14

23.1K 1.8K 1.3K
                                    

Öğle teneffüsünde 10-E'ye geçtim direkt. Sınıfta yalnızca birkaç kişi vardı. Birkaç kişiden biri de benimkiydi işte.

Sırasına oturduğumda bile başını sıradan kaldırmadı. Bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Öyle derin uyumuştu ki dünyadan haberi yoktu sanki. Kolu üzerine yasladığı yanağı katlanmıştı ve kızarıp şişen dudakları aralanıp felçliymiş gibi iki yana dönmüştü. Ve bu görüntü ancak bu kadar güzel görünebilirdi.

"Hey." diye mırıldanıp dürttüm onu. Gözlerini araladı, başını sıradan kaldırıp kısık gözlerini bana dikti.

"Ne var?"

"Gece iyi uyuyamadın herhalde." dedim gülerek. Başını hafifçe yana eğdi.

"Pek değil."

"Neden?" Yanakları hafifçe allandı.

"Sen aşk falan deyince..." İstemsizce kahkaha attım. Buna bu kadar takıldığına inanamıyordum.

"Bulabildin mi bari kim olduğunu?" dedim gülümseyerek. Bakışlarını sırada dolandırdı.

"Bir süredir rüyalarıma giren biri var." Aklıma rüyasında sevgilisine sarıldığı gelince bakışlarımı kaçırıp gülümsemeye çalıştım. Pek istekli bir gülümseme değildi açıkcası.

"Bana kim olduğunu söyleyecek misin?" Başını hafifçe iki yana salladı. "Neden?"

"Utanç verici." Gülümsedim yine sinirle.

"Birini sevmek utanç verici mi sence?"

"Hayır, yani diyorum ki... Sevdiğim kişi... Sevdiğim kişinin o olması utanç verici."

"O zaman sevmiyorsun. Birini sevdiğinde her şeyiyle seversin ve bunu söylemek bile gurur verici gelir. Sevmek böyle bir şey değil mi zaten? Her şeyiyle her şekilde kabul etmek?" Yanaklarını şişirdi.

"Aşık değilim zaten. Aklıma takılıyor." diye mırıldandı. Bu alev alan göğsüme su serpen cümle oldu. Sıcaklığımın hafiflediğini hissederken sinirle havaya kalkan omuzlarım gevşedi.

"Olma. Kendin demedin mi, acıtır." Başıyla hafifçe onayladı. Sonra başını tekrar sıraya koydu. "Sen dün akşam yemeği yemedin. Sabah da kahvaltıda adam gibi bir şey yemedin. Şimdi bari yesene kantinde." Elini karnına koydu. "Doktora mı gitsek?"

"O ağrı... O sadece..." Kaşlarımı kaldırdım. Yanakları allaşırken yüzünü sıraya çevirip benden sakladı. Boğuk sesinden söylediklerini zor çıkardım. "O ağrı sadece senin yanında geliyor." Ve olduğum yerde kalakaldım.

"Ah..." Başımı eğdim, elimi enseme atıp parmaklarımı ense saçlarım arasında gezdirdim. "Özür dilerim."

"Bu senin suçun değil ki. Bende bir problem var." Sanki beynim fazla çalışmaktan çökmüştü. Kafamdan dumanlar yükseliyormuş gibi hissediyordum.

"Be-ben sınıfıma çıkıyorum. Ödevimi yapmayı unutmuşum."

*

Okul çıkışında eve doğru yürürken Pizzacının önünden geçiyorduk. Yolun ortasında durduğumda o da durup bana döndü. Başımla işaret edip içeri girdim. O da peşimden tabi.

"Ne yapacağız burada?" diye mırıldandı sıkkın bir ifadeyle bana bakarak.

"Çiğköfte yiyeceğiz." dedim göz devirerek. Dudaklarını birbirine bastırdı. Kasaya ilerlediğimizde kendime karışık pizza istedim. Ona döndüğümde mal mal bana bakıyordu.

"Aç değilim."

"Gece yatakta uyumana izin vermem." dedim dişlerimi sıkarak. Kasadaki kız boğulur gibi öksürmeye başladığında şaşkınlıkla ona baktım. Tekrar Bora'ya döndüğümde gözlerini kocaman açmış, kıpkırmızı olmuştu.

Sobe (Gay)Where stories live. Discover now