Bölüm 31 / Part -2

34.7K 1.8K 725
                                    

Size küçük değil upuzun bir bölümle sürpriz yaptım 💃🏻

Yorumlarınız ve kahkahalarınız bol olsun. Keyifli okumalar dilerim. Sizi seviyorum 💕

"Öğleden sonra bir ajansta röportajım var." Allah'ım bir dejavunun kollarına doğru çılgınlar gibi koşuyoruz ama hayır olsun!

"YİNE Mİ?!" çocuk gibi huysuz bir şekilde başını salladığında kucağında biraz daha yan dönüp ellerimle yanağını okşamaya başladım.

"İstemiyorsan kabul etmeseydin be adam!" sevgi dolu bir şey söyleyeceğimi zannetmediniz inşallah! Kendi düşen ağlamaz sevgili okur. Mehmet madem ağlayacaktı kabul etmeseydi. Beni ilgilendirmez.

"Kadını tanımıyorsun, inanılmaz azimli. Ayrıca öyle alelade bir dergi de değil. Hoş olmazdı." KADIN VE AZİMLİ Mİ?! Bunlar tehlikeli kelimeler çikolata gözlüm!

"Çok yufka yürekli bir insan olduğum için sana eşlik edeceğim." Eşlik derken gideceği yere kadar yani yanlış anlaşılmasın.

"Ciddi misin?" Yeminle kıyıya vuran balığın üzerine su atmışsın gibi bir anda canlandı.

"Tabii ki! Zaten, bu hafta sonu bizimkilerle tanışacaksın. Artık köşe kapmaca oynamanın gereği yok. Sen röportajını yaparken ben bir köşede uslu uslu otururum. Sonra da yemeğe gideriz olur mu?"

Mehmet, bu güzel habere olan sevincini bencil bir adam olmadığını göstermek için benimle paylaştı. Yani beni de mutlu etti. Şey işte ÖPTÜ!

Ofiste sevgilinle öpüşmek ne zor şey! Bir yandan anın tadını çıkarıp midendeki kelebekleri kontrol altında tutmaya çalışırken diğer yandan da ya biri odaya girer de bizi basarsa korkusuyla dışarıdaki adım seslerine bile dikkat kesiliyorsun. Zor zanaat valla azizim...

"Teşekkür ederim." Ne için öpücük için mi? Sürpriz için mi yoksa paket olarak senin hayatına dahil olduğum için mi? Çok şanslı adamsın ya, hangi erkeğin hayatında teşekkür için bu kadar fazla sebep veren kadın var ki?..

Mehmet'in kucağından kalkıp odaya girer girmez koltuğa fırlattığım çantamı aldım. Mehmet de telefonunu iç cebine yerleştirince odadan çıktık.

"Selin, biz çıkıyoruz. Öğleden sonra gelmeyeceğim. Senin ajansa gelmene gerek yok. Bugün erken çıkabilirsin." Selin bizi üç gülücükle uğurladıktan sonra Mehmet'in elimi tutması kalbime parende attırmadı desem yalan olur.

"Senin, iş yerindeyiz farkında mısın?!" Hayır, sonra vay efendim kendimde değildim. Yok ben yönetici kimliğim sarsılsın istemiyorum falan dersin ağzını yırtarım. Haberin olsun da...

"İlişkimizin geçerliliği zamana ve mekana göre değişiyor da benim mi haberim yok?" Bana laf soktu! Okudunuz mu? Vallahi tam kendime göre bir manita. Çok iyi buldum ben seni ya!

Evde sıkıldıkça Çiçek Abbas ft. Şakir gibi laf dalaşı yaparız. MÜKEMMEL BİR EĞLENCE! (dans eden kadın emojisi)

"Yo, ben oksijenin olduğu her yerde senin başına belayım, sevgilim ama sen belki özel hayatını gizli tutmak istiyorsundur diye düşündüm." Dediğimde ilk cümlem Mehmet'i herkesin bize bakmasına yetecek kadar çok güldürdü. YA BU DA KARDEŞİ GİBİ!

Seri bir şekilde yürü Mehmet, herkes parmakla bizi gösterirken, utanırım. Utandığımı da insanlar görsün istemem. Birinden utandığımı gizlemeye çalışırken yaptığım saçma hareketler için daha çok utanırım. BEN İKİZLERİM ANLASANA!

Asansörün gelmesini beklerken ben kafamı kuma gömmek istedim ama bilin bakalım ne oldu? Mehmet asansörü beklerken el ele olduğumuz yetmezmiş gibi tuttuğu elimi ÖPTÜ!

İstanbul MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin