördüğüm o kız. Üzerindeki yeşil elbise her ne kadar masum göstersede, gerçeği gözle görülen bir şeytan gibiydi.

Rüzgar önce büyük ve alışık olmadığım bir kahkaha attı sonrada kızı kucağına alıp yanağını sıktı.

-Küçük sevgilim kıskandı mı yani?,diye sordu.

Bu çocuğun küçük kelimesiyle derdi neydi? Küçük kız, küçük sevgilim.. Başka ne gelse şaşırmam diye düşünesim var.

-Rüzgar daha ne kadar bekleyeceğiz evlenmek için?,diye sorunca o kız,

-Önce şu kızdan kurtulalım,diye de yanıt verdi Rüzgar.

Ayağa kalkıp küçük sevgiliyi, büyük sevgiliden ayırdım.Kız kaşlarını çatmış bana bakarken Rüzgar bileğimden tutup beni yanına oturttu.

-Benim gitmek gibi bir niyetim yok küçük hanım,dedim.

-Abla kalacakmış daha.Üzgünüm Esin,dedi Rüzgar.

-Esin hadi tatlım gidelim biz.Abinler rahat otursun.

Oflasada gitmek zorundaymış gibi arkasına bakmadan gitti. Gerçekten şirin bir kız olabilir ama bana resmen savaş ilan etmişti. Hayır, sahte sevgilim, ne savaşından bahsediyorsa.

-Kıskandın mı?,diye sordu Rüzgar.

Yanından kalkıp karşıya oturdum.

-Neyi?,diye de ben sorunca kızmıştı.Kendisini kast ettiğini gayet iyi anlamıştım.Ama biraz oyundan ya da şakadan kimseye zarar gelmezdi.

-Küçük kız, oyunun içindeki oyun kazanımlaz biliyorsun değil mi?

Belki de Gitmelisin..Where stories live. Discover now