Bölüm 14 / Part-1

26.6K 2.1K 177
                                    


Vize haftasını noktalamış biri olarak sizi tüm sevgi pıtırcıklığımla selamlıyorum.  Ufak bir tatile çıkıyorum sınavların üzerime attığı ölü topraktan kurtulmak için. Bundan dolayı ikinci part ne zaman gelir tam kestiremiyorum ama bir haftayı geçirmemeye çalışacağım. Sevgiyle, mutlulukla huzurla kalın😍 

Ha bu arada satır aralarına bırakılan yorumları okurken çok keyif alıyorum. Bundan sonra o güzel nüktelerinizden birini bölüm başına ekleyeceğim. Bölüme keyifle başlamanız için. Pamuk eller klavyelere🤗

Keyifli Okumalar Dilerim😇

Üzerinde pembe tütüşü aynı renk çorapları sapsarı saçlarına rağmen koyu renk gözleri olan dünya güzeli bir kız. Hemen ardında elinde pembe bir sırt çantasıyla Mehmet beliriyor. Pembe sırt çantası + Mehmet baya şaşırtıcı geldi dimi size de?

Güzel kızın omuzları düşük başı yerde belli ki canı sıkılmış çantayı taşımakta güzel gözlüme kalmış. Güzel kız, beni fark ettiğinde bulunduğu melankolik halden çıkıyor ve koşarak bana doğru geliyor.

"Merhaba ben Hale" Küçük elini hemen avcumun içine alıyorum.

"Merhaba Hale. Ne kadar güzel bir ismin var senin. Ben adımda Beliz. Memnun oldum." Hemen kanım kaynadı bacaksıza.

"Teşekkür ederim, senin de gözlerin çok güzel." Tam yakınıma gelip gözlerime bakıyor dikkatlice bende izin isteyerek kucağıma alıyorum onu daha rahat incelesin diye. Sonuçta bu kız belli ki bizim paşa torunun yakını. Beni iyice incelesin daha sonra detaylı bir şekilde Mehmet'ime anlatır.

"Aç mısın dayıcım?" benimle küçük bacaksızın ilişini kesiyor paşa torunu. Dayı mı? Bu güzel kız Sena'nın kızı mı? E, hani görümceciğim benden küçüktü?

NE YANİ O DA MI EVLİ! Nalet de evleniyor. Sadece ben ve biriciklerim evde kaldık. Dilan sözlü zaten o da bir seneye kalmaz evlenir. Sonunda ben, Ayça ve Bihter Esra Erol'a katılacağız diye içimizi rahatlatıyorduk ki o da yayından kaldırıldı vah benim kara bahtım kör talihim vah.

Mehmet benim kalp ayarlarımla oynamadan önce otuzdan önce evleneni taşlarım diyordum. Şimdi evde kaldım diye ağlıyorum Ey Mehmet Asaf Karamehmet sen nelere kadirsin gör!

"Açım." Diyen küçük velet yeğene hızlı bir sunum hazırlıyor dayıcığı! Yan sandalyeme kurulan bacaksız da hızla yemeğini yerken bombayı masaya bırakıyor.

"Ben evden kaçtım bu arada." Tövbe bismillah! Kız bacaksız ne kaçması bu yaşta!

"Neden evden kaçtığını söylemek ister misin bize?" Sakin ol Beliz ne kadar iyi bir ebeveyn olacağını göstermenin tam sırası.

"Ben bale dersine gitmek istemiyorum ama annem zorla gönderiyor. Ayaklarım çok ağrıyor. Anneme, okuldan sonra baleye gitmek istemediğimi söyledim ama izin vermedi, bende kaçtım." Ciddi kalmakta zorlanıyorum ama acın acımızdır Küçük Hale. Ben seni anlıyorum.

"Hım, peki nasıl geldin buraya?" ürkütmeden sorguma devam ediyorum.

Mehmet'te hoş bir dekor olarak masada sessizliğine devam ediyor. Dayısın sen Dayı! Ne bu sakinlik vur ağzına iki tane. 'Neden evden kaçtın?' De. Sakin vurayım deme öldürürüm. Çocuğa şiddet don't yani. Bir anlık gafletle söyledim ben onu.

"Beni okuldan alan abi getirdi." Ciddi misin? Gerçekten mi?

"Baya iyi bir kaçış planı yapmışsın." Tutmakta zorlandığım gülüşlerim ağzımdan kaçınca Hale bana ters bir bakış attı bende kendimi toplamak zorunda kaldım. Mehmet'i söylememe gerek yok o hala süs eşyası.

İstanbul MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin