15

22.8K 1.7K 1K
                                    

Yüzüme aptal aptal bakmayı sürdürdüğünde alayla güldüm. "Bir şey demeyecek misin?" Hafifçe yutkunduğunu boğazının hareketinden anladım. Hemen ardından bakışlarını kaçırdı.

"Ne demeliyim?"

"Genelde hakaret ederler. Biraz daha güçlü olsan dövmeyi deneyebilirdin. Senin durumunda ise bir küfür savurup eve dönerek eşyalarını toplayıp bana orta parmak sallayarak toz olman büyük bir ihtimal. Ya da insancıl bir şekilde bunun seni rahatsız etmediğini söylersin ve normal bir şekilde devam ederiz." Ellerini kollarına atıp hafifçe ovuşturdu ceketini.

"Bu senin... Kimliğin yani ben... Bana seni böyle kabullenmek düşer." Tuttuğum nefesimi sesli bir şekilde saldığımda rahatlayan yüz ifademe kaydı bakışları.

"Şey, teşekkürler."

"Ben teşekkür ederim. Dürüstsün." Başımla hafifçe onayladım. İçeri girdik apartmandan. Eve geldiğimizde annem kapıda karşıladı bizi.

"Geçin bakalım." Annemin sinirli suratı şaşkınlıkla düşünmeme sebep oldu. Bir şey yapmış mıydım? Hiç hatırlamıyorum ki...

Doğru bizim odamıza gidiyorduk. "Anne-"

"Bakın temizlik yaparken ne buldum." Öylece bakakaldım yatağıma. Bir prezervatif kutusu.

"Ne-ne-nerden çıktı bu?" diye kekeledim şok içinde.

"Çekmecenden. En önemlisi, yerde açık bir tanesini bulduğum için odanı tarayıp bunu bulmam." Annem kollarını göğsünde birleştirdi, dik dik bakmaya başladı bize. "Ne yapıyorsunuz siz?"

Paket benimdi. Ama o açık olan ne alaka, bilmediğim için bakışlarımı Bora'ya çevirdim. Suratı resmen kıpkırmızıydı. Sanki bedenindeki tüm kan yanaklarına hücum etmişti.

"Paket benim ama açık olan... Odamda hiç kullanmadım."

"Sen on yedi yaşındasın!" diye bağırdı annem işaret parmağını göğsüme bastırarak. "On yedi!" diye bağırdı tekrar. "Ne işin olabilir ki senin bununla?" diye bağırdı tekrar. Dudaklarımı birbirine gömdüm.

"Sen beni doğurduğunda on yedi yaşında değil miydin?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Annem eliyle alnını ovuşturdu.

"Bizim zamanımızda öyleydi." Omuz silktim.

"Bence bu zamanla ya da yaşla alakalı değil. Yeterli olgunluğa eriştiğimi düşünüyorum. Ve anne, bence cinsel hayatım seni ilgilendirmez. Lütfen bir daha odamı karıştırma." dedim sesimi sakin tutmaya çalışarak. Sinirlendiğim kişi annem değildi. Aslında Bora da değildi. Bilmiyorum, kendimi çok rahatsız hissetmiştim, belki de bu yüzdendi. Anneme hak veriyordum. Benim çocuğum da küçük yaşta birileriyle birlikte olsa ben de onun için endişelenirdim. Ama bunun olgunlukla alakalı olduğunda kararlıydım. Ben doğru ve yanlışı ayırt edebildiğimi düşünüyordum.

"Peki..." dedi annem sıktığı yumruklarını gevşeterek. "Bunlar tanıdığım biri üzerinde mi kullanılıyor?" Başımı iki yana salladım.

"Belki bir ara tanıştırırım. Şimdi bizi biraz yalnız bırakır mısın?" Başıyla hafifçe onaylayıp çıktı odamdan. İçeri girdim, Bora da girince ona dönerek elimi kapıya atıp kapattım. Bora sırtını kapıya gömerken yüzlerimiz çok yakındı ve kıpkırmızı yüzü yere eğikti. "Evet?"

"Be-ben... Sen dışarı çıkmıştın ya... Saatlerce gelmemiştin. O gün çekmeceden bir şeyler çekiştirdiğini gördüm ve yere bir şey düşürdün. Yatağın altına gitmişti. Aldığımda paketin ne olduğunu anlamadım ve açtım. Ne olduğunu anlayınca tekrar yatağın altına..." Göz devirdim. Neyse, en azından odamı karıştırmadığını biliyordum artık.

Sobe (Gay)Where stories live. Discover now