30

19.5K 1.3K 898
                                    

Gecenin bir yarısı uyanmamın sebebi yüzüme vuran ışık değildi. Ama ilk ilgimi çeken ışık kaynağı oldu. Boynumun altına kafasını sıkıştıran Bora telefonla oynuyordu. Belindeki elimi biraz daha sıkılaştırdığımda kıpırdandı ama tepki vermedi.

Uyuyorum sanıyordu.

Röntgenleyebilirim.

Çizgiroman okuduğunu fark edince yüzümün düştüğünü hissettim. Oysa arkadaşlarıyla falan konuşsa çok güzel stalklar ve bir sürü şey öğrenirdim.

Uyuyayım dedim ama burnunu sertçe çektiğinde gözlerimi tekrar araladım. Duygusal bir sahne okuyordu sanırım. Ağzını sıkıca kapatıp hıçkırığını gömdü ama bedeninin sarsılmasından anladım. Gözlerimi telefona çevirdiğimde erkek erkeğe ilişkiyi anlatan bir manga olduğunu fark ettim. Göz devirdim o an. Ama o telefonunu yastığının altına soktu, bana dönüp belime sıkıca sarılarak yüzünü göğsüme sakladı. Aptal.

Elimi saçlarına atıp hafifçe okşadığımda başını hafifçe geriye çekip bana baktı. "Uyanık mıydın?"

"Şimdi uyandım." diye mırıldandım. Ses çıkartmadan tekrar göğsüme sokuldu. "Okuduğun şey gerçek değildi." diye homurdandım. "Ağlama."

"Gerçek olmadığı için ağlıyorum." diye mırıldanıp biraz daha sıkı sarıldı. İç geçirdim. Parmaklarımı saçları arasından geçirip geriye ittim. Burnunu çekti.

"O kadar güzel miydi?" Başıyla onayladı. "Ne yapıyorlardı ki?"

"Kavuştular aslında." diye mırıldandı. "Kimseyi umursamadılar. Her şeyden uzaklaştılar. Ve sadece birbirlerine aitler. Düşünsene." Kaşlarımı kaldırdım o görmese de.

"Sen de sadece bana ait değil misin?" Başıyla hafifçe onayladı yüzünü göğsüme sürterek. "Ben de sadece sana aitim. Kimse umrumda da değil. Seni ailenden koparacak kadar çok sevdim. Ailemi karşıma alacak kadar. Biz gerçeğiz."

"Haklısın." dedi ve tekrar çekti burnunu.

"Yarın okul var. Annemler de gelecek. Uyuyalım mı artık?" Tekrar başıyla onayladı ve birden sıkıca sarıldı bana. "Off, boğuluyorum!" Kıkırdadı, yatakta yukarı doğru tırmanıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum." dedim gülümseyerek. "Gözlerinde alabora oluyorum."

*

Sonraki gün okula gelene kadar üçümüz arasında mükemmel bir gerilim vardı. Sonunda Bora sınıfına girerken bana el salladı. Biz de Mustafa'yla üst kata çıktık. "Benden özellikle uzak duruyor." diye mırıldandı. Hıhladım.

"Ne bekliyorsun ki?"

"Arkadaş kalabilmemizi. Sırf senin öğrenmene mi bağlıydı?" Omuz silktim.

"En baştan bilseydim en baştan böyle olacaktı." Dişlerini sıktığını fark ettim.

"Farkındaysan ilk ben seviyordum. Sen sevmiyordun o sıra hani." Omuz silktim.

"Söylemedin. Ben de ona aşık oldum. Ayrıca ona insan gibi davransaydın, en başta beni farkında bile değilmiş. Kendi hataların için beni suçlama. Hah, bu arada iyiki bu hatayı yapmışsın." dedim yapmacık bir gülümsemeyle. Ve sırama geçtim.

"Günaydın." dedi Ali başını sırada bana doğru çevirip gülümseyerek.

"Günaydın." İrkildim, iç geçirdim. Sesim aşırı sinirli çıkmıştı.

"Sinirlerin sınırda yine?"

"Sorma." dedim sadece.

"Sevgilinle mi tartıştın?" dedi ufak bir tebessümle. Başımı iki yana salladım. "Elif yanımıza geldiğinde sinirden çıldırıyordu. Ben de sizi ayarlamak için değil, arkadaş olmanız için çağırdığımı söyledim. Benimkinin aklına girdi, toplanıp gittiler." Dudaklarımı birbirine gömdüm.

"Kusura bakma. Bora biraz sarhoş oldu da." İşaret parmağımı kulağımın yanına götürüp çevirdim. "Anlarsın ya..."

"Sorun çıkarmaya yer aradığı belliydi zaten." dedi kıkırdayarak. Dudaklarımı birbirine bastırıp başımla onayladım.

