09 Nisan 2004
Hollanda – Amsterdam / Amsterdam Üniversitesi
Yemekten sonra Kuzey denizinin üşüten havasına rağmen biraz yürümek istedi Angelika. Seiji de onun fikrine katıldı ve restorandan çıktılar. Kumsalın ortasında betondan yapılma patikadan biraz genişçe bir yol vardı ve bu yolda yürümeye başladılar. Havada muazzam bir aşk kokusu vardı ama Angelika için bu koku sadece sevişme dürtülerinin kendisinde salgıladığı hormonsal bir kokuydu. Seiji'ye göreyse aralarında oluşabilecek aşkın habercisiydi ortamdaki her şey. Rüzgârın coşturduğu dalgaların yaydığı iyot kokusunun, yine rüzgâr tarafından kendilerine doğru üflenmesi ruhunu çok okşamıştı birden. Bu koku, coşkun dalgalar, her ikisinin de saçlarını biri birine karıştıran rüzgar ve bu kumsal tarifsiz duygulara sürüklüyordu Seiji'yi.
Havadan sudan, gelecekten geçmişten, eften püften konuşarak yürüdüler epey bir müddet. Yürüdüler yan yana ta ki Angelika üşüyene kadar. Seiji Ceketini çıkarıp Angelika'nın omuzlarına yerleştirdi ve arabaya dönüp şehre dönmek için yola koyuldular usulca.
![](https://img.wattpad.com/cover/134635372-288-k934869.jpg)
YOU ARE READING
ANGELIKA
General FictionDeğerli okurlar... ANGELİKA - BEGONVIL isimli kitabım dü itibariyle satışa çıkmıştır. İlginize şimdiden çok teşekkür ederim. Dünyanın en iyi ilk üç bilgisayar korsanından birisi Angelika. Belkide en iyisi o. Kirli dünyaların korkusu. Bazen bir me...