Bora girdi sınıfa elinde bir kutuyla. Etrafına bakındı, bize doğru hızlı hızlı adımladı ve ben yanıma gelmesini beklerken Ali'nin önünde durdu. Ali doğrulup ona baktı şaşkınlıkla. Bora gülümseyerek elindeki kutuyu önüne bıraktı Ali'nin. "Bunu Elif'e verir misin? Özür hediyesi benden. Lütfen açma ama." Ali'yle şaşkınlıkla birbirimize baktık.

"Ah, olur." dedi Ali. Bora ona son bir gülümseme bahşedip bakışlarını bana çevirdi, göz kırptı. Sonra çıktı sınıftan. Ali şaşkınlıkla bana baktı. "Siktir, Bora'ya bak sen." Paketi çantasına atmak üzere çantasını açtı ama elimi bileğine sarıp durdurdum onu.

"Hayır, içine bakalım."

"Bora bakma dedi, paket bozulur hem."

"Ben yeni paket alırım. Aç şunu." dedim kaşlarımı çatarak. Bora gibi bir şeytan bir kıza özür hediyesi almazdı. Hele ki Elif'e. Kız iyi biriydi ama Bora çoğunlukla yanımızda olmadığı için kızı tanımıyordu ve sarhoş olduğu anlarda kız sinirlendiği için biraz ters davranmıştı.

"Ama bu ayıp olmaz mı? Sevgiline güvenmiyor musun?"

"Bu konuda hayır." dedim ve paketi elinden alıp açtım, içindekini görmemle göz devirip Ali'ye gösterdim. Ali önce domuz sesi çıkarttı, sonra öyle bir kahkaha attı ki herkes bize döndü. Paketi sessizce kapattım ve kendi çantama attım. İçinde dildo vardı.

*

Eve gelene kadar ağzımı açmadım. Odama girdiğimizde çantamı yere attım ve yatağımın ucuna oturdum. Bora da ceketini çıkarıp astı, çantasına uzanıp ders kitaplarını çıkardı. "Elif'e hediye alman çok ince bir hareket." dedim dümdüz bir ifadeyle. Şaşkınlıkla bana baktı, sessizce eşyalarını masama bırakıp sandalyeye yerleşti.

"Ufak bir şeydi."

"Çok da ufak değildi." Hareketsiz kalmasını izledim. Sonra yavaşça alt dudağını ısırdı.

"Baktın mı içine?" Ayağa kalkıp çantama uzandım, içinden paketi çıkarıp masanın üzerine attım. Yerinde sıçradı. Kollarımı göğsümde birleştirip karşısına dikildim.

"O kadar çok beğendim ki, kıza vermeye kıyamadım. Birlikte oynamaya ne dersin?" Gözlerini iriltip bana çevirdi.

"Ama hak etti!"

"Kız hiçbir şey yapmadı."

"Sana yapmadı. Bana çok kötü davrandı. Sen görmedin ama ağız hareketleriyle ibne dedi bana!" Kaşlarımı çatabildiğim kadar çattım.

"Ne derse desin, böyle bir şey yapmana değer mi? Hem ne ara aldın sen bunu?" dedim kaşlarımı çatarak. Bakışlarını kaçırdı.

"Sınıfımdan birinden almasını istedim." Kollarımı serbest bıraktım ve ellerimi masaya gömdüm. Tekrar sıçradı yerinde.

"Bir daha benden habersiz sakın böyle şeyler yapma." Başıyla onayladı hızlı hızlı. Annemler geleceği için paketi elime alıp sakladım.

"Özür dilerim." dedi masayı izlerken.

"Teşekkür et bence. Neredeyse o kıza karşı küçük düşecektin. Okula yayabilirdi ama yaymadı." Hızlı bir atakla ayağa kalkıp yorganın altına girdi. Kaşlarımı çattım tekrar. "Bana surat asma!"

"Sen de diğer herkesi bana karşı savunma!"

"Diğer herkesin ne bok yediği beni ilgilendirmiyor! Ben sadece senin eylemlerinle ilgileniyorum!" Cevap vermedi. Ofladım, yatağa girip kollarımın arasına çektim onu. "Diğer herkesten nefret ediyorum. Yaptıkları hiçbir şey onları düşüremez çünkü yeteri kadarından daha fazla aşağı düştüler gözümde. Ama senin küçük düşmeni istemiyorum." Bana dönüp sarıldı. Başımı göğsüne koyup beline sarıldım.

"Bir daha olmayacak."

Geçen bölümlerde sözü geçen kitaba profilimden ulaşabilirsiniz. Ad bulamadığım için adı şimdilik Kağan. İyi okumalar...

Sobe (Gay)Where stories live. Discover